gurup vakti
  006-A-014-3- Sabatayizm ve Masonluk
 

  SABATAYİZM VE MASONLUK


  Selamun aleyküm
Bismillahirrahmanirrahim değerli dava arkadaşlarım bu seminer yahut sohbetimizde Allah’ın izniyle ülkemiz ve dünya milletleri içerisinde iki büyük fesat-bozguncu şebekeyi tanımaya çalışacağız bunlardan önce adı çok duyulan ama pek çok kişinin yanlış bilgilendirildiği dolayısıyla da daha başka yanlışların bunu takip etmesine neden olduğunu iyi bildiğimiz Sabatayizm veya genelde söylenen adıyla Sabataycılık nedir sorusunu cevaplandırmak istiyoruz
Sabataycılık yahut Sabatayizm adından da anlaşılacağı üzere Sabatay Sevi olarak Türkçe telafuzla söylenen isim kaynak olmuştur Sabatay denilen şahısın ismi çeşitli şekillerde söylenebilmektedir Sebatay - Sabatai - Sabatay olan adıdır soyadı ise Sevi diye telafuz etmemize karşılık İbranice şekli Svi şeklindedir bu Sevi adı bu cemaatın bağlılarında kadın ismi olarak da Sevgi şeklinde özellikle Sev-- kökü korunacak şekilde başka isimler biçiminde de söylenmektedir örneğin : Sevtap Erener bu cemaat mensubu bir ailedendir adı olan Sevtap’ın birinci bölümü Sev hecesi bu koruma geleneğinden dolayıdır kısaca biz burada Sabatay Sevi diye bu şahısın adını söylemekle yetineceğiz Sabatay, İspanya göçmeni seferad Yahudilerinden Mordehay Sevi’nin oğlu olarak İzmir’de 1624 yılında doğdu babası Mordehay oğlunun haham olmasını istiyordu ailenin ilk oğlu olduğundan dinsel inançları gereği ilk çocuk erkek olunca mabede adak kabul edildiğinden bu tercih yapılmıştı Sabatay Sevi 20 yaşlarına kadar haham şakirdi yani yardımcısı olarak yetiştirildi bu arada yahudi gizli öğretilerinden Kabala ilmi için de özel bir eğitim aldı Tevrat şifrelerini çözmeye yönelik bir eğitim de olan kabala verilerine dayanarak 1646 yılında 24 yaşındayken Yahudilerin beklediği mesih olduğu iddiasında bulundu ve peygamberliğini ilan etti bu arada bir nedenle bir alacak verecek meselesinden kavgalı iki yahudi arasında kaldığı bir sırada taraflardan biri Ogan adındaki şahıs korku ve heyecandan bayılınca bunu değerlendiren Sabatay baygın adamı ayıktırıp kendisine yardımcı olursa kurtaracağını söyledi o da bunu kabul edince olayı ölü diriltme olarak sergilediler meraklılar bunu gerçek zannederek bir mucize diye bu olay hızla şehirde yayıldı mesih beklentisindeki yahudilerle beraber birçok cahil müslüman da bu mucize tezgahına inandılar kısa sürede Sabatay etrafında 40.000 kişi kadar inanmış taraftarı toplandı bu taraftarlar arasında çapulcu, sahtekar bir sürü çıkarcı da vardı çevreye saldırganlıklar başlayınca devlet müdahale etti sorumlu görülen Sabatay önce Çanakkale hapishanesine kapatıldı orada gardiyanları ve mahkumları baştan çıkarmaya başlayınca Sultan olan Avcı Mehmet’in o sırada bulunduğu Edirne sarayına götürüldü Padişah ondan gerçek peygamberse bir mucize gösterirse kendisinin de inanacağını söyledi Sultan Mehmetin yahudi asıllı baş hekimi mucize göstermezse başının vurulacağını hayatını kurtarmak istiyorsa müslüman olması gerektiğini söyleyince Sabatay can korkusuyla usulen müslüman oldum dedi ve yağcılık olsun diye padişahın da adı olduğundan Mehmet adını aldı Tevratta gelecek mesihin başka bir halk tarafından yutulacağı söylendiğinden bunun böyle bir durum olduğunu yayarak görünüşte müslüman olduğunu aslında hala yahudi ve peygamber olduğunu taraftarları arasında yaydı Sultan da müslüman olduğunu söylediğinden dolayı onu Arnavutluk bölgesinde sürgüne gönderdi Sabatay hayatının sonuna kadar orada kaldı ve orada öldü sağlığında iddia ettiği peygamberliğin kitabı olarak bir kitap yazdı bu kitabında gizliliğe ve müslüman görünüp yahudi yaşamaya büyük önem verdi inanmışlarına müslüman adı yanında yahudi adı da taşımalarını emreden hükümler yazdı 18 ana bölümden meydana gelen kitabının önemli bir bölümünün adı Beria bölümüdür Beria bir yahudi bayramının kendince yeniden uyarlanmış bir şeklini emreder Beria adının anlamı çoğalma demektir bu bayramın bilinen başka isimleri de vardır kara tavuk bayramı horoz bayramı kuzu bayramı dört gönül bayramı gibi isimlerle anılan bu bayram isimlerinin anlamıyla çok yakın ilgiye sahiptir bu bayram yahudi takvimine göre Ador ayının 13. günü ve gecesi kutlanır bildiğimiz Mart ayının 18. gününe denk gelir bu gün o gün en az dört kişi bir araya gelerek bayram kutlamasına başlanır bunlar en az iki aile demektir ve iki kadın ile iki erkekten meydana gelir bu bayramı yalnız evliler kutlayabilir aile sayısı böylece 4 + 4 + 4 +......şeklinde artabilir kuzu etini sadece bu bayramda yediklerinden kuzu bayramı bu nedenle söylenir akşam kesilen kuzuların ön kısımları yenir arka kısımları haram sayılır ve yenilemez gece yarısına kadar içki içilir ve eğlenilir gece yarısını geçince eski geleneklere göre o gece yakılan mumlar söndürülür mumların sönmesiyle rasgele cinsel birleşmelere geçilir ve bu gece kimin kiminle beraber olduğu asla bilinemez bu geceden hamile kalmak ve bu geceden doğan çocuklar kutsal kabul edilir bu geceyi gizleyebilmek için de taşıdıkları müslüman isimleri yardımcı olur Müslüman çevrelerde kendilerini oruç tutmadıkları ve namaz da kılmadıkları için Alevi olarak tanıttıklarından yaptıkları bu mum söndürme olayı haksız olarak Alevi müslümanlara mal edilir be gecede mumları söndürmek için yanan mumlar üzerine tavuk yahut horoz uçurulduğundan bu bayrama horoz bayramı da bu nedenle denilmektedir Sabatayistler denilen bu cemaat Sabatay Sevinin ölümünden sonra ikiye ayrıldılar başlıca iki aile etrafında toplandıklarından Karakaşlar etrafında toplananlara Karakaşzadeler Ogan efendi tarafında toplananlara da Oganzadeler denildi günümüzde pek çok kişinin soyadının temeli bu Ogan ve Karakaş geleneğinden kaynaklanır sözgelişi muhafazakar kesimde adı çok duyulan ve muhafazakar bir kişi olarak tanınan pek çok kimsenin soyadı daha çok Karakaş olarak geçer örnek verirsek AKP hükümetinin isteği ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Türkiye üyeliğine atanan hakim bu aileden olup soyadı Karakaş’tır Sabatay Sevi’nin göstermelik müslüman oluşunda aldığı isim olan Mehmet adına da çokça rastlarız bu cemat kökenli olduğunu bildiğimiz örneğin Yaşar Büyükanıt’ın ilk adı da Mehmet’tir Yaşarar Büyükanıt’ın damadı Yahudidir Cumhurbaşkanlığı yapan Turgut Özal ile kardeşi Korkut Özal’ların hanımları yahudidir Ecevit’in eşi Rahşan yahudidir başbakanlık yapan Tansu Çiller Sabatayist kökenli Ogan soyludur ancak bu saydığımız kişilerin ilk adlarında ya Mehmet ya Sevgi adları israrla korunmuştur Osmanlı tanzimat dönemi ardından Selanik çevresinde ve İzmir, İsparta, Burdur, Antalya, Siirt, Bitlis, Maraş gibi vilayetlere yerleşen Sabatayist zenginlerinin çocukları zamanla Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi Türkiye’sinde çok önemli makamlarda bulundular bunlardan bir kısmının isimlerini belirtmekte fayda görürüz Ziraat Bankası kurucusu ve Meşrutiyet Sadrazamı Mithat Paşa 2. Meşrutiyet Sadrazamı Talat Paşa Kuvayı Milliye üyesi ve bakanı Ali Fuat Cebesoy Erdal İnönü’nün eşi Abdulhak Hamit Tarhan Nazım Hikmet Ran Nazımın gayrimeşru oğlu olan Aziz Nesin Yök başkanlarından Kemal Gürüz içişleri ve dışişleri bakanlıkları yapmış olan İsmail Cem İpekci gazeteci Abdi İpekci modacı Cem İpekci gazeteci Güneri Civaoğlu Orgeneral Çevik Bir Kenan Evren Orhan Pamuk Behice Boran -İşçi Partisi Genel Başkanlarından eski eğitimcilerden Şemsi Efendi Tv sunucusu Kenan Işık Çetin Emeç Kemal Derviş sanayici Ömer Çavuşoğlu Vehbi Koç eşi Rahmi Koç eşi diğer gelinleri Alp Yalman Ahmet Emin Yalman Yunus ve Nadir Nadi kardeşler Dinç Bilgin şarkıcı Nilüfer Ajda Pekkan gazeteci Ali Sirmen Prof.Toktamış Ateş Nasuh Mahruki Barış Manço yazar Ayşe Kulin gazeteci vs Reha Muhtar Mehmet Ali Erbil Nazlı Ilıcak Nejat Eczacıbaşı Tunca Toskay Hulusi Kentmen Altan Öymen Tv sunucusu Ali Kırca tiyatrocu Levent Kırca ve eşi Yıldız Kenter Haldun Dormen Emre Kongar Gülgün Feyman (sunucu) Zeki Müren Yıldırım Demirören Nazif Zorlu Emin Çölaşan Güngör Mengi eski merkez bank başkanı Gazi Erçel eski yök başkanı Kemal Alemdaroğlu ve daha bir çok kimse aralarından seçtiğimiz bu kişilerin sayılarını daha pek çok çoğaltabiliriz ancak bunlardan biri daha vardır ki dünya tarihini kana boğam şebekeleri kurmuş ve onun ailesi hala dünyayı kana boğmaktadır dünya bu kişiyi Bankacı olarak tanır ve Rodchilts der 1750 yıllarında Selanikten Berline giden bir Sabatayist Berlin Mason locasına kaydolur ve Mason olan Alman İmparatoru Henri ile beraber İlluminati adlı bir örgüt kurarlar projeye göre asıl adı Ferdinand olan Selanikli Sabataist diğer adırla Rodchilds 1760’da Fransaya gönderilir İngiliz kraliyet bilimler akademisi ile Paris Ortadoğu Kabul edilmiş Masonlar Locası ile beraber bir ihtilal planı yapılır kurulan illuminati örgütü Karl Marks’a da meşhur Das Kapital siparişini vermişlerdir Frederick Engels ve muhafazakr filozof Hegel iki yönlü çalışmalarına Charles Darwin’i de katarak bunların bileşkesinden bir rejim düşünürler bunu gerçekleştirmek üzere 1789 Fransız ihtilalini yaparlar asıl ihtilal ekibi bunlardan meydana geldiği halde başka isimler propaganda edilir dünya ilk defa sosyalizm ile tanışmıştır görünürde ise Liberalizm vardır Sabatayist Ferdinand bir dükkan açmıştır Pariste üstünde bir yazı olmayan kırmızı bir tabelası vardır bu kırmızı tabelanın Almanca adı Rodchils yani Kırmızı Şilt’tir Kırmızı Şilt tabelasının olduğu o dükkan daha pek çok yerde kendini gösterecektir İstanbul merkezli Thoule adında (T U L) bir örgüt daha kurulmuştur bu örgüt ile Kırmızı Şiltli dükkan işbirşliğine başlar artık bu tabela bütün sosyalist ihtilalci hareketlere bayrak olacaktır o dükkanın tabelası önce Avrupa işçi hareketleri diye yutturulan oyunlarda gezdirilir onbinlerce işçinin katledilmesi sağlanır bu bayrak bankacı Rodchilds’in oğlullarının da finansı ile Vladimir Ulyanov İlyiç Lenin adında birini İsviçre’de bir vagon dolusu para ile Rusya’ya gönderirler Tul örgütü lideri Kozirev’in evinde saklanan Lenin 1917 ihtilalini parasını da aldığı Rodchild adına izafeten kırmızı yani kızıl bayrakla yapar ilk bolşevik bayrağında orak çekiç işaretinin üzerinde beş köşeli değil altı köşeli yahudi yıldızı vardır o yıldız 1925 yılında beş köşe ile yer değişir Avrupa’da ise Henri sonrası dağılan Almanya Bismark zamanı toparlanırken rejimler değişir imparatorluklar dağılır liberal yönetimler devri başlar bu projeye bağlı olarak ABD topraklarında görünürde kölelik yanlısı karşıtı savaşı diye yutturulan ABD iç savaşı yapılır Rodchilds orada da vardır Evangelist tarafı ile Katolik tarafı savaşmaktadır Evangelistler Demokrat Parti olurlar Köleci sanılan Katolik taraf ise Cumhuriyetci Parti olurlar iç savaşın güney orduları komutanı General Lee ise mağlup olur ise de yargılanmaz ve bir plan yapması istenir o planı sipariş eden de daha sonra Rokefeller ve Ferguson tröstlerini de kuracak olan yine Rodchilds bankasıdır o plana göre Osmanlı nasıl yok edilecek İsrail nasıl kurulacak gibi problemlere projeleri gelişecektir Osmanlı’da meşrutiyet kurma nasıl olacak orada belirlenir Osmanlı Balkanları nasıl kaybedecek orada belirlenir birinci dünya savaşı nasıl çıkacak orada yazılır Osmanlı çökerken Sevr nasıl kaleme alınacak orada tarif edilir bir şey hesap edilemez Anadolu kurtuluş hareketi ve Türk Milleti o planlara uymaz onun da daha sonra çaresi düşünülecektir önce Milletler Cemiyetini ABD kurar ama kendisi hiçbir zaman üye olmaz ikinci dünya savaşı biterken adını değişir Birlşemiş Milletler yapılır Nato vs bu plana göre kurulur Çin’de Mao ihtilalini rahat yapsın diye bütün silah cephane ve ekonomi Rodchilds ve localar aracılığında ABD tarafından sağlanır Vietman önce Hollanda sömürgesidir Sonra Fransa gelir ve o da ABD sen gel der Hitler zamanında yetişen Vietnam ırkçılarının örgütü olan Viet-Kin bir gecede Viet-Kong olur ve birden bir kızıllaşır başına Paris eğitimli Ho Şi Minh geçirilir 11 sene Vietnamlı Vietnamlıya kırdırılır silahlar denenir oradan önce düşünülen Küba için CİA eğitimli Kastro uyanık oynar ve dirsek çevirip kendi diktatör olur onu kaybedenler Vietnamı yapmışlardı Vietnam’ın suyu çıkınca oyun Afrika’ya taşınır Mısıra’da ihtilaler başlar Irak Suriye ihtilalleri patlar Habeş kralı birden iniverir Habeş adı bile Etiopya olur dünya genelinde bu oyunların başlangıç noktasında masonlar kadar Sabatayist dünya vardır bunu bu çerçeveden görerek hiç de küçümsememek gerekir bu Siyonist oyunların daha başka cephelerden incelemesine inşallah başka bir sohbetimizde devam ederiz şimdilik bu bölüm buraya kadar MASONLUK Değerli dava arkadaşlarım Mason kelimesi bir çek şekilde söylenir Franmacconorier, Franmason, Farmason ve Mason gibi hepsi de duvarcı ustası, sıva yapan malacı demektir günümüz karşılığı olarak da inşaat ustası diyebiliriz Mason tarihcilerine göre ilk Mason yani ilk inşa edici olarak değişik isimler gösterilir Tevrat esaslı hareket edenler evren inşasını yapan Yahova derler İnsan esaslı bakanlar ise Nuh peygamberi gemi yaptığı için ilk mason sayanlar olduğu gibi Hz.Sülayman mabedinin inşasını yapan mimar Hiram diye de söyleyen vardır başlangıç noktası hangisi olursa olsun bütün masonluk türlerinde güneş ve pergel-gönye üçlemesi esastır güneş ile evren mimarı Yahova pergel ile mason felsefesi gönye ile de üstadlık, bilimadamlığı yahut mason üstadlığı (örgütü) kabul edilir bu anlamlandırma biçimi Masonluğun yenilenme dönemi dediğimiz 16. asır sonrası için daha geçerlidir 16. asıra kadar mason teşkilatları daha çok meslek loncaları şeklindedir tarihin antik çağ dönemlerinde inşaatçılık özel bir bilim alanıdır ve bu bi lbilimi de toplumların ö dönem eğitim sistemi olan mabetler-tapınaklar ve rahip-rahibe sistemi meydana getirmektedir özellikle rahipler tarafından organize edilen ve yönetilen meslek teşekkülleri antik çağ devlet biçimlerini de yapılandırmaktaydı bu nedenle de antik çağ devletlerinde genel olarak devlet başkanları -king, kral, satrap, vs- baş rahip sayılırlardı dolayısıyla devletler bilim kurumları olarak rahipler sistemi ile baş rahip olan devleti yöneten tarafından meydana getirilir seküler sitemleri de devlet başkanları ayrıca kendilerinde toplamış olurlardı insanların kendi ev ve diğer barınakları olağan görülür ama saraylar ve mabetler genel olarak bitişik yapılarak kutsallık bütünleşmesi sağlanırdı inşaat işlerini de bu rahipler yönettiğinden yönettikleri inşaatlar da saray veya mabetler olduğundan hem bu binalar hem de mimarları olan rahip-başrahip kutsallaşırdı mesleki bilgiler ve diğer bilgiler bu bilgeler tarafından yapılanırken bilimin dejenere olmaması için de gizlilik sağlanırdı bunu dinsel öğretilerde görürüz mitoloji denen dinsel öğretilerin iki yönü vardır Sümerler-Babillierde bir yarım yumurta şeklinin üstünde kumru bu şeklin sağ ve solunda birer güvercin bulunur bu yarım yumurtanın üzeri baklava dilimi şeklinde dilimler çizilerek desenlenirdi bu resim genelde kabartma resim olarak yapılırdı resimdeki kumru halka baş ilah diye söylenir güvercinler iyi ve kötü melekler diye tarif edilir yarım yumurta ise kader denilirdi halka bu resim dini motif olarak böyle anlatılır ise de bilimadamları olan rahipler çok başka bir anlamla bakarlardı bu resime onlara göre yarım yumurta dünyadır üzerindeki dilimler aslında meridyen ve paralellerdir ve saat dilimleri mesafelerini ifade eder kumru güneştir güvercinler ise sağdaki ruh soldaki madde demektir halkın ve bilimadamlarının sembollere bile böyle farklı bakışları şarttır halka ne mesafe ne saat dilimi anlatılamazdı oldukça iyi matematik ve gözlem bilgisi gerektiren bilimler bu nedenle mitolojileştirilirdi işte bu iki düşünce ve hayat şekli gizliliği dolayısıyla inisiye olmayı gerektiriyordu meslek loncaları asırlarca bu kutsallık zırhı ve devlet bilim işbirliği içinde yaşadı 10. asıra gelindiğinde haçlı seferlerinin ekonomisini ve feodalitesini çok derin etkilediği Avrupa kültürü içinde bin yıl boyunca Hıristiyan ekol hakimiyet mücadeleleri ancak bir şekle oturabildi ilk defa ortodoks ve katolik alanlar belirlendi bu belirlemeye paralel olarak şato inşaatları yanında madencilikte önemli gelişmeler oldu yapılar içinde en geniş sahayı da dolayısıyla hızlı bir şekilde kilise inşaatları kapsadı ortaçağ denilen bu dönemde örneğin Fransa’da deri, şarap, un üretimi ve madencilik faaliyetlerinin neredeyse tamamı manastır rahiplerince yapılıyordu tespit edildiği kadarıyla bilinen 70 bin kadar değirmenin 65 bini manasır rahiplerince işletiliyordu bu da ister sitemez zenginliği iki ele tolanmaya götürmüştü birinci zengin kilise ikinci zengin serbest piyasa ticaretinde dolayısıyla uluslararası ticaret ve para dolaşımında zengin bir Yahudi sınıfı meydana gelmişti Avrupa milletlerinde İspanya, Almanya Yahudi sürgünleri bu zenginliğe dur deme sürgünleri diyebiliriz onlar bir yandan sürgün edilirken bir yandan gizli örgütlenmelerle paralarını korumaya da çalıştılar 16. asıra gelindiğinde katliamlara varan tepkiler başlayınca bir tek çare kalmıştı hırısitiyan ve yahudi zenginleri için asırlar içinde devlet yönetimleri kendi baş rahip krallıklarıyla beraber sivilleşmeye başlayan ama rahiplerden de kopmamış olan loncaları özel koruma kanunları ile korumaya almışlardı kral - imparator kendisi başta diğer devlet yöbetim elemanları ile rahip örgütlerini yargılanamaz sayan illa yargılanacaksa kendi özel mahkemelerinde yargılayan loncaları localar olarak örgütlemişlerdi zengin yahudi ve hırıitiyanlar karşılaştıkları sürgün ve katliam tehlikelerinden korunmak için 16. asır başlarında loca üyeliklerini paralarıyla satın almaya başladılar işin içine para girince de paranın gücü loca yönetimlerini bile satılır hale getirdi ve hızla mason denilen meslek locaları zenginlerin korunması, dayanışması örgütüne döndüler para arz ve talep ilişkilerinin değişmesi rönesans ve diğer keşiflerin ardı ardına meydana gelmesi locaların da daha büyük ileri projeler yapmalarını gerekli kıldı kilise,yahudi, zengin işbirliği iç içe girmeye başladı 17. asır ile fikir dalgaları başladı feodalite zamanında ekonomi toprak ürünlerine bağlıyken şehirleşme gerektiren sanayileşme köyden kente göçü zorladı kıta keşifleriyle üretim dışı ekonomi sömürgeciliği getirdi feodalite zamanında köle gibi olan serflik sistemi yerini şehir hayatının içinde yeni değerlere sebep oldu feodal beyin emri bitti şehirde pulic yani kamu-halk kavramı doğdu public (kamu-halk-toplum) kendi için örgütlenme düşüncesini başlattı zenginler ve mason faaliyetleri bunu da kontrola almayı hedefledi böylece makyavelizmden liberalizme sosyalizmden komünterizme kadar değişen rejimler tartışılmaya başlandı milli ekonomiler doğdu gerideki hakim güçler buna da el attılar devletler buna göre yeniden biçimlenirken rejimler ve tolumların milli değerlerine de Arilik denen bir millet yapısı empoze edilerek yön verilmeye başlandı ham madde kaynaklarına ihtiyaçlar doğunca islam ülkelerinin kaynakları öne çıktı enerji kaynakları başta diğer ham madde kaynakları ile gelişen endüstriyel üretimin pazarı olarak da İslam ülkeleri değer kazandı öyleyse islam ülkelerini de kapsanayn planlar olmalıydı bunun için de hasta adamlar icad edilmeliydi hastalık ise mikropla başlar diyen darvinizm yeni bir şey icadetti yerli işbirlikçilik bunun için de masonlar önemli görevler üstlendiler mason yaparak yöenetemediklerini parayla aldılar parayla da alamadıklarına suikast yahut savaş planladılar mesela Arap dünyasını isyan ettirdiklerinde Lawrens bir arap komutan bulamadı çare ürettiler hemen Manisa Salihli doğumlu ve Saruhanlı Türkmeni olan Balcıoğlu Paşa’yı Balcıoğlu manasına gelen Aseli adıyla paraya boğup satın aldılar ve Arap orduları baş komutanlığına Türk asıllı Aseli Paşa böylece getirildi Aseli Paşa’nın sayesinde Medine’de 35 bin Türk askeri katledilebildi İstanbul’da Kanuni zamanında başlayan saray içi organizelerine hız verildi 3. Selim mason yapıldı modernizm zannettiği masonların fikirlerini pratik öneri sanarak reformları tedbirsiz olarak yapmaya kalkışınca Patrona isyanı başlatıldı artık ulema da birilerinin güdümüne girmeliydi medrese öğrencisi devlet maaşıyla okurdu öğrencilik kaç yıl sürerse sürsün maaşı ödenirdi böylece ömür boyu öğrenci kalanlar medreseleri doldurdu artık miskinlik öğrencilik değil medrese malı olmak demek oldu ve Osmanlı her tür bilimden uzak bırakıldı ilk olarak Yavuz Selim’in babası zamanında saraya alınan sözde alim Cinci Hoca şeyhülislam yapıldı Cinci Hoca aslen Arap yahudisi idi Yavuz Selim ilk defa matbaayı getirmek isteyince buna ilk engel olan Cinci hoca bu işi ancak yahudilerin yapması şeriata uyar fetvasını verince Yavuz Selimin kiliseler dahil bütün mabetlerde Türkçe konuşulup dua edilecek bütün okullarda Türkçe eğitim yapılacak emri de dayanaksız kaldı kalan üç asır içinde ancak 154 kitap telif edildi 3 asırda 154 kitap iki yılda bir kitap yazılan bir millet olunca cehalet başladı Macar asıllı bir savaş esiri olan İbrahim Müteferrika ancak ilk matbaayı açabildi bu matbaaya rağmen 154 kitap sayısında kalındı Basra üzerinde emelleri olan İngiltere orada ilk önce 11. asırda yaşamış olan İbni Teymiye cemaatına el attı Basra haricilerinden olan ve İran’da doğan ama Afgani denen Cemaleddin ile ilk Osmanlı locaları Mısırda açıldı İbni Teymiyeciler de ikiye ayrılmaya başladılar halefiyeciler ve selefiyeciler çıktı ortaya tam bu sırada Ebu Vahhab vahhabiliği örgütledi ingiliz liralarıyla Ebu Vahhab fazla teşkilatçı olmadığından Suud oğulları bu işi üstlendiler ve Vahhabi isyanını İngiliz Masonlarının paralarıyla başlattılar Osmanlı da o zamana kadar haberdar bile olmadığı Nakşiliği Vahhabiliğe altarnatif olarak finanse etti ve destekledi Arap dünyasında hakim olan Kadirilik ile Nakşiliğin ittifakı sağlanmak istendi ise de başarılamadı Mevlana Halidi Bağdadi’nin oğlu da vefat edince İngiliz etkisiyle şeyh Tahai Hakkari Nakşi halifesi oldu oilk defa bir Kürt Nakşi halifesiydi onun da ardından Şeyh Küfrevi denen ikinci bir Kürt halife yapıldı o da gönderdiği şeyhlerle Kafkas kartalı Şeyh Şamil’i fazla büyüdü diye Ruslara yakalatarak Şamil mücadelesi yanında Türk Dünyası uyanışı da baltalandı onun tayin ettiği Kafkas halifesi Arvasi efendi (S.Ahmet Arvasi’nin dedesi) ruslara hizmet ettiğinden Ağrıda asılarak idam edildi Küfrevi efendi de kendini İngiliz parasıyla Süleymaniye Erbil Kürdistan Kralı ilan etti ve İngilizlerle beraber Osmanl^ya karşı savaşa başladı ele geçirilierek Şemdinli’de idam edildi işte bunlar olurken Siirt yahudisi ve haham Nathan efendi birden bir hidayete ererek Anadolu Nakşi şeyhi yapıldı Nathanın kardeşi ise Telavive giderek ilk Barzani Sinagogunu açtı Şeyh Nathan efendinin gayretleri Osmanlı sarayına kadar ulaştı ihaneti anlaşılınca Şama sürgün edildi torunu Molla Mahmut Barzani Şaha karşı ayaklandı Rusya’ya kaçtı Leningrad üniversitesini bitirdi kızıl orduda binbaşıyken İrana gönderildi 1946 Mahabat isyanında ABD v İngiliz Masonlarının paralarıyla isyan etti Şah İsviçreye kaçtı döndüğünde ilk iş Rotchilst bankasına verdiği sözde durdu ve İran Azerbaycan Özerk Cümhuriyetini 40 bin Türkü katlederek ortadan kaldırdı Binbaşı Barzani daha sonra Menderes zamanında Irak’a geçirildi torunu Mesut şimdiki Irak Kürdistan başkanı oldu Siirtteki Nathanın başka akrabaları vardı onlardan birinin torunu Emine Erdoğan adını alırken bir başkası Hayrun-Nisa Gül adını alacaktır Nathan’ın bağlı olduğu seferadlardan olmamakla beraber Gürcistan yahudisi Yakob’un soyundan bir Necmeddin Erbakan doğdu Türkiye Masonluğu Osmanlı’yı ittihat terakki manevrasıyla bitirmişti sabatayist asıllı bir Kubilay yanlışlıkla Menemen de soydaşı derviş Mehmet tarafından öldürüldüğünde Mason oyunları iyice ortaya çıktı 1937 yılında localar rsmen kapatıldı İsmet inönü ise Siirt’teki dedelerinin tavsiyesi üzerine 1945 yılında locaları resmen açtı yeniden 1946 seçimlerinde artık bir Washington Rab locası biraderi olan Celal Bayar geleceğeadaydır Menderes ve sabatayist asıllı Fatin Rüştü Zorlu ile 12 adalar önce Yunan’a verildi ardından 100 yıllık sözleşmesi biten Kıbrıs teslim alınacağı yerde Makarios çetesine teslim edildi 1954 anlaşması ile yoktan bir Kıbrıs devleti doğdu aynı yıl Fener patrikhane sahası olarak Fatih ilçesi resmen kabul edildi masonlar Menderes ve ekibini sonuna kadar kullandılar idam edildiklerinde yeni masonları Demirel hazırdı Masonların diğer faaliyetlerine başka bir sohbette devam etmek üzere bu konuyu da burada bitiriyoruz .

Ocaklı geleneğine uyarak geleneğine uyarak sohbetimizin bittiği bu anda başta Resulullah olmak üzere cümle İslam ehlinin ruhlarına hassaten cümle şehitlere ve merhum Başbuğ Alparslan Türkeş’e bir fatiha rica ediyorum vesselam Hakkınızı helal ediniz lütfen

alıntı:Kaynak; http://www.uchilal.net/seminerlerimiz/38/BASBUG-2.html
 
 
  Bugün 22 ziyaretçi (33 klik) buradaydı  



   

Selam Dünya !..gurup vakti bir aile sitesidir. çorbada tuzu olsun isteyenler, tenkit ve tavsiyeleri için (alt1946@windowslive.com) veya ( mim.sait@hotmail.com ) adreslerine e posta gönderebilirler !.. gurup vakti -Ailenizin Sitesi








Diese Webseite wurde kostenlos mit Homepage-Baukasten.de erstellt. Willst du auch eine eigene Webseite?
Gratis anmelden