gurup vakti
  Onuncu gününde kaplanlar
 

             Onuncu Gününde Kaplanlar

 
Zekeriya Tamir*
Arapça'dan Çeviren: Faruk Bozgöz
Ormanlar, bir kafeste hapsedilmiş kaplandan çok uzaklarda kalmıştı, Fakat o, ormanları unutamamıştı. Kafesinin çevresinde daire olmuş adamlara kızgın bir şekilde baktı. Çevresindekilerinin gözleri merakla ve korkusuz bir şekilde onu süzüyordu. İçlerinden birisi buyurgan ve sakin bîr ses tonuyla konuşuyordu: "Eğer sizler gerçekten mesleğimi, hayvan eğiticilik mesleğini öğrenmek istiyorsanız, düşmanınızın midesinin ilk hedef olduğunu bir saniye bile olsun unutmamalısınız. Göreceksiniz ki bu, aynı anda hem zor hem de kolay bir meslektir. Şimdi şu kaplana bakın! Bu, kötü huylu, kendini beğenmiş, özgürlüğüyle, gücüyle ve saldırganlsğıyla övünen bir kaplan. Fakat o değişecek ve tıpkı küçük bir çocuk gibi uysal ve itaatkar olacak. Seyredin şimdi; yiyeceğe sahip olanla olmayan arasında cereyan eden olayları seyredin ve öğrenin.
Birinci Gün
Adamlar hemen, kendilerinin hayvan eğiticiliği mesleğinde çok iyi birer öğrenci olacakları yönünde bir sohbete koyuldular. Eğitici, yüzü parlayarak gülümsedi. Sonra kaplana alaylı bir üslupla halini sorarak hitabetti: "Değerli konuğumuzun hali nasıldır acaba?"
Kaplan: "Bana yiyeceğimi hazırla, yemek vaktim geldi."
Hayvan eğiticisi yapmacık bir şaşkınlıkla dedi ki: "Benim esirim olduğun halde bana emir mi veriyorsun! Ne komik bir kaplansın sen. Burada emir vermeye yetkili tek kişinin ben olduğumu bilmen gerekir."
Kaplan: "Hiçkimse kaplanlara emir veremez." dedi.
Hayvan terbiyecesi: "Fakat sen şu anda bir kaplan değilsin. Sen ormanlardayken bir kaplandın. Oysa ki şu an kafestesin ve sen sadece emirleri yerine getirecek, dilediğimi yapacak bir esirsin."
Kaplan sabırsızlıkla atıldı: "Hiç kimseye köle olmayacağım."
Hayvan terbiyecisi: "Sen bana itaat etmeye mecbursun. Çünkü sana yiyecek veren benim."
Kaplan: "Senin yiyeceğini istemiyorum." dedi.
Hayvan terbiyecisi: "Öyleyse İstediğin gibi aç kalabilirsin. Sana istemediğin bir işi zorla yaptıracak değilim ya."
Öğrencilerine dönerek şöyle devam etti: "Nasıl değişeceğini göreceksiniz. Dikbaşlılık karın doyurmaz."
Kaplan acıktı. Avlarının peşinde hiçbir engel olmadan rüzgar gibi koştuğu günleri hatırladı.
İkinci Gün
Hayvan terbiyecisi ve arkadaşları kaplanın kafesini çevrelemişlerdi. Hayvan terbiyecisi dedi ki: "Acıkmadın mı? Kesinlikle sana azabedecek ve elem verecek bir derecede acıkmışsındır. Aç olduğunu söyle, istediğin kadar ete kavuşursun."
Kaplan susmaya devam etti. Hayvan bakıcısı ona dedi ki: "Söylediğimi yerine getir bak, ahmak olma. Aç olduğunu itiraf et, hemen karnın doyar."
Kaplan: "açım" dedi,
Bunun üzerine terbiyeci güldü ve arkadaşlarına: "Bakın işte. O hiç kurtulamayacağı bir tuzağa düştü." Hemen emir verdi ve derhal kaplan bir sürü ete kavuştu.
Üçüncü Gün
Hayvan terbiyecisi kaplana şöyle hitap etti: "Eğer bugün yemeğe kavuşmak istiyorsan senden isteyeceğimi yerine getir."
Kaplan: "Asla sana itaat etmeyeceğim."
Hayvan terbiyecisi: "Aceleci olma! Çünkü istediğim çok basit. Sen şu an kafesinde dönüp duruyorsun. Sana "ayakların üzerine dikil" dediğimde hemen ayakların üzerine dikilmen gerekecek."
Kaplan kendi kendine "Gerçekten bu çok önemsiz bir istek. İnatçı olup acıkmama değmez."
Hayvan terbiyecisi sert ve emredici bir dille bağırdı: "Ayağa kalk!"
Kaplan derhal ayakları üstüne dikiidi. Hayvan terbiyecisi memnun bir eda ile "Çook güzeel." dedi. Kaplan derhal memnun edildi. Hayvan terbiyecisi öğrencilerine; "Birkaç gün sonra kağıttan bir kaplan oiacak" derken kaplan da büyük bir iştahla yemeğe koyuldu.
Dördüncü Gün
Kaplan hayvan terbiyecisine dedi ki: "Ben açım, benden ayakta durmamı istesene."
Bunun üzerine hayvan terbiyecisi öğrencilerine hitben: "İşte bakın emirlerimi sevmeye başladı bile." Sonra sözlerini kaplana yönelterek devam etti: "Bugün kedi gibi miyavlarnadığın sürece yemek yiyemeyeceksin." Bu söz üzerine kapian öfkesini içine gömdü ve kendi kendine şöyle dedi: "Ne olacak sanki! Kedi miyavlaması taklidi yapsam bir eğlenmiş olurum." Kedi gibi rniyavladı fakat hayvan terbiyecisi suratını astı ve memnuniyetsiz bir şekilde: "Başarısız bir taklit. Kaplan kükremesini kedi miyavlaması olarak mı kabul ediyorsun sen."
Kaplan ikinci kez kedi gibi miyavladı. Fakat hayvan terbiyecisi suratını asmaya devam etti ve küçümseyerek şöyle dedi: "Miyavlaman hâlâ başarısız. Bugün seni bırakıyorum. Biraz kedi gibi miyavlama antrenmanı yap. Yarın seni imtihan edeceğim. Eğer başarılı olursan yemek yersin. Ama başaramazsan asla yemek yiyemeyeceksin."
Hayvan terbiyecisi ağır adımlarla yürüyerek kaplanın kafesinden uzaklaştı. Peşinden de öğrencileri. Oniar aralarında gülüşerek fısıldaşıyoriardı. Kapian iç geçirerek ormanlara doğru kükredi. Fakat ormaniar çok uzaktaydı.
Beşinci Gün
Hayvan terbiyecisi kaplana: "Haydi! Başarılı bir şekilde kedî gibi miyavlayabilirsen büyük bir parça taze et kazanacaksın." dedi.
Kapian kedi gibi miyavlama taklidi yaptı. Hayvan terbiyecisi abartılı bir şekiide alkışladı ve neşeyie: "Harika! Mart kedisi gibi miyavlıyorsun."
Ona büyük bir parça et attı.
Altıncı Gün
Hayvan terbiyecisi kaptana yaklaşır yaklaşmaz, kaplan kedi gibi miyavlamaya başladı. Fakat hayvan
terbiyecisi kaşları çatık bir şekilde suskunluğuna devam etti. Bunu gören kaplan şöyle dedi: "tşte kedi gibi miyavladım ya!"
Hayvan terbiyecisi: "Eşek anırmasını taklit et." Kaplan hoşnutsuz bir biçimde; "Ben! Tüm orman hayvanlarının korktuğu kaplan, eşek gibi mi anıracağtm. Ölürüm de bu isteğini yerine getirmem."
Ağzından bir kelime bile çıkmadan hayvan terbiyecisi kaplanın kafesinden uzaklaştı.
Yedinci Gün
Hayvan terbiyecisi barışçı bir biçimde gülümseyerek kaplanın kafesine doğru İlerledi ve kaplana dedi ki: "Yemek yemek istiyor musun?"
Kaplan: "Yemek istiyorum."
Hayvan terbiyecisi: "Yiyeceğin etin bir bedeli var. Eşek gibi anır yiyeceğe kavuşursun."
Kaplan ormanları hatırlamaya çalıştı. Fakat başaramadı. Gözleri kapalı bir şekilde anırrmaya koyuldu. Hayvan terbiyecisi: "Anırışın başarılı değil. Lâkin sana acıdığım için bir parça et vereceğim."
Sekizinci Gün
Hayvan terbiyecisi, kaplana şöyle dedi: "Şimdi bir söylev sunacağım. Ben bitirdiğim zaman hoşnut bir şekilde alkışla."
Kaplan: "Alkışlayacağım,"
Bunun üzerine hayvan terbiyecisi, bir söylev sunmaya başladı. Ve dedi kî: "Ey yurttaşlar! Değişik münasebetlerle geleceğimizle ilgili pekçok probleme ait tavrımızı izah etmiştik. Bu kesin ve açık tavır, düşman güçler ne kadar tuzak kurarsa kursun asla değişmeyecektir. Evvel Allah'ın izniyle zafere ulaşacağız."
Kaplan: "Söylediğinden bir şey anlamadım."
Hayvan terbiyecisi: "Söylediğim herşeyi beğenmen ve hararetle alkışlaman gerekir."
Kaplan: "Beni bağışla! Ben okuma yazması olmayan cahil birisiyim. Konuşman bîr harikaydı. İstediğin gibi alkışlayacağım seni."
Kaplan onu sevinçle alkışladı; bunun üzerine hayvan terbiyecisi: "Ben münafıklığı da münafıkları da sevmem. Ceza olarak bugün sana yiyecek yok."
Dokuzuncu Gün
Hayvan terbiyecisi ertesi gün elinde bir tutam ot tutarak geldi. Otu kaplanın önüne attı ve "Ye!" dedi.
Kapian: "Bu da ne! Ben et yiyicilerdenim".
Hayvan terbiyecisi: "Bugünden itibaren artık ottan başka hiçbir şey yemeyeceksin."
Kaplanın açlığı şiddetlenince otları yemeye çaba gösterdi. Ancak tadı hoşuna gitmedi ve tiksintiyle otlardan uzaklaştı. Fakat sonra ikinci kez onlara döndü. Yavaş yavaş tadına alışmaya başladı.
Onuncu Gün
Hayvan terbiyecisi, öğrencileri, kaplan ve kafes ortadan kayboldu. Kaplan yurttaş, kafes de ülke oldu. ■
____________________________________________________
 "En-Numûr Ji'l-Yevıni'l-Asir" The Tigt'.rs on tke. 10f.Jı Day ?>. Baskı, 1994. Landon, Riad et-Rayyes Boohs.

 
 
  Bugün 247 ziyaretçi (264 klik) buradaydı  



   

Selam Dünya !..gurup vakti bir aile sitesidir. çorbada tuzu olsun isteyenler, tenkit ve tavsiyeleri için (alt1946@windowslive.com) veya ( mim.sait@hotmail.com ) adreslerine e posta gönderebilirler !.. gurup vakti -Ailenizin Sitesi








Diese Webseite wurde kostenlos mit Homepage-Baukasten.de erstellt. Willst du auch eine eigene Webseite?
Gratis anmelden