gurup vakti
  Z E B U R -2
 

100. Mezmur

 

 

100.Bölüm

 

 

100:0 Mezmur - Şükretmek için
   
100:1 Ey bütün dünya, RAB'be sevinç çığlıkları yükseltin!
   
100:2 O'na neşeyle kulluk edin,
      Sevinç ezgileriyle ç
ıkın huzuruna!

   
100:3 Bilin ki RAB Tanrı'dır.
      Bizi yaratan O'dur, biz de O'nunuz,
 
      O'nun halk
ı, otlağının koyunlarıyız.

   
100:4 Kapılarına şükranla,
      Avlularına övgüyle girin!
      Şükredin O'na, adına övgüler sunun!

   
100:5 Çünkü RAB iyidir,
      Sevgisi sonsuzdur.
      Sadakati kuşaklar boyunca sürer.

101. Mezmur

 

 

101.Bölüm

 

 

101:0 Davut'un mezmuru
   
101:1 Sevgini ve adaletini ezgilerle anacağım,
      Seni ilahilerle öveceğim, ya RAB.
   
101:2 Dürüst davranmaya özen göstereceğim,
      Ne zaman geleceksin bana?

    Temiz bir yaşam süreceğim evimde,
   
101:3 Önümde alçaklığa izin vermeyeceğim.
      Tiksinirim döneklerin işinden,
      Etkilemez beni.
   
101:4 Uzak olsun benden sapıklık,
      Tanımak istemem kötülüğü.
   
101:5 Yok ederim dostunu gizlice çekiştireni,
      Katlanamam tepeden bakan, gururlu insana.

   
101:6 Gözüm ülkenin sadık insanları üzerinde olacak,
      Yanımda oturmalarını isterim;
      Bana dürüst yaşayan kişi hizmet edecek.

   
101:7 Dolap çeviren evimde oturmayacak,
      Yalan söyleyen gözümün önünde durmayacak.
   
101:8 Her sabah ülkedeki kötüleri yok ederek
      Bütün haks
ızları RAB'bin kentinden söküp atacağım.

102. Mezmur

 

 

102.Bölüm

 

 

102:0 Zayıf düşünce derdini RAB'be döken mazlumun duası
   
102:1 Ya RAB, duamı işit,
      Yakarışım sana erişsin.
   
102:2 Sıkıntılı günümde yüzünü benden gizleme,
      Kulak ver sesime,
      Seslenince yanıt ver bana hemen.

   
102:3 Çünkü günlerim duman gibi yok oluyor,
      Kemiklerim ateş gibi yan
ıyor.
   
102:4 Yüreğim kırgın yemiş ot gibi kurudu,
      Ekmek yemeyi bile unuttum.
   
102:5 Bir deri bir kemiğe döndüm
      Acı acı inlemek
ten.
   
102:6 Issız yerlerdeki ishakkuşunu andırıyorum,
      Viranelerdeki kukumav gibiyim.
   
102:7 Gözüme uyku girmiyor,
      Damda yaln
ız kalmış bir kuş gibiyim.
   
102:8 Düşmanlarım bütün gün bana hakaret ediyor,
      Bana dil uzatanlar adımı lanet için kullanıyor.

   
102:9 102:10 Kızıp öfkelendiğin için
      Külü ekmek gibi yiyor,
      İçeceğime gözyaşı katıyorum.
      Beni kaldırıp bir yana attın.
   
102:11 Günlerim akşam uzayan gölge gibi yitmekte,
      Ot gibi sararmaktay
ım.

   
102:12 Ama sen, sonsuza dek tahtında oturursun, ya RAB,
      Ünün kuşaklar boyu sürer.
   
102:13 Kalkıp Siyon'a sevecenlik göstereceksin,
      Çünkü onu kayırmanın zamanıdır, beklenen zaman geldi.
   
102:14 Kulların onun taşlarından hoşlanır,
      Tozunu bile severler.
   
102:15 Uluslar RAB'bin adından,
      Yeryüzü kralları görkeminden korkacak.
   
102:16 Çünkü RAB Siyon'u yeniden kuracak,
      Görkem içinde görünecek.
   
102:17 Yoksulların duasına kulak verecek,
      Yalvarışlarını asla hor görmeyecek.

   
102:18 Bunlar gelecek kuşak için yazılsın,
      Öyle ki, henüz doğmamış insanlar
      RAB'be övgüler sunsun.
   
102:19 RAB yücelerdeki kutsal katından aşağı baktı,
      Göklerden yeryüzünü gözetledi,
   
102:20 Tutsakların iniltisini duymak,
      Ölüm mahkûmlarını kurtarmak için.
   
102:21 102:22 Böylece halklar ve krallıklar
      RAB'be tapınmak için toplanınca,
      O'nun adı Siyon'da,
      Övgüsü Yeruşalim'de duyurulacak.

   
102:23 RAB gücümü kırdı yaşam yolunda,
      Ömrümü kısalttı.
   
102:24 «Ey Tanrım, ömrümün ortasında canımı alma!» dedim.
      «Senin yılların kuşaklar boyu sürer!

   
102:25 «Çok önceden attın dünyanın temellerini,
      Gökler de senin ellerinin yapıtıdır.
   
102:26 Onlar yok olacak, ama sen kalıcısın.
      Hepsi bir giysi gibi eskiyecek.
      Onları bir kaftan gibi değiştireceksin,
      Geçip gidecekler.
   
102:27 Ama sen hep aynısın,
      Yılların tükenmeyecek.
   
102:28 Gözetiminde yaşayacak kullarının çocukları,
      Senin önünde duracak soyları.»

103. Mezmur

 

 

103.Bölüm

 

 

103:0 Davut'un mezmuru
   
103:1 RAB'be övgüler sun, ey gönlüm!
      O'nun kutsal ad
ına övgüler sun, ey bütün varlığım!
   
103:2 RAB'be övgüler sun, ey canım!
      İyiliklerinin hiçbirini unutma!
   
103:3 Bütün suçlarını bağışlayan,
      Bütün hastalıklarını iyileştiren,
   
103:4 Canını ölüm çukurundan kurtaran,
      Sana sevgi ve sevecenlik tacı giydiren,
   
103:5 Yaşam boyu seni iyiliklerle doyuran O'dur,
      Bu nedenle gençli
ğin kartalınki gibi tazelenir.

   
103:6 RAB bütün düşkünlere
      Hak ve adalet sa
ğlar.
   
103:7 Kendi yöntemlerini Musa'ya,
     
İşlerini İsrailliler'e açıkladı.
   
103:8 RAB sevecen ve lütfedendir,
      Tez öfkelenmez, sevgisi engindir.
   
103:9 Sürekli suçlamaz,
      Öfkesini sonsuza dek sürdürmez.
   
103:10 Bize günahlarımıza göre davranmaz,
      Suçlarımızın karşılığını vermez.
    103:11 Çünkü gökler yeryüzünden ne kadar yüksekse,
      Kendisinden korkanlara karş
ı sevgisi de o kadar büyüktür.
   
103:12 Doğu batıdan ne kadar uzaksa,
      O kadar uzaklaştırdı bizden isyanlarımızı.
   
103:13 Bir baba çocuklarına nasıl sevecen davranırsa,
      RAB de kendisinden korkanlara öyle sevecen davranır.
   
103:14 Çünkü mayamızı bilir,
      Toprak olduğumuzu anımsar.

   
103:15 İnsana gelince, ota benzer ömrü,
      Kır çiçeği gibi serpilir;
   
103:16 Rüzgar üzerine esince yok olur gider,
      Bulundu
ğu yer onu tanımaz.
   
103:17 103:18 Ama RAB kendisinden korkanları sonsuza dek sever,
      Antlaşmasına uyan
      Ve buyruklarına uymayı anımsayan soylarına adil davranır.

   
103:19 RAB tahtını göklere kurmuştur,
      O'nun egemenliği her yeri kapsar.
   
103:20 RAB'be övgüler sunun, ey sizler, O'nun melekleri,
      O'nun sözünü dinleyen,
      Söylediklerini yerine getiren güç sahipleri!
   
103:21 RAB'be övgüler sunun, ey sizler,
      O'nun bütün göksel ordular
ı,
      İsteğini yerine getiren kulları!
   
103:22 RAB'be övgüler sunun,
      Ey O'nun egemen oldu
ğu yerlerdeki bütün yaratıklar!
      RAB'be övgüler sun, ey gönlüm!

104. Mezmur

 

 

104.Bölüm

 

 


   
104:1 RAB'be övgüler sun, ey gönlüm!
      Ya RAB Tanr
ım, ne ulusun!
      Görkem ve yücelik kuşanmışsın,
   
104:2 Bir kaftana bürünür gibi ışığa bürünmüşsün.
      Gökleri bir çadır gibi geren,
   
104:3 Evini yukarıdaki sular üzerine kuran,
      Bulutları kendine savaş arabası yapan,
      Rüzgarın kanatları üzerinde gezen,
   
104:4 Rüzgarları kendine haberci,
      Yıldırımları hizmetkâr eden sensin.
 

   
104:5 Yeryüzünü temeller üzerine kurdun,
      Asla sars
ılmasın diye.
   
104:6 Engini ona bir giysi gibi giydirdin,
      Sular da
ğların üzerinde durdu.
   
104:7 Sen kükreyince sular kaçtı,
      Göğü gürletince hemen çekildi.
   
104:8 Dağları aşıp derelere aktı,
      Onlar için belirlediğin yerlere doğru.
   
104:9 Bir sınır koydun önlerine,
      Geçmesinler, gelip yeryüzünü bir daha kaplamasınlar diye.

   
104:10 Vadilerde fışkırttığın pınarlar,
      Dağların arasından akar.
   
104:11 Bütün kır hayvanlarını suvarır,
      Yaban eşeklerinin susuzluğunu giderirler.
   
104:12 Kuşlar yanlarında yuva kurar,
      Dalların arasında ötüşürler.
   
104:13 Gökteki evinden dağları sularsın,
      Yeryüzü işlerinin meyvesine doyar.

   
104:14 Hayvanlar için ot,
     
İnsanların yararı için bitkiler yetiştirirsin;
      İnsanlar ekmeğini topraktan çıkarsın diye,
   
104:15 Yüreklerini sevindiren şarabı,
      Yüzlerini güldüren zeytinyağını,
      Güçlerini arttıran ekmeği hep sen verirsin.

   
104:16 RAB'bin ağaçları,
      Kendi diktiği Lübnan sedirleri suya doyar.
   
104:17 Kuşlar orada yuva yapar,
      Leyle
ğin evi ise çamlardadır.
   
104:18 Yüksek dağlar dağ keçilerinin uğrağı,
      Kayalar kaya tavşanlarının sığınağıdır.
   
104:19 Mevsimleri göstersin diye ayı,
      Batacağı zamanı bilen güneşi yarattın.
   
104:20 Karartırsın ortalığı, gece olur,
      Başlar kıpırdamaya orman hayvanları.
   
104:21 Genç aslan av peşinde kükrer,
      Tanr
ı'dan yiyecek ister.
   
104:22 Güneş doğunca
      İnlerine çek
ilir, yatarlar.
   
104:23 İnsan işine gider,
      Akşama dek çalışmak için.

   
104:24 Ya RAB, ne çok eserin var!
      Hepsini bilgece yapt
ın;
      Yeryüzü yarattıklarınla dolu.
   
104:25 İşte uçsuz bucaksız denizler,
      İçinde kaynaşan sayısız canlılar,
      Büyük küçük yaratıklar.
   
104:26 Orada gemiler dolaşır,
      İçinde oynaşsın diye yarattığın Livyatan da orada.

   
104:27 Hepsi seni bekliyor,
      Yiyeceklerini zaman
ında veresin diye.
   
104:28 Sen verince onlar toplar,
      Sen elini aç
ınca onlar iyiliğe doyar.
   
104:29 Yüzünü gizleyince dehşete kapılırlar,
      Soluklarını kesince ölüp toprak olurlar.
   
104:30 Ruhun'u gönderince var olurlar,
      Yeryüzüne yeni yaşam verirsin.

   
104:31 RAB'bin görkemi sonsuza dek sürsün!
      Sevinsin RAB yapt
ıklarıyla!
   
104:32 O bakınca yeryüzü titrer,
      O dokununca dağlar tüter.
   
104:33 Ömrümce RAB'be ezgiler söyleyecek,
      Var oldukça Tanr
ım'ı ilahilerle öveceğim.
   
104:34 Düşüncem ona hoş görünsün,
      Sevincim RAB olsun!
   
104:35 Tükensin dünyadaki günahlılar,
      Yok olsun artık kötüler!
      RAB'be övgüler sun, ey gönlüm!
      RAB'be övgüler sunun!

105. Mezmur

 

 

105.Bölüm

 

 

105:0
   
105:1 RAB'be şükredin, O'na yakarın,
      Halklara duyurun yaptıklarını!
   
105:2 O'nu ezgilerle, ilahilerle övün,
      Bütün harikalar
ını anlatın!
   
105:3 Kutsal adıyla övünün,
      Sevinsin RAB'be yönelenler!
   
105:4 RAB'be ve O'nun gücüne bakın,
      Durmadan O'nun yüzünü arayın!
   
105:5 105:6 Ey sizler, kulu İbrahim'in soyu,
      Seçtiği Yakupoğulları,
      O'nun yaptığı harikaları,
      Olağanüstü işlerini
      Ve ağzından çıkan yargıları anımsayın!

   
105:7 Tanrımız RAB O'dur,
      Yargıları bütün yeryüzünü kapsar.
   
105:8 105:9 O antlaşmasını,
      Bin kuşak için verdiği sözü,
      İbrahim'le yaptığı antlaşmayı,
      İshak için içtiği andı sonsuza dek anımsar.
   
105:10 105:11 «Hakkınıza düşen mülk olarak
      Kenan ülkesini size vereceğim» diyerek,
      Bunu Yakup için bir kural,
      İsrail'le sonsuza dek geçerli bir antlaşma yaptı.

   
105:12 O zaman bir avuç insandılar,
      Sayıca az ve ülkeye yabancıydılar.
   
105:13 Bir ulustan öbürüne,
      Bir ülkeden ötekine dolaş
ıp durdular.
   
105:14 RAB kimsenin onları ezmesine izin vermedi,
      Onlar için kralları bile payladı:
   
105:15 «Meshettiklerime dokunmayın,
      Peygamberlerime kötülük etm
eyin!» dedi.

   
105:16 Ülkeye kıtlık gönderdi,
      Bütün yiyeceklerini yok etti.
   
105:17 Önlerinden bir adam göndermişti,
      Köle olarak sat
ılan Yusuf'tu bu.
   
105:18 Zincir vurup incittiler ayaklarını,
      Demir halka geçirdiler boynuna,
   
105:19 Söyledikleri gerçekleşinceye dek,
      RAB'bin sözü onu s
ınadı.
 
  105:20 Kral adam gönderip Yusuf'u salıverdi,
      Halklara egemen olan onu özgür kıldı.
   
105:21 Onu kendi sarayının efendisi,
      Bütün varlığının sorumlusu yaptı;
   
105:22 Önderlerini istediği gibi eğitsin,
      İleri gelenlerine akıl versin diye.

   
105:23 O zaman İsrail Mısır'a gitti,
      Yakup Ham ülkesine yerleş
ti.
   
105:24 RAB halkını alabildiğine çoğalttı,
      Düşmanlarından sayıca arttırdı onları.
   
105:25 Sonunda tutumunu değiştirdi düşmanlarının:
      Halkından tiksindiler,
      Kullarına kurnazca davrandılar.

   
105:26 Kulu Musa'yı,
      Seçtiği Harun'u gönderdi aralarına.
   
105:27 Onlar gösterdiler RAB'bin belirtilerini,
      Ham ülkesinde şaş
ılası işlerini.
   
105:28 Karanlık gönderip ülkeyi karanlığa bürüdü RAB,
      Çünkü Mısırlılar O'nun sözlerine karşı gelmişti.
   
105:29 Kana çevirdi sularını,
      Öldürdü balıklarını.
   
105:30 Ülkede kurbağalar kaynaştı
      Krallarının odalarına kadar.
   
105:31 RAB buyurunca sinek sürüleri,
      Sivrisinekler üşüştü ülkenin her yan
ına.
   
105:32 Dolu yağdırdı yağmur yerine,
      Şimşekler çaktırdı ülkelerinde.
   
105:33 Bağlarını, incir ağaçlarını vurdu,
      Parçaladı ülkenin ağaçlarını.
   
105:34 O buyurunca çekirgeler,
      Say
ısız yavrular kaynadı.
   
105:35 Ülkenin bütün bitkilerini yediler,
      Topra
ğın ürününü yiyip bitirdiler.
   
105:36 RAB ülkede ilk doğanların hepsini,
      İlk çocuklarını öldürdü.

   
105:37 İsrailliler'i ülkeden altın ve gümüşle çıkardı,
      Oymaklarından tek kişi bile tökezlemedi.
   
105:38 Onlar gidince Mısır sevindi,
      Çünkü İsrail korkusu çökmüştü Mısır'ın üzerine.
   
105:39 RAB bulutu bir örtü gibi yaydı üzerlerine,
      Gece ateş verdi yollarını aydınlatsın diye.
   
105:40 İstediler, bıldırcın gönderdi,
      Göksel ekmekle doyurdu karınlarını.
   
105:41 Kayayı yardı, sular fışkırdı,
      Çorak topraklarda bir ırmak gibi aktı.
   
105:42 Çünkü kutsal sözünü,
      Kulu
İbrahim'e verdiği sözü anımsadı.

   
105:43 Halkını sevinç içinde,
      Seçtiklerini sevinç çığlıklarıyla ülkeden çıkardı.
   
105:44 Ulusların topraklarını verdi onlara.
      Halkların emeğini miras aldılar;
   
105:45 Kurallarını yerine getirsinler,
      Yasalarına uysunlar diye.

      RAB'be övgüler sunun!

106. Mezmur

 

 

106.Bölüm

 

 

106:0
   
106:1 Övgüler sunun, RAB'be!
      RAB'be şükredin, çünkü O iyidir,
      Sevgisi sonsuzdur.
   
106:2 RAB'bin büyük işlerini kim anlatabilir,
      Kim O'na yeterince övgü sunabilir?
   
106:3 Ne mutlu adalete uyanlara,
      Sürekli do
ğru olanı yapanlara!

   
106:4 Ya RAB, halkına lütfettiğinde anımsa beni,
      Onları kurtardığında ilgilen benimle.
 
  106:5 Öyle ki, seçtiklerinin gönencini göreyim,
      Ulusunun sevincini,
      Kendi halk
ının kıvancını paylaşayım.

   
106:6 Atalarımız gibi biz de günah işledik,
      Suç işledik, kötülük ettik.
   
106:7 Atalarımız Mısır'dayken
      Yaptığın harikaları anlamadı,
      Çok kez gösterdiğin sevgiyi anımsamadı,
      Denizde, Kızıldeniz'de başkaldırdılar.
   
106:8 Buna karşın RAB gücünü göstermek için,
      Adı uğruna kurtardı onları.
   
106:9 Kızıldeniz'i azarladı, kurudu deniz,
      Yürüdüler enginde O'nun öncülüğünde,
      Çölde yürür gibi.
   
106:10 Kendilerinden nefret edenlerin elinden aldı onları,
      Düşmanlarının pençesinden kurtardı.
   
106:11 Sular yuttu hasımlarını,
      Hiçbiri kurtulmadı.
   
106:12 O zaman atalarımız O'nun sözlerine inandılar,
      Ezgiler söyleyerek O'nu övdüler.

   
106:13 Ne var ki, RAB'bin yaptıklarını çabucak unuttular,
      Öğüt vermesini beklemediler.
   
106:14 Özlemle kıvrandılar çölde,
      Tanrı'yı denediler ıssız yerlerde.
   
106:15 Tanrı onlara istediklerini verdi,
      Ama üzerlerine yıpratıcı bir hastalık gönderdi.

   
106:16 Onlar ordugahlarında Musa'yı,
      RAB'bin kutsal kulu Harun'u kıskanınca,
   
106:17 Yer yarıldı ve Datan'ı yuttu,
      Aviram'la yandaşlarının üzerine kapandı.
   
106:18 Ateş kavurdu onları izleyenleri,
      Alev yaktı kötüleri.

   
106:19 Bir buzağı heykeli yaptılar Horev'de,
      Dökme bir puta tapındılar.
   
106:20 Tanrı'nın yüceliğini,
      Ot yiyen öküz putuna değiştirdile
r.
   
106:21 Unuttular kendilerini kurtaran Tanrı'yı,
      Mısır'da yaptığı büyük işleri,
   
106:22 Ham ülkesinde yarattığı harikaları,
      Kızıldeniz kıyısında yaptığı müthiş işleri.
   
106:23 Bu yüzden onları yok edeceğini söyledi Tanrı,
   
  Ama seçkin kulu Musa O'nun önündeki gedikte durarak,
      Yok edici öfkesinden vazgeçirdi O'nu.

   
106:24 Ardından hor gördüler güzelim ülkeyi,
      Tanrı'nın verdiği söze inanmadılar.
   
106:25 Çadırlarında söylendiler,
      Dinlemediler RAB'bin sesini.
   
106:26 106:27 Bu yüzden RAB elini kaldırdı
      Ve çölde onları yere sereceğine,
      Soylarını ulusların arasına saçacağına,
      Onları öteki ülkelere dağıtacağına ant içti.

   
106:28 Sonra Baal-Peor'a bel bağladılar,
      Ölülere sunulan kurbanları yediler.
   
106:29 Öfkelendirdiler RAB'bi yaptıklarıyla,
      Salgın hastalık çıktı aralarında.
   
106:30 Ama Pinehas kalkıp araya girdi,
      Felaketi önledi.
   
106:31 Bu doğruluk sayıldı ona,
      Kuşaklar boyu, sonsu
za dek sürecek bu.

   
106:32 Yine RAB'bi öfkelendirdiler Meriva suları yanında,
      Musa'nın başına dert açıldı onlar yüzünden;
   
106:33 Çünkü onu sinirlendirdiler,
      O da düşünmeden konuştu.

   
106:34 RAB'bin onlara buyurduğu gibi
      Yok etmediler halkları,
   
106:35 Tersine öteki uluslara karıştılar,
      Onların törelerini öğrendiler.
   
106:36 Putlarına taptılar,
      Bu da onlara tuzak oldu
.
   
106:37 Oğullarını, kızlarını
      Cinlere kurban ettiler.
   
106:38 Kenan putlarına kurban olsun diye
      Oğullarının, kızlarının kanını,
      Suçsuzların kanını döktüler;
      Ülke onların kanıyla kirlendi.
   
106:39 Böylece yaptıklarıyla kirli sayıldılar,
      Vefasız duruma düştüler töreleriyle.

   
106:40 RAB'bin öfkesi parladı halkına karşı,
      Tiksindi kendi halkından.
   
106:41 Onları ulusların eline teslim etti.
      Onlardan nefret edenler onlara egemen oldu.
   
106:42 Düşmanları onları ezdi,
      Boyun eğdirdi hepsine.
   
106:43 RAB onları birçok kez kurtardı,
      Ama akılları fikirleri başkaldırmaktaydı
      Ve alçaltıldılar suçları yüzünden.
   
106:44 RAB yine de ilgilendi sıkıntılarıyla
      Yakarışlarını duyunca.
   
106:45 Antlaşmasını anımsadı onlar uğruna,
      Eşsiz sevgisinden ötürü vazgeçti yapacaklarından.
   
106:46 Merhamet koydu onları tutsak alanların yüreğine.

   
106:47 Kurtar bizi, ey Tanrımız RAB,
      Topla bizi ulusların arasından.
      Kutsal adına şükredelim,
      Yüceliğinle övünelim.

   
106:48 Öncesizlikten sonsuza dek,
     
İsrail'in Tanrısı RAB'be övgüler olsun!
      Bütün halk, «Amin!» desin.
      RAB'be övgüler olsun!

5.KİTAP



107. Mezmur

 

 

107.Bölüm

 

 


   
107:1 RAB'be şükredin, çünkü O iyidir,
      Sevgisi sonsuzdur.
   
107:2 Böyle desin RAB'bin kurtardıkları,
      Düşman pençesinden özgür kıldıkları,
   
107:3 Doğudan, batıdan, kuzeyden, güneyden, 
      Bütün ülkelerden toplad
ıkları.

   
107:4 Issız çöllerde dolaştılar,
      Yerleşecekleri kente giden bir yol bulamadılar.
   
107:5 Aç, susuz,
      Sefil oldular.
   
107:6 O zaman sıkıntı içinde RAB'be yakardılar,
      RAB kurtardı onları dertlerinden.
   
107:7 Yerleşecekleri bir kente varıncaya dek,
      Onlara doğru yolda öncülük etti.
   
107:8 Şükretsinler RAB'be sevgisi için,
     
İnsanlar yararına yaptığı harikalar için.
   
107:9 Çünkü O susamış canın susuzluğunu giderir,
      Aç canı iyiliklerle doyurur.

   
107:10 Zincire vurulmuş, acıyla kıvranan tutsaklar,
      Karanlıkta, zifiri karanlıkta oturmuştu.
   
107:11 Çünkü Tanrı'nın buyruklarına karşı çıkmışlardı,
      Küçümsemişlerdi Yüceler Yücesi'nin öğüdünü.
   
107:12 Ağır işlerle hayatı onlara zehir etti,
      Çöktüler, yardım eden olmadı.
   
107:13 O zaman sıkıntı içinde RAB'be yakardılar,
      RAB kurtardı onları dertlerinden;
   
107:14 Çıkardı karanlıktan, zifiri karanlıktan,
      Kopardı zincirlerini.
   
107:15 Şükretsinler RAB'be sevgisi için,
     
İnsanlar yararına yaptığı harikalar için!
   
107:16 Çünkü tunç kapıları kırdı,
      Demir kapı kollarını parçaladı O.

   
107:17 Cezalarını buldu aptallar,
      Suçları, isyanları yüzünden.
   
107:18 İğrenir olmuşlardı bütün yemeklerden,
      Ölümün kapılarına yaklaşmışlardı.
   
107:19 O zaman sıkıntı içinde RAB'be yakardılar,
      RAB kurtardı onları dertlerinden.
   
107:20 Sözünü gönderip iyileştirdi onları,
      Kurtardı ölüm çukurundan.
   
107:21 Şükretsinler RAB'be sevgisi için,
     
İnsanlar yararına yaptığı harikalar için!
   
107:22 Şükran kurbanları sunsunlar
      Ve sevinç çığlıklarıyla duyursunlar O'nun yaptıklarını!


   
107:23 Gemilerle denize açılanlar,
      Okyanuslarda iş yapanlar,
   
107:24 RAB'bin işlerini,
      Derinliklerde yapt
ığı harikaları gördüler.
   
107:25 Çünkü O buyurunca şiddetli bir fırtına koptu,
      Dalgalar şaha kalktı.
   
107:26 Göklere yükselip diplere indi gemiler,
      S
ıkıntıdan canları burunlarına geldi gemicilerin,
   
107:27 Sarhoş gibi sallanıp sendelediler,
      Ustalıkları işe yaramadı.
   
107:28 O zaman sıkıntı içinde RAB'be yakardılar,
      RAB kurtardı onları d
ertlerinden.
   
107:29 Fırtınayı limanlığa çevirdi,
      Yatıştı dalgalar;
   
107:30 Rahatlayınca sevindiler,
      Diledikleri limana götürdü RAB onları.
   
107:31 Şükretsinler RAB'be sevgisi için,
     
İnsanlar yararına yaptığı harikalar için!
   
107:32 Yüceltsinler O'nu halk topluluğunda,
      Övgüler sunsunlar ileri gelenlerin toplantısında.

   
107:33 Irmakları çöle çevirir,
      Pınarları kurak toprağa,
   
107:34 Verimli toprağı çorak alana,
      Orada yaşayanların kötülüğü yüzü
nden.
   
107:35 Çölü su birikintisine çevirir,
      Kuru topra
ğı pınara.
   
107:36 Açları yerleştirir oraya;
      Oturacak bir kent kursunlar,
   
107:37 Tarlalar ekip bağlar diksinler,
      Bol ürün alsınlar diye.
   
107:38 RAB'bin kutsamasıyla,
      Çoğaldılar alabildiğine,
      Eksiltmedi hayvanlarını.

   
107:39 Sonra azaldılar, alçaldılar,
      Baskı, sıkıntı ve acı yüzünden.
   
107:40 RAB rezalet saçtı soylular üzerine,
      Yolu izi belirsiz bir çölde dolaştırdı onları.
   
107:41 Ama yoksulu sefaletten kurtardı,
      Davar sürüsü gibi çoğalttı ailelerini.
   
107:42 Doğru insanlar görüp sevinecek,
      Kötülerse ağzını kapayacak.

   
107:43 Aklı olan bunları göz önünde tutsun,
      RAB'bin sevgisini dikkate alsın.

108. Mezmur

 

 

108.Bölüm

 

 

108:0 Ezgi - Davut'un mezmuru
   
108:1 Kararlıyım, ey Tanrı,
      Bütün varlığımla sana ezgiler, ilahiler söyleyeceğim!
   
108:2 Uyan, ey lir, ey çenk,
      Seheri ben uyand
ırayım!
   
108:3 Halkların arasında sana şükürler sunayım, ya RAB,
      Ulusların arasında seni ilahilerle öveyim.
   
108:4 Çünkü sevgin göklere erişir,
      Sadakatin gökyüzüne ulaş
ır.

   
108:5 Yüceliğini göster göklerin üstünde, ey Tanrı,
      Görkemin bütün yeryüzünü kaplasın!
   
108:6 Kurtar bizi sağ elinle, yardım et,
      Sevdiklerin özgürlüğe kavuşsun diye!

   
108:7 Tanrı şöyle konuştu kutsal yerinde:
      «Şekem'i sevinçle bölüştürecek,
      Sukkot Vadisi'ni ölçeceğim.
   
108:8 Gilat benimdir, Manaşşe de benim,
      Efrayim mi
ğferim,
      Yahuda asam.
   
108:9 Moav yıkanma leğenim,
      Edom'un üzerine çarığımı fırlatacağım,
 
      Filist'e zaferle hayk
ıracağım.»

   
108:10 Kim beni surlu kente götürecek?
      Kim bana Edom'a kadar yol gösterecek?
   
108:11 Ey Tanrı, sen bizi reddetmedin mi?
      Ordularımıza öncülük etmiyor musun artık?
   
108:12 Yardım et bize düşmana karşı,
      Çünkü boştur insan yardımı.
   
108:13 Tanrı'yla zafer kazanırız,
      O çiğner düşmanlarımızı.

109. Mezmur

 

 

109.Bölüm

 

 

109:0 Müzik şefi için - Davut'un mezmuru
   
109:1 Ey övgüler sunduğum Tanrı,
      Sessiz kalma!
   
109:2 Çünkü kötüler, yalancılar
      Bana karşı ağzını açtı,
      Karalıyorlar beni.
   
109:3 Nefret dolu sözlerle beni kuşatıp
      Yok yere bana savaş açtılar.
   
109:4 Sevgime karşılık bana düşman oldular,
      Bense dua etmekteyim.
   
109:5 İyiliğime kötülük,
      Sevgime nefretle karşılık verdiler.

   
109:6 Kötü bir adam koy düşmanın başına,
      Sağında onu suçlayan biri dursun!
   
109:7 Yargılanınca suçlu çıksın,
      Duası bile günah sayılsın!
   
109:8 Ömrü kısa olsun,
      Görevini bir başkası üstlensin!
   
109:9 Çocukları öksüz,
      Karısı dul kalsın!
   
109:10 Çocukları avare gezip dilensin,
      Yıkık evlerinden uzakta yiyecek arasın!
   
109:11 Bütün malları tefecinin ağına düşsün,
      Emeğini yabancılar yağmalasın!
   
109:12 Kimse ona sevgi göstermesin,
      Öksüzlerine ac
ıyan olmasın!
   
109:13 Soyu kurusun,
      Bir kuşak sonra ad
ı silinsin!
   
109:14 Atalarının suçları RAB'bin önünde anılsın,
      Annesinin günahı silinmesin!
   
109:15 Günahları hep RAB'bin önünde dursun,
      RAB anılarını yok etsin yeryüzünden!
   
109:16 Çünkü düşmanım sevgi göstermeyi düşünmedi,
      Ölesiye baskı yaptı mazluma, yoksula,
      Yüreği kırık insana.
   
109:17 Sevdiği lanet başına gelsin!
      Madem kutsamaktan hoşlanmıyor,
      Uzak olsun ondan kutsamak!
   
109:18 Laneti bir giysi gibi giydi,
      Su gibi içine, ya
ğ gibi kemiklerine işlesin lanet!
   
109:19 Bir giysi gibi onu örtünsün,
      Bir kuşak gibi hep onu sars
ın! 

   
109:20 Düşmanlarıma, beni kötüleyenlere,
      RAB böyle karşılık versin!
   
109:21 Ama sen, ey Egemen RAB,
      Ad
ın uğruna bana ilgi göster;
      Kurtar beni, iyiliğin, sevgin uğruna!
   
109:22 Çünkü düşkün ve yoksulum,
      Yüre
ğim yaralı içimde.
   
109:23 Batan güneş gibi geçip gidiyorum,
      Çekirge gibi silkilip at
ılıyorum.
   
109:24 Dizlerim titriyor oruç tutmaktan;
      Bir deri bir kemi
ğe döndüm.
   
109:25 Düşmanlarıma yüzkarası oldum;
      Beni görünce kafalarını sallıyorlar!

   
109:26 Yardım et bana, ya RAB Tanrım;
      Kurtar beni sevgin uğruna!
   
109:27 Bilsinler bu işte senin elin olduğunu,
      Bunu senin yaptığını, ya RAB!
   
109:28 Varsın lanet etsin onlar, sen kutsa beni,
      Bana saldıranlar utanacak,
      Ben kulunsa sevineceğim.
   
109:29 Rezilliğe bürünsün beni suçlayanlar,
      Kaftan giyer gibi utançlarıyla örtünsünler!

   
109:30 RAB'be çok şükredeceğim,
      Kalabalığın arasında O'na övgüler dizeceğim;
   
109:31 Çünkü O yoksulun sağında durur,
      Onu yargılayanlardan kurtarmak için.

110. Mezmur

 

 

110.Bölüm

 

 

110:0 Davut'un mezmuru
   
110:1 RAB efendime:
      «Ben düşmanlar
ını ayaklarının altına serinceye dek 
      Sa
ğımda otur» diyor.

   
110:2 RAB Siyon'dan uzatacak kudret asanı,
      Düşmanlarının ortasında egemenlik sür!
   
110:3 Savaşacağın gün
      Gönüllü gidecek askerlerin.
      Seherin bağrından doğan çiy gibi
      Kutsal giysiler içinde
      Sana gelecek gençlerin.
   
110:4 RAB ant içti, kararından dönmez:
      «Melkisedek düzeni uyarınca
      Sonsuza dek kâhinsin sen!» dedi.

   
110:5 Rab senin sağındadır,
      Kralları ezecek öfkelendiği gün.
   
110:6 Ulusları yargılayacak, ortalığı cesetler dolduracak,
      Dünyanın dört bucağında başları ezecek.
   
110:7 Yol kenarındaki dereden su içecek;
      Bu yüzden başını dik tutacak.

111. Mezmur

 

 

111.Bölüm

 

 


   
111:1 Övgüler sunun RAB'be!

    Do
ğru insanların toplantısında,
      Topluluk içinde,
      Bütün yüreğimle RAB'be şükredeceğim.
   
111:2 RAB'bin işleri büyüktür,
      Onlardan zevk alanlar hep onlar
ı düşünür.
   
111:3 O'nun yaptıkları yüce ve görkemlidir,
      Doğruluğu sonsuza dek sürer.

   
111:4 RAB unutulmayacak harikalar yaptı,
      O sevecen ve lütfedendir.
   
111:5 Kendisinden korkanları besler,
      Antlaşmasını sonsuza dek anımsar.
   
111:6 Ulusların topraklarını kendi halkına vermekle
      Gösterdi onlara işlerinin gücünü.

   
111:7 Yaptığı her işte sadık ve adildir,
      Bütün koşulları güvenilirdir;
   
111:8 Sonsuza dek sürer,
      Sadakat ve do
ğrulukla yapılır.
   
111:9 O halkının kurtuluşunu sağladı,
      Antlaşmasını sonsuza dek geçerli kıldı.
      Adı kutsal ve müthiştir.
   
111:10 Bilgeliğin temeli RAB korkusudur,
      O'nun kurallarını yerine getiren herkes
      Sağduyu sahibi olur.
      O'na sonsuza dek övgü sunulur!

112. Mezmur

 

 

112.Bölüm

 

 


   
112:1 Övgüler sunun RAB'be!

    Ne mutlu RAB'den korkan insana,
      O'nun buyruklar
ından büyük zevk alana!
   
112:2 Soyu yeryüzünde güç kazanacak,
      Do
ğruların kuşağı kutsanacak.
   
112:3 Bolluk ve zenginlik eksilmez evinden,
      Sonsuza dek sürer do
ğruluğu.

   
112:4 Karanlıkta ışık doğar dürüstler için,
      Lütfeden, sevecen, doğru insanlar için.
   
112:5 Ne mutlu eli açık olan, ödünç veren,
      İşlerini adaletle yürüten insana!
   
112:6 Asla sarsılmaz,
      Sonsuza dek anılır doğru insan.

   
112:7 Kötü haberden korkmaz,
      Yüre
ği sarsılmaz, RAB'be güvenir.
   
112:8 Gözü pektir, korku nedir bilmez,
      Sonunda düşmanlar
ının yenilgisini görür.
   
112:9 Armağanlar dağıttı, yoksullara verdi;
      Doğruluğu sonsuza dek kalıcıdır,
      Gücü ve saygınlığı artar.
   
112:10 Kötü kişi bunu görünce kudurur,
      Dişlerini g
ıcırdatır, kendi kendini yer, bitirir.
      Kötülerin dileği boşa çıkar.

113. Mezmur

 

 

113.Bölüm

 

 


   
113:1 Övgüler sunun RAB'be!

    Övgüler sunun, ey RAB'bin kullar
ı,
      RAB'bin adına övgüler sunun!

   
113:2 Şimdiden sonsuza dek
      RAB'bin ad
ına şükürler olsun!
   
113:3 Güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar
      RAB'bin adına övgüler sunulmalı!
   
113:4 RAB bütün uluslara egemendir,
      Görkemi gökleri aşar.

   
113:5 Var mı Tanrımız RAB gibi,
      Yücelerde oturan,
   
113:6 Göklerde ve yeryüzünde olanlara
      Bakmak için e
ğilen?
   
113:7 Düşkünü yerden kaldırır,
      Yoksulu çöplükten çıkarır;
   
113:8 Soylularla,
      Halk
ının soylularıyla birlikte oturtsun diye.
   
113:9 Kısır kadını evde oturtur,
      Çocuk sahibi mutlu bir anne kılar.

    RAB'be övgüler sunun!

114. Mezmur

 

 

114.Bölüm

 

 


   
114:1 İsrail Mısır'dan çıktığında,
      Yakup'un soyu yabancı dil konuşan bir halktan ayrıldığında,
   
114:2 Yahuda Rab'bin kutsal yeri oldu,
     
İsrail de O'nun krallığı.

   
114:3 Deniz olanı görüp geri çekildi,
      Şeria Irmağı tersine aktı.
   
114:4 Dağlar koç gibi,
      Tepeler kuzu gibi sıçradı.

   
114:5 Ey deniz, sana ne oldu da kaçtın?
      Ey Şeria, neden tersine aktın?
   
114:6 Ey dağlar, niçin koç gibi,
      Ey tepeler, niçin kuzu gibi sıçradınız?

   
114:7 114:8 Titre, ey yeryüzü,
      Kayay
ı havuza,
      Çakmaktaşını pınara çeviren Rab'bin önünde,
      Yakup'un Tanrısı'nın huzurunda.

115. Mezmur



115.Bölüm


   
115:1 Bizi değil, ya RAB, bizi değil,
      Sevgin ve sadakatin uğruna,
      Kendi adını yücelt!

   
115:2 Niçin uluslar:
      «Hani, nerede onlar
ın Tanrısı?» desin.
   
115:3 Bizim Tanrımız göklerdedir,
      Ne isterse yapar.
   
115:4 Oysa onların putları altın ve gümüşten yapılmış,
      İnsan elinin eseridir.
   
115:5 Ağızları var, konuşmazlar,
      Gözleri var, görmezler,
   
115:6 Kulakları var, duymazlar,
      Burunları var, koku almazlar,
   
115:7 Elleri var, hissetmezler,
      Ayaklar
ı var, yürümezler,
      Boğazlarından ses çıkmaz.
   
115:8 Onları yapan, onlara güvenen herkes
      Onlar gibi olacak!

   
115:9 Ey İsrail halkı, RAB'be güven,
      O'dur yardımcınız ve kalkanınız!
   
115:10 Ey Harun soyu, RAB'be güven,
      O'dur yard
ımcınız ve kalkanınız!
   
115:11 Ey RAB'den korkanlar, RAB'be güvenin,
      O'dur yard
ımcınız ve kalkanınız!

   
115:12 RAB bizi anımsayıp kutsayacak,
      İsrail halkını,
      Harun soyunu kutsayacak.
   
115:13 Küçük, büyük,
      Kendisinden korkan herkesi kutsayacak.

   
115:14 RAB sizi,
      Sizi ve çocuklar
ınızı çoğaltsın!
   
115:15 Yeri göğü yaratan RAB
      Sizleri kutsasın.

   
115:16 Göklerin öteleri RAB'bindir,
      Ama yeryüzünü insanlara vermiştir.
   
115:17 Ölüler, sessizlik diyarına inenler,
      RAB'be övgüler sunmaz;
   
115:18 Biziz RAB'bi öven,
      Şimdiden sonsuza dek.

    RAB'be övgüler sunun!

116. Mezmur

 

 

116.Bölüm

 

 


   
116:1 RAB'bi seviyorum,
      Çünkü O feryad
ımı duyar.
   
116:2 Bana kulak verdiği için,
      Yaşadığım sürece O'na sesleneceğim.
   
116:3 Ölüm iplerine dolaşmıştım,
      Ölüler diyarının kâbusu yakama yapışmıştı,
      Sıkıntıya, acıya gömülmüştüm.
   
116:4 O zaman RAB'be yakardım,
      «Aman, ya RAB, kurtar canımı!» dedim.

   
116:5 RAB lütufkâr ve adildir,
      Sevecendir Tanr
ımız.
   
116:6 RAB saf insanları korur,
      Tükendiğim zaman beni kurtardı.
   
116:7 Ey canım, yine huzura kavuş,
      Çünkü RAB sana iyilik etti.

   
116:8 Sen, ya RAB, canımı ölümden,
      Gözlerimi yaştan,
      Ayaklarımı sürçmekten kurtardın.
   
116:9 Yaşayanların diyarında,
      RAB'bin huzurunda yürüyeceğim.
   
116:10 İman ettim,
      «Büyük acı çekiyorum» dediğim zaman bile. 
   
116:11 Şaşkınlık içinde,
      «Bütün insanlar yalancı» dedim.

   
116:12 Ne karşılık verebilirim RAB'be,
      Bana yaptığı onca iyilik için?
   
116:13 Kurtuluş sunusu olarak kadeh kaldırıp
      RAB'be sesleneceğim.
   
116:14 Bütün halkının önünde,
      RAB'be adadıklarımı yerine getireceğim.
   
116:15 RAB'bin gözünde değerlidir 
      Sad
ık kullarının ölümü.
   
116:16 Ya RAB, ben gerçekten senin kulunum;
      Kulun, hizmetçinin o
ğluyum,
      Sen çözdün bağlarımı.
   
116:17 Ya RAB, sana seslenecek,
      Şükran kurban
ı sunacağım.
   
116:18 RAB'be adadıklarımı yerine getireceğim
      Bütün halkının önünde,
   
116:19 RAB'bin Tapınağı'nın avlularında,
      Senin orta yerinde, ey Yeruşalim!

    RAB'be övgüler sunun!

117. Mezmur

 

 

117.Bölüm

 

 


   
117:1 Ey bütün uluslar, RAB'be övgüler sunun!
      Ey bütün halklar, O'nu yüceltin!
   
117:2 Çünkü bize beslediği sevgi büyüktür,
      RAB'bin sadakati sonsuza dek sürer.

    RAB'be övgüler sunun!

118. Mezmur

 

 

118.Bölüm

 

 


   
118:1 RAB'be şükredin, çünkü O iyidir,
      Sevgisi sonsuzdur.
   
118:2 «Sonsuzdur sevgisi!» desin İsrail halkı.
   
118:3 «Sonsuzdur sevgisi!» desin Harun'un soyu.
   
118:4 «Sonsuzdur sevgisi!» desin RAB'den korkanlar.

   
118:5 Sıkıntı içinde RAB'be seslendim;
      Yanıtladı, rahata kavuşturdu beni.
   
118:6 RAB benden yana, korkmam;
     
İnsan bana ne yapabilir?
   
118:7 RAB benden yana, benim yardımcım,
      Benden nefret edenlerin sonuna zaferle bakacağım.
   
118:8 RAB'be sığınmak
      İnsana güvenmekten iyidir.
   
118:9 RAB'be sığınmak
      Soylulara güvenmekten iyidir.

   
118:10 Bütün uluslar beni kuşattı,
      RAB'bin adıyla püskürttüm onları.
   
118:11 Kuşattılar, sardılar beni,
      RAB'bin adıyla püskürttüm onları.
   
118:12 Arılar gibi sardılar beni,
      Ama diken ateşi gibi sönüverdiler;
      RAB'bin adıyla püskürttüm onları.
   
118:13 İtilip kakıldım,  düşmek üzereydim,
      Ama RAB yard
ım etti bana.
   
118:14 RAB gücüm ve ezgimdir,
      O kurtard
ı beni.

   
118:15 Sevinç ve zafer çığlıkları
      Çınlıyor doğruların çadırlarında:
      «RAB'bin sağ eli güçlü işler yapar!
   
118:16 RAB'bin sağ eli üstündür,
      RAB'bin sağ eli güçlü işler yapar!»
   
118:17 Ölmeyecek, yaşayacağım,
      RAB'bin yaptıklarını duyuracağım.
   
118:18 RAB beni şiddetle yola getirdi,
      Ama ölüme terk etmedi.

   
118:19ın bana adalet kapılarını,
      Girip RAB'be şükredeyim.

   
118:20 İşte budur RAB'bin kapısı!
      Doğrular girebilir oradan.

   
118:21 Sana şükrederim, çünkü bana yanıt verdin,
      Kurtarıcım oldun.
   
118:22 Yapıcıların reddettiği taş,
      Köşenin baş taşı oldu.
   
118:23 RAB'bin işidir bu,
      Gözümüzde harika bir iş!
   
118:24 Bugün RAB'bin yarattığı gündür,
      Onun için sevinip coşalım!
   
118:25 Ne olur, ya RAB, kurtar bizi,
      Ne olur, başar
ılı kıl bizi!

   
118:26 Kutsansın RAB'bin adıyla gelen!
      Kutsuyoruz sizi RAB'bin evinden.
   
118:27 RAB Tanrı'dır, aydınlattı bizi.
      İplerle bağlayın bayram kurbanını,
 
     
İlerleyin sunağın boynuzlarına kadar.

   
118:28 Tanrım sensin, şükrederim sana,
      Tanrım sensin, yüceltirim seni.

   
118:29 RAB'be şükredin, çünkü O iyidir,
      Sevgisi sonsuzdur.

119. Mezmur



(ALEF)  

 

 

119.Bölüm

 

 


   
119:1 Ne mutlu yolları temiz olanlara,
      RAB'bin yasasına göre yaşayanlara!
   
119:2 Ne mutlu O'nun öğütlerine uyanlara,
      Bütün yüreğiyle O'na yönelenlere!
   
119:3 Hiç haksızlık etmezler,
      O'nun yolunda yürürler.
   
119:4 Koyduğun koşullara
      Dikkatle uyulmasını buyurdun.
   
119:5 Keşke kararlı olsam
      Senin kurallarına uymakta!
   
119:6 Hiç utanmayacağım,
      Bütün buyruklarını izledikçe.
   
119:7 Şükredeceğim sana temiz yürekle,
      Adil hükümlerini öğrendikçe.
   
119:8 Kurallarını yerine getireceğim,
      Bırakma beni hiçbir zaman!

(BEYT)



   
119:9 Genç insan yolunu nasıl temiz tutar?
      Senin sözünü tutmakla.
   
119:10 Bütün yüreğimle sana yöneliyorum,
      İzin verme buyruklarından sapmama!
   
119:11 Aklımdan çıkarmam sözünü,
      Sana karşı günah işlememek için.
   
119:12 Övgüler olsun sana, ya RAB,
      Bana kurallar
ını öğret.
   
119:13 Ağzından çıkan bütün hükümleri
      Dudaklarımla yineliyorum.
   
119:14 Sevinç duyuyorum öğütlerini izlerken,
      Sanki benim oluyor bütün hazineler.
   
119:15 Koşullarını derin derin düşünüyorum,
      Yollarını izlerken.
   
119:16 Zevk alıyorum kurallarından,
      Sözünü unutmayacağım.

(GİMEL)



   
119:17 Ben kuluna iyilik et ki yaşayayım,
      Sözüne uyayım.
   
119:18 Gözlerimi aç,
      Yasandaki harikalar
ı göreyim.
   
119:19 Garibim bu dünyada,
      Buyruklar
ını benden gizleme!
   
119:20 İçim tükeniyor,
      Her an hükümlerini özlemekten.
   
119:21 Buyruklarından sapan
      Lanetli küstahları azarlarsın.
   
119:22 Uzaklaştır benden küçümsemeleri, hakaretleri,
      Çünkü öğütlerini tutuyorum.
   
119:23 Önderler toplanıp beni kötüleseler bile,
      Ben kulun senin kurallarını derin derin düşüneceğim.
   
119:24 Öğütlerin benim zevkimdir,
      Bana akıl verirler.

(DALET)



   
119:25 Toza toprağa serildim,
      Sözün uyarınca yaşam ver bana.
   
119:26 Yaptıklarımı açıkladım, beni yanıtladın;
      Kurallarını öğret bana!
   
119:27 Koşullarını anlamamı sağla ki,
      Harikalarının üzerinde düşüneyim.
   
119:28 İçim eriyor kederden,
      Sözün uyarınca güçlendir beni!
   
119:29 Yalan yoldan uzaklaştır,
      Yasan uyarınca lütfet bana.
   
119:30 Ben sadakat yolunu seçtim,
      Hükümlerini uygun gördüm.
   
119:31 Öğütlerine dört elle sarıldım, ya RAB,
      Utandırma beni!
   
119:32 İçime huzur verdiğin için
      Buyrukların doğrultusunda koşacağım.

(HE)



   
119:33 Kurallarını nasıl izleyeceğimi öğret bana, ya RAB,
      Öyle ki, onları sonuna kadar izleyeyim.
   
119:34 Anlamamı sağla, yasana uyayım,
      Bütün yüreğimle onu yerine getireyim.
   
119:35 Buyrukların doğrultusunda yol göster bana,
      Çünkü yolundan zevk alırım.
   
119:36 Yüreğimi haksız kazanca değil,
      Kendi öğütlerine yönelt.
   
119:37 Gözlerimi boş şeylerden  çevir,
      Beni kendi yolunda yaşat.
   
119:38 Senden korkulması için
      Ben kuluna verdiğin sözü yerine getir.
   
119:39 Korktuğum hakaretten uzak tut beni,
      Çünkü senin ilkelerin iyidir.
   
119:40 Çok özlüyorum senin koşullarını!
      Beni doğruluğunun içinde yaşat!

(VAV)



   
119:41 Bana sevgini göster, ya RAB,
      Sözün uyar
ınca kurtar beni!
   
119:42 O zaman beni aşağılayanlara
      Gereken yanıtı verebilirim,
      Çünkü senin sözüne güvenirim.
   
119:43 Gerçeğini ağzımdan düşürme,
      Çünkü senin hükümlerine umut bağladım.
   
119:44 Yasana sürekli,
      Sonsuza dek uyaca
ğım.
   
119:45 Özgürce yürüyeceğim,
      Çünkü senin koşullarına yöneldim ben.
   
119:46 Kralların önünde senin öğütlerinden söz edecek,
      Utanç duymayacağım.
   
119:47 Senin buyruklarından zevk alıyor,
      Onları seviyorum.
   
119:48 Saygı ve sevgi duyuyorum buyruklarına,
      Derin derin düşünüyorum kurallarını.

(ZAYİN)



   
119:49 Kuluna verdiğin sözü anımsa,
      Bununla umut verdin bana.
   
119:50 Acı çektiğimde beni avutan budur,
      Sözün bana yaşam verir.
   
119:51 Çok eğlendiler küstahlar benimle,
      Yine de yasandan şaşmadım.
   
119:52 Geçmişte verdiğin hükümleri anımsayınca,
      Avundum, ya RAB.
   
119:53 Çileden çıkıyorum,
      Yasanı terk eden kötüler yüzünden.
   
119:54 Senin kurallarındır ezgilerimin konusu,
      Konuk olduğum bu dünyada.
   
119:55 Gece adını anarım, ya RAB,
      Yasana uyarım.
   
119:56 Tek yaptığım,
      Senin koşullarına uymak.

(HET)



   
119:57 Benim payıma düşen sensin, ya RAB,
      Sözlerini yerine getireceğim, dedim.
   
119:58 Bütün yüreğimle sana yakardım.
      Lütfet bana, sözün uyarınca.
   
119:59 Tuttuğum yolları düşündüm,
      Senin öğütlerine göre adım attım.
   
119:60 Buyruklarına uymak için
      Elimi çabuk tuttum, oyalanmadım.
   
119:61 Kötülerin ipleri beni sardı,
      Yasanı unutmadım.
   
119:62 Doğru hükümlerin için
      Gece yarısı kalkıp sana şükrederim.
   
119:63 Dostuyum bütün senden korkanların,
      Koşullarına uyanların.
   
119:64 Yeryüzü sevginle dolu, ya RAB,
      Kurallar
ını öğret bana!

(TET)



   
119:65 Ya RAB, iyilik ettin kuluna,
      Sözünü tuttun.
   
119:66 Bana sağduyu ve bilgi ver,
      Çünkü inanıyorum buyruklarına.
   
119:67 Acı çekmeden önce yoldan sapardım,
      Ama şimdi sözüne uyuyorum.
   
119:68 Sen iyisin, iyilik edersin;
      Bana kurallar
ını öğret.
   
119:69 Küstahlar yalanlarla beni lekeledi,
      Ama ben bütün yüre
ğimle senin koşullarına uyarım.
   
119:70 Onların yüreği yağ bağladı,
      Bense zevk alırım yasandan.
   
119:71 İyi oldu acı çekmem;
      Çünkü kurallarını öğreniyorum.
   
119:72 Ağzından çıkan yasa benim için
      Binlerce altın ve gümüşten daha değerlidir.

(YOD)



   
119:73 Senin ellerin beni yarattı, biçimlendirdi.
      Anlamamı sağla ki buyruklarını öğreneyim.
   
119:74 Senden korkanlar beni görünce sevinsin,
      Çünkü senin sözüne umut ba
ğladım.
   
119:75 Biliyorum, ya RAB, hükümlerin adildir;
      Bana ac
ı çektirirken bile sadıksın.
   
119:76 Ben kuluna verdiğin söz uyarınca,
      Sevgin beni avutsun.
   
119:77 Sevecenlik göster bana, yaşayayım,
      Çünkü yasandan zevk alıyorum.
   
119:78 Utansın küstahlar beni yalan yere suçladıkları için.
      Bense senin koşullarını düşünüyorum.
   
119:79 Bana dönsün senden korkanlar,
      Ö
ğütlerini bilenler.
   
119:80 Yüreğim kusursuz uysun kurallarına,
      Öyle ki, utanç duymayayım.

(KAF)



   
119:81 İçim tükeniyor senin kurtarışını özlerken,
      Senin sözüne umut bağladım ben.
   
119:82 Gözümün feri sönüyor söz verdiklerini beklemekten,
      «Ne zaman avutacaks
ın beni?» diye soruyorum.
   
119:83 Dumandan kararmış tuluma döndüm,
      Yine de unutmuyorum kurallarını.
   
119:84 Daha ne kadar bekleyecek kulun?
      Ne zaman yarg
ılayacaksın bana zulmedenleri?
   
119:85 Çukur kazdılar benim için
      Yasana uymayan küstahlar.
   
119:86 Bütün buyrukların güvenilirdir;
      Haksız yere zulmediyorlar, yardım et bana!
   
119:87 Nerdeyse sileceklerdi beni yeryüzünden,
      Ama ben senin koşullar
ından ayrılmadım.
   
119:88 Koru canımı sevgin uyarınca,
      Tutayım ağzından çıkan öğütleri.

(LAMET)



   
119:89 Ya RAB, sözün
      Göklerde sonsuza dek duruyor.
   
119:90 Sadakatin kuşaklar boyu sürüyor,
      Kurdu
ğun yeryüzü sapasağlam duruyor.
   
119:91 Bugün hükümlerin uyarınca ayakta duran her şey
      Sana kulluk ediyor.
   
119:92 Eğer yasan zevk kaynağım olmasaydı,
      Çektiğim acılardan yok olurdum.
   
119:93 Koşullarını asla unutmayacağım,
      Çünkü onlarla bana yaşam verdin.
   
119:94 Kurtar beni, çünkü seninim,
      Senin koşullar
ına yöneldim.
   
119:95 Kötüler beni yok etmeyi beklerken,
      Ben senin ö
ğütlerini inceliyorum.
   
119:96 Kusursuz olan her şeyin bir sonu olduğunu gördüm,
      Ama senin buyruğun sınır tanımaz.

(MEM)



   
119:97 Ne kadar severim yasanı!
      Bütün gün düşünürüm onun üzerinde.
   
119:98 Buyrukların beni düşmanlarımdan bilge kılar,
      Çünkü her zaman aklımdadır onlar.
   
119:99 Bütün öğretmenlerimden daha akıllıyım,
      Çünkü öğütlerin üzerinde düşünüyorum.
   
119:100 Yaşlılardan daha bilgeyim,
      Çünkü senin koşullarına uyuyorum.
   
119:101 Sakınırım her kötü yoldan,
      Senin sözünü tutmak için.
   
119:102 Ayrılmam hükümlerinden,
      Çünkü bana sen öğrettin.
   
119:103 Ne tatlı geliyor verdiğin sözler damağıma,
      Baldan tatlı geliyor ağzıma!
   
119:104 Senin koşullarına uymakla bilgelik kazanıyorum,
      Bu yüzden nefret ediyorum her yanlış yoldan.

(NUN)



   
119:105 Sözün adımlarım için çıra,
      Yolum için ışıktır.
   
119:106 Adil hükümlerini izleyeceğime ant içtim,
      Andımı tutacağım.
   
119:107 Çok sıkıntı çektim, ya RAB;
      Koru hayatımı sözün uyarınca.
   
119:108 Ağzımdan çıkan içten övgüleri
      Kabul et, ya RAB,
      Bana hükümlerini öğret.
   
119:109 Hayatım her an tehlikede,
      Yine de unutmam yasanı.
   
119:110 Kötüler tuzak kurdu bana,
      Yine de sapmad
ım senin koşullarından.
   
119:111 Öğütlerin sonsuza dek mirasımdır,
      Yüreğimin sevincidir onlar.
   
119:112 Kararlıyım
      Sonuna kadar senin kurallarına uymaya.

(SAMEK)



   
119:113 Döneklerden tiksinir,
      Senin yasan
ı severim.
   
119:114 Sığınağım ve kalkanım sensin,
      Senin sözüne umut bağlarım.
   
119:115 Ey kötüler, benden uzak durun,
      Tanr
ım'ın buyruklarını yerine getireyim.
   
119:116 Sözün uyarınca destek ol bana, yaşam bulayım;
      Umudumu boşa çıkarma!
   
119:117 Sıkı tut beni, kurtulayım,
      Her zaman kurallarını dikkate alayım.
   
119:118 Kurallarından sapan herkesi reddedersin,
      Çünkü onların hileleri boştur.
   
119:119 Dünyadaki kötüleri cüruf gibi atarsın,
      Bu yüzden severim senin öğütlerini.
   
119:120 Bedenim ürperiyor dehşetinden,
      Korkuyorum hükümlerinden.

(AYİN)



   
119:121 Adil ve doğru olanı yaptım,
      Gaddarların eline bırakma beni!
   
119:122 Güven altına al kulunun mutluluğunu,
      Baskı yapmasın bana küstahlar.
   
119:123 Gözümün feri sönüyor,
      Beni kurtarman
ı,
      Adil sözünü yerine getirmeni beklemekten.
   
119:124 Kuluna sevgin uyarınca davran,
      Bana kurallarını öğret.
   
119:125 Ben senin kulunum, bana akıl ver ki,
      Öğütlerini anlayabileyim.
   
119:126 Ya RAB, harekete geçmenin zamanıdır,
      Yasanı çiğniyorlar.
   
119:127 Bu yüzden senin buyruklarını,
      Altından, saf altından daha çok seviyorum;
   
119:128 Koyduğun koşulların hepsini doğru buluyorum,
      Her yanlış yoldan tiksiniyorum.

(PE)



   
119:129 Harika öğütlerin var,
      Bu yüzden onlara candan uyuyorum.
   
119:130 Sözlerinin açıklanışı aydınlık saçar,
      Saf insanlara akıl verir.
   
119:131 Ağzım açık, soluk soluğayım,
      Çünkü buyruklarını özlüyorum.
   
119:132 Bana lütufla bak,
      Ad
ını sevenlere her zaman yaptığın gibi.
   
119:133 Adımlarımı pekiştir verdiğin söz uyarınca,
      Hiçbir suç bana egemen olmasın.
   
119:134 Kurtar beni insan baskısından,
      Koşullarına uyabileyim.
   
119:135 Yüzün aydınlık saçsın kulunun üzerine,
      Kurallarını öğret bana.
   
119:136 Oluk oluk yaş akıyor gözlerimden,
      Çünkü uymuyorlar yasana.

(SADE)



   
119:137 Sen adilsin, ya RAB,
      Hükümlerin do
ğrudur.
   
119:138 Buyurduğun öğütler doğru
      Ve tam güvenilirdir.
   
119:139 Gayretim beni tüketti,
      Çünkü düşmanlar
ım unuttu senin sözlerini.
   
119:140 Sözün çok güvenilirdir,
      Kulun onu sever.
   
119:141 Önemsiz ve horlanan biriyim ben,
      Ama koşullar
ını unutmuyorum.
   
119:142 Adaletin sonsuza dek doğrudur,
      Yasan gerçektir.
   
119:143 Sıkıntıya, darlığa düştüm,
      Ama buyrukların benim zevkimdir.
   
119:144 Öğütlerin sonsuza dek doğrudur;
      Bana akıl ver ki, yaşayayım.

(KOF)



   
119:145 Bütün yüreğimle haykırıyorum,
      Yanıtla beni, ya RAB!
      Senin kurallarına uyacağım.
   
119:146 Sana sesleniyorum,
      Kurtar beni,
      Ö
ğütlerine uyayım.
   
119:147 Gün doğmadan kalkıp yardım dilerim,
      Senin sözüne umut bağladım.
   
119:148 Verdiğin söz üzerinde düşüneyim diye,
      Gece boyunca uyku girmiyor gözüme.
   
119:149 Sevgin uyarınca sesime kulak ver,
      Hükümlerin uyarınca, ya RAB, yaşam ver bana!
   
119:150 Yaklaşıyor kötülük ardınca koşanlar,
      Yasandan uzaklaşıyorlar.
   
119:151 Oysa sen yakınsın, ya RAB,
      Bütün buyrukların gerçektir.
   
119:152 Çoktan beri anladım
      Öğütlerini sonsuza dek verdiğini.

(REŞ)



   
119:153 Çektiğim sıkıntıyı gör, kurtar beni,
      Çünkü yasanı unutmadım.
   
119:154 Davamı savun, özgür kıl beni,
      Sözün uyarınca koru canımı.
   
119:155 Kurtuluş kötülerden uzaktır,
      Çünkü senin kurallarına yönelmiyorlar.
   
119:156 Çok sevecensin, ya RAB,
      Hükümlerin uyar
ınca koru canımı.
   
119:157 Bana zulmedenler, düşmanlarım çok,
      Yine de sapmadım senin öğütlerinden.
   
119:158 Tiksinerek bakıyorum hainlere,
      Çünkü uymuyorlar senin sözüne.
   
119:159 Bak, ne kadar seviyorum koşullarını,
      Sevgin uyarınca, ya RAB, koru canımı.
   
119:160 Sözlerinin temeli gerçektir,
      Do
ğru hükümlerinin tümü sonsuza dek sürecektir.

(SİN ve ŞİN)



   
119:161 Yok yere zulmediyor bana önderler,
      Oysa yüre
ğim senin sözünle titrer.
   
119:162 Ganimet bulan biri gibi
      Verdi
ğin sözlerde sevinç bulurum.
   
119:163 Tiksinir, iğrenirim yalandan,
      Ama senin yasanı severim.
   
119:164 Doğru hükümlerin için
      Seni günde yedi kez överim.
   
119:165 Yasanı sevenler büyük esenlik bulur,
      Hiçbir şey sendeletmez onları.
   
119:166 Ya RAB, kurtarışına umut bağlar,
      Buyruklarını yerine getiririm.
   
119:167 Öğütlerine candan uyar,
      Onları çok severim.
   
119:168 Öğütlerini, koşullarını uygularım,
      Çünkü bütün davranışlarımı görürsün sen.

(TAV)



   
119:169 Feryadım sana erişsin, ya RAB,
      Sözün uyarınca akıl ver bana!
   
119:170 Yalvarışım sana ulaşsın;
      Verdiğin söz uyarınca kurtar beni!
   
119:171 Dudaklarımdan övgüler aksın,
      Çünkü bana kurallarını öğretiyorsun.
   
119:172 Dilimde sözün ezgilere dönüşsün,
      Çünkü bütün buyruklar
ın doğrudur.
   
119:173 Elin bana yardıma hazır olsun,
      Çünkü senin koşullarını seçtim ben.
   
119:174 Kurtarışını özlüyorum, ya RAB,
      Yasan zevk kaynağımdır.
   
119:175 Beni yaşat ki, sana övgüler sunayım,
      Hükümlerin bana yardımcı olsun.
   
119:176 Kaybolmuş koyun gibi avare dolaşıyordum;
      Kulunu ara,
      Çünkü buyruklarını unutmadım ben.

120. Mezmur

 

 

120.Bölüm

 

 

120:0 Hac ilahisi 
   
120:1 Sıkıntıya düşünce RAB'be seslendim;
      Yanıtladı beni.
   
120:2 Ya RAB, kurtar canımı yalancı dudaklardan,
      Aldatıcı dillerden!

   
120:3 Ey aldatıcı dil,
      RAB ne verecek sana,
      Daha ne verecek?
   
120:4 Yiğidin sivri oklarıyla
      Retem çalısından alevli korlar!

   
120:5 Vay bana, Meşek'te garip kaldım sanki,
      Kedar çadırları arasında oturdum.
   
120:6 Fazla kaldım
      Barıştan nefret edenler arasında.
   
120:7 Ben barış yanlısıyım,
      Ama söze başladığımda,
      Onlar savaşa kalkıyor!

121. Mezmur

 

 

121.Bölüm

 

 

121:0 Hac ilahisi
   
121:1 Gözlerimi dağlara kaldırıyorum,
      Nereden yardım gelecek?
   
121:2 Yeri göğü yaratan
      RAB'den gelecek yardım.

   
121:3 O ayaklarının kaymasına izin vermez,
      Seni koruyan uyuklamaz.
   
121:4 İsrail'in koruyucusu ne uyur ne uyuklar.

   
121:5 Senin koruyucun RAB'dir,
      O sa
ğ yanında sana gölgedir.
   
121:6 Gündüz güneş,
      Gece ay sana zarar vermez.

   
121:7 RAB her kötülükten seni korur,
      Esirger can
ını.
   
121:8 Şimdiden sonsuza dek
      RAB koruyacak gidişini, gelişini.

122. Mezmur

 

 

122.Bölüm

 

 

122:0 Davut'un hac ilahisi
   
122:1 Bana: «RAB'bin evine gidelim» dendikçe
      Sevinirim.
   
122:2 Ayaklarımız senin kapılarında,
      Ey Yeruşalim!

   
122:3 Bitişik nizamda kurulmuş bir kenttir
      Yeruşalim!
   
122:4 Oymaklar çıkar oraya, RAB'bin oymakları,
      İsrail'e verilen öğüt uyarınca,
      RAB'bin adına şükretmek için.
   
122:5 Çünkü orada yargı tahtları,
      Davut soyunun tahtları kurulmuştur.

   
122:6 Esenlik dileyin Yeruşalim'e:
      «Huzur bulsun seni sevenler!
   
122:7 Surlarına esenlik,
      Saraylarına huzur egemen olsun!»
   
122:8 Kardeşlerim, dostlarım için,
      «Esenlik olsun sana!» derim.
   
122:9 Tanrımız RAB'bin evi için
      İyilik dilerim sana.

123. Mezmur

 

 

123.Bölüm

 

 

123:0 Hac ilahisi
   
123:1 Gözlerimi sana kaldırıyorum,
      Ey göklerde taht kuran!
   
123:2 Nasıl kulların gözleri efendilerinin,
      Hizmetçinin gözleri hanımının eline bakarsa,
      Bizim gözlerimiz de RAB Tanrımız'a öyle bakar,
      O bize acıyıncaya dek.

   
123:3 Acı bize, ya RAB, acı;
      Gördüğümüz hakaret yeter de artar.
   
123:4 Rahat yaşayanların alayları,
      Küstahların hakareti
      Canımıza yetti.

124. Mezmur

 

 

124.Bölüm

 

 

124:0 Davut'un hac ilahisi
   
124:1 RAB bizden yana olmasaydı,
      Desin şimdi İsrail:
   
124:2 RAB bizden yana olmasaydı,
      İnsanlar bize saldırdığında,
   
124:3 Diri diri yutarlardı bizi,
      Öfkeleri bize karşı alevlenince.
   
124:4 Sular silip süpürürdü bizleri,
      Seller geçerdi üzerimizden.
   
124:5 Kabaran sular
      Aşard
ı başımızdan.

   
124:6 Övgüler olsun
      Bizi onlar
ın ağzına yem etmeyen RAB'be!
   
124:7 Bir kuş gibi
      Kurtuldu can
ımız avcının tuzağından,
      Kırıldı tuzak, kurtulduk.
   
124:8 Yeri göğü yaratan
      RAB'bin adı yardımcımızdır.

125. Mezmur

 

 

125.Bölüm

 

 

125:0 Hac ilahisi
   
125:1 RAB'be güvenenler Siyon Dağı'na benzer,
      Sarsılmaz, sonsuza dek durur.
   
125:2 Dağlar Yeruşalim'i nasıl kuşatmışsa,
      RAB de halkını öyle kuşatmıştır,
      Şimdiden sonsuza dek.

   
125:3 Kalmayacak kötülerin asası,
      Doğruların payına düşen toprakta,
      Yoksa doğrular haksızlığa el uzatabilir.
   
125:4 İyilik et, ya RAB,
      İyilere, yüreği temiz olanlara.
   
125:5 Ama kendi halkından eğri yollara sapanları,
      RAB kötü uluslarla birlikte kovacak.

    İsrail'e esenlik olsun!

126. Mezmur

 

 

126.Bölüm

 

 

126:0 Hac ilahisi
   
126:1 RAB sürgünleri Siyon'a geri getirince, 
      Rüya gibi geldi bize.
   
126:2 Ağzımız gülüşlerle,
      Dilimiz sevinç çığlıklarıyla doldu.
      «RAB onlar için büyük işler yaptı»
      Diye konuşuldu uluslar arasında.
   
126:3 RAB bizim için büyük işler yaptı,
      Sevinç doldu içimiz.

   
126:4 Ya RAB, eski gönencimize kavuştur bizi,
      Negev'de suya kavuşan vadiler gibi.
   
126:5 Gözyaşları içinde ekenler,
      Sevinç çığlıklarıyla biçecek;
   
126:6 Ağlayarak tohum çuvalını taşıyıp dolaşan,
      Sevinç çığlıkları atarak demetlerle dönecek.

127. Mezmur

 

 

127.Bölüm

 

 

127:0 Süleyman'ın hac ilahisi
   
127:1 Evi RAB yapmazsa,
      Yap
ıcılar boşuna didinir.
      Kenti RAB korumazsa,
      Bekçi boşuna bekler.
   
127:2 Boşuna erken kalkıp
      Geç yatıyorsunuz.
      Ey zahmetle kazanılan ekmeği yiyenler,
      RAB sevdiklerinin rahat uyumasını sağlar.

   
127:3 Çocuklar RAB'bin verdiği bir armağandır,
      Rahmin ürünü bir ödüldür.
   
127:4 Yiğidin elinde nasılsa oklar,
      Öyledir gençlikte doğan çocuklar.
   
127:5 Ne mutlu ok kılıfı onlarla dolu insana!
      Kent kapısında
  hasımlarıyla tartışırken
      Utanç duymayacaklar.

128. Mezmur

 

 

128.Bölüm

 

 

128:0 Hac ilahisi
   
128:1 Ne mutlu RAB'den korkana,
      O'nun yolunda yürüyene!

   
128:2 Emeğinin ürününü yiyeceksin,
      Mutlu ve başarılı olacaksın.
   
128:3 Eşin evinde verimli bir asma gibi olacak;
      Çocuklar
ın zeytin filizleri gibi sofranın çevresinde.
   
128:4 İşte RAB'den korkan kişi
      Böyle kutsanacak.

   
128:5 RAB seni Siyon'dan kutsasın!
      Yeruşalim'in gönencini göresin,
      Bütün yaşamın boyunca!
   
128:6 Çocuklarının çocuklarını göresin!

    İsrail'e esenlik olsun!

129. Mezmur

 

 

129.Bölüm

 

 

129:0 Hac ilahisi
   
129:1 Gençliğimden beri bana sık sık saldırdılar;
      Şimdi söylesin İsrail:

   
129:2 «Gençliğimden beri bana sık sık saldırdılar,
      Ama yenemediler beni.
   
129:3 Çiftçiler saban sürdüler sırtımda,
      Upuzun iz bıraktılar.»
   
129:4 Ama RAB adildir,
      Kesti kötülerin ba
ğlarını.

   
129:5 Siyon'dan nefret eden herkes
      Utanç içinde geri çekilsin.
   
129:6 Damlardaki ota,
      Büyümeden kuruyan ota dönsünler.
   
129:7 Orakçı avucunu,
      Demetçi kucağını dolduramaz onunla.
   
129:8 Yoldan geçenler de,
      «RAB sizi kutsas
ın,
      RAB'bin adıyla sizi kutsarız» demezler.

130. Mezmur

 

 

130.Bölüm

 

 

130:0 Hac ilahisi
   
130:1 Derinliklerden sana sesleniyorum, ya RAB,
   
130:2 Sesimi işit, ya Rab,
      Yalvar
ışıma iyi kulak ver!

   
130:3 Ya RAB, sen suçların hesabını tutsan,
      Kim ayakta kalabilir, ya Rab?
   
130:4 Ama sen bağışlayıcısın,
      Öyle ki senden korkulsun.

   
130:5 RAB'bi gözlüyorum,
      Can
ım RAB'bi gözlüyor,
      Umut bağlıyorum O'nun sözüne.
   
130:6 Sabahı gözleyenlerden,
      Evet, sabahı gözleyenlerden daha çok,
      Canım Rab'bi gözlüyor.

   
130:7 Ey İsrail, RAB'be umut bağla!
      Çünkü RAB'de sevgi,
      Tam kurtuluş vardır.
   
130:8 İsrail'i bütün suçlarından
      Fidyeyle O kurtaracaktır.

131. Mezmur

 

 

131.Bölüm

 

 

131:0 Davut'un hac ilahisi
   
131:1 Ya RAB, yüreğimde gurur yok,
      Gözüm yükseklerde değil.
      Büyük işlerle,
      Kendimi aşan harika işlerle uğraşmıyorum.
   
131:2 Tersine, ana kucağında sütten kesilmiş çocuk gibi,
      Kendimi yatıştırıp huzur buldum,
      Sütten kesilmiş çocuğa döndüm.
   
131:3 Ey İsrail, RAB'be umut bağla
      Şimdiden sonsuza dek!

132. Mezmur

 

 

132.Bölüm

 

 

132:0 Hac ilahisi
   
132:1 132:2 Ya RAB, Davut'un hatırı için,
      Çektiği bütün zorlukları,
      Sana nasıl ant içtiğini,
      Yakup'un güçlü Tanrısı'na adak adadığını anımsa:
   
132:3 «Evime gitmeyeceğim,
      Yatağıma uzanmayacağım,
   
132:4 Gözlerime uyku girmeyecek,
      Göz kapaklar
ım kapanmayacak,
   
132:5 RAB'be bir yer,
      Yakup'un güçlü Tanr
ısı'na bir konut buluncaya dek.»

   
132:6 Antlaşma Sandığı'nın Efrata'da olduğunu duyduk,
      Onu Yaar kırlarında bulduk.
   
132:7 «RAB'bin konutuna gidelim,
      Aya
ğının taburesi önünde tapınalım» dedik.

   
132:8 Çık, ya RAB, yaşayacağın yere,
      Gücünü simgeleyen sandıkla birlikte.
   
132:9 Kâhinlerin doğruluğu kuşansın,
      Sadık kulların sevinç çığlıkları atsın.

   
132:10 Kulun Davut'un hatırı için,
      Meshettiğin krala yüz çevirme.
   
132:11 RAB Davut'a kesin ant içti,
      And
ından dönmez:
      «Senin soyundan birini tahtına oturtacağım.
   
132:12 Eğer oğulların antlaşmama,
      Vereceğim öğütlere uyarlarsa,
      Onların oğulları da sonsuza dek
      Senin tahtına oturacak.»

   
132:13 Çünkü RAB Siyon'u seçti,
      Onu konut edinmek istedi.
   
132:14 «Sonsuza dek yaşayacağım yer budur» dedi,
      «Burada oturacağım, çünkü bunu kendim istedim.
   
132:15 Çok bereketli kılacağım erzakını,
      Yiyecekle doyuracağım yoksullarını.
   
132:16 Kurtuluşla donatacağım kâhinlerini;
      Hep sevinç ezgileri söyleyecek sadık kulları.
   
132:17 Burada Davut soyundan güçlü bir kral çıkaracağım,
      Meshettiğim kralın soyunu
      Işık olarak sürdüreceğim.
   
132:18 Düşmanlarını utanca bürüyeceğim,
      Ama onun başındaki taç parıldayacak.»

133. Mezmur

 

 

133.Bölüm

 

 

133:0 Davut'un hac ilahisi
   
133:1 Ne iyi, ne güzeldir,
      Birlik içinde kardeşçe yaşamak!
   
133:2 Başa sürülen değerli yağ gibi,
      Sakaldan, Harun'un sakalından
      Kaftanının yakasına dek inen yağ gibi.
   
133:3 Hermon Dağı'na yağan çiy
      Siyon dağlarına yağıyor sanki.
      Çünkü RAB orada bereketi,
      Sonsuz yaşamı buyurdu.

134. Mezmur

 

 

134.Bölüm

 

 

134:0 Hac ilahisi
   
134:1 Ey sizler, RAB'bin bütün kulları,
      RAB'bin Tapınağı'nda gece hizmet edenler,
      O'na övgüler sunun!
   
134:2 Ellerinizi kutsal yere doğru kaldırıp
      RAB'be övgüler sunun!

   
134:3 Yeri göğü yaratan
      RAB kutsasın sizi Siyon'dan.

135. Mezmur

 

 

135.Bölüm

 

 

135:0
   
135:1 135:2 RAB'be övgüler sunun!
      RAB'bin ad
ına övgüler sunun,
      Ey RAB'bin kulları!
      Ey sizler, RAB'bin Tapınağı'nda,
      Tanrımız'ın Tapınağı'nın avlularında hizmet edenler,
      Övgüler sunun!
   
135:3 RAB'be övgüler sunun,
      Çünkü RAB iyidir.
      Ad
ını ilahilerle övün,
      Çünkü hoştur bu.
   
135:4 RAB kendine Yakup soyunu,
      Öz halk
ı olarak İsrail'i seçti.

   
135:5 Biliyorum, RAB büyüktür,
      Rabbimiz bütün ilahlardan üstündür.
   
135:6 RAB ne isterse yapar,
      Göklerde, yeryüzünde,
      Denizlerde, bütün derinliklerde.
   
135:7 Yeryüzünün dört bucağından bulutlar yükseltir,
      Yağmur için şimşek çaktırır,
      Ambarlarından rüzgar estirir.

   
135:8 İnsanlardan hayvanlara dek
      Mısır'da ilk doğanları öldürdü.
   
135:9 Ey Mısır, senin orta yerinde,
      Firavunla bütün görevlilerine
      Belirtiler, şaşılası işler gösterdi.
   
135:10 Birçok ulusu bozguna uğrattı,
      Güçlü kralları öldürdü:
   
135:11 Amorlu kral Sihon'u,
      Başan Kral
ı Og'u,
      Bütün Kenan krallarını.
   
135:12 Topraklarını mülk,
      Evet, mülk olarak halkı İsrail'e verdi.

   
135:13 Ya RAB, adın sonsuza dek sürecek,
      Bütün kuşaklar seni anacak.
   
135:14 RAB halkını haklı çıkarır,
      Kullarına acır.

   
135:15 Ulusların putları altın ve gümüşten yapılmış,
      İnsan elinin eseridir.
   
135:16 Ağızları var, konuşmazlar,
      Gözleri var, görmezler,
   
135:17 Kulakları var, duymazlar,
      Soluk alıp vermezler.
   
135:18 Onları yapan, onlara güvenen herkes
      Onlar gibi olacak!

   
135:19 Ey İsrail halkı, RAB'be övgüler sun!
      Ey Harun soyu, RAB'be övgüler sun!
   
135:20 Ey Levi soyu, RAB'be övgüler sun!
      RAB'be övgüler sunun, ey RAB'den korkanlar!
   
135:21 Yeruşalim'de oturan RAB'be
      Siyon'dan övgüler sunulsun!

    RAB'be övgüler sunun!

136. Mezmur

 

 

136.Bölüm

 

 


   
136:1 Şükredin RAB'be, çünkü O iyidir,
      Sevgisi sonsuzdur;
   
136:2 Şükredin tanrılar Tanrısı'na,
     
Sevgisi sonsuzdur;
   
136:3 Şükredin rabler Rabbi'ne,
      Sevgisi sonsuzdur;

   
136:4 Büyük harikalar yapan tek varlığa,
     
Sevgisi sonsuzdur;
   
136:5 Gökleri bilgece yaratana,
      Sevgisi sonsuzdur;
   
136:6 Yeri sular üzerine yayana,
      Sevgisi sonsuzdur;
   
136:7 Büyük ışıklar yaratana,
     
Sevgisi sonsuzdur;
   
136:8 Gündüze egemen olsun diye güneşi,
      Sevgisi sonsuzdur;
   
136:9 Geceye egemen olsun diye ayı ve yıldızları yaratana,
     
Sevgisi sonsuzdur;

   
136:10 Mısır'da ilk doğanları öldürene,
     
Sevgisi sonsuzdur;
   
136:11 136:12 Güçlü eli, kudretli koluyla
      Sevgisi sonsuzdur;
     
İsrail'i Mısır'dan çıkarana,
     
Sevgisi sonsuzdur;
   
136:13 Kızıldeniz'i ikiye bölene,
     
Sevgisi sonsuzdur;
   
136:14 İsrail'i ortasından geçirene,
     
Sevgisi sonsuzdur;
   
136:15 Firavunla ordusunu Kızıldeniz'e dökene,
     
Sevgisi sonsuzdur;
   
136:16 Kendi halkını çölde yürütene,
     
Sevgisi sonsuzdur;
   
136:17 Büyük kralları vurana,
     
Sevgisi sonsuzdur;
   
136:18 Güçlü kralları öldürene,
     
Sevgisi sonsuzdur;
   
136:19 Amorlu kral Sihon'u,
      Sevgisi sonsuzdur;
   
136:20 Başan Kralı Og'u öldürene,
     
Sevgisi sonsuzdur;
   
136:21 136:22 Topraklarını mülk olarak,
     
Sevgisi sonsuzdur;
      Kulu
İsrail'e mülk verene,
     
Sevgisi sonsuzdur;

   
136:23 Düşkün günlerimizde bizi anımsayana,
     
Sevgisi sonsuzdur;
   
136:24 Düşmanlarımızdan bizi kurtarana,
     
Sevgisi sonsuzdur;
   
136:25 Bütün canlılara yiyecek verene,
     
Sevgisi sonsuzdur;

   
136:26 Şükredin Göklerin Tanrısı'na,
     
Sevgisi sonsuzdur.

137. Mezmur

 

 

137.Bölüm

 

 


   
137:1 Babil ırmakları kıyısında oturup
      Siyon'u andıkça ağladık;
   
137:2 Çevredeki kavaklara
      Lirlerimizi ast
ık.
   
137:3 Çünkü orada bizi tutsak edenler bizden ezgiler,
      Bize zulmedenler bizden şenlik istiyor,
      «Siyon ezgilerinden birini okuyun bize!» diyorlard
ı.

   
137:4 Nasıl okuyabiliriz RAB'bin ezgisini
      El toprağında?
   
137:5 Ey Yeruşalim, seni unutursam,
      Sa
ğ elim kurusun.
   
137:6 Seni anmaz,
      Yeruşalim'i en büyük sevincimden üstün tutmazsam,
      Dilim dama
ğıma yapışsın!

   
137:7 Yeruşalim'in düştüğü gün,
      «Yıkın onu, yıkın temellerine kadar!»
      Diyen Edomlular'ın tavrını anımsa, ya RAB.

   
137:8 Ey sen, yıkılası Babil kızı,
      Bize yaptıklarını
      Sana ödetecek olana ne mutlu!
   
137:9 Ne mutlu senin yavrularını tutup
      Kayalarda parçalayacak insana!

138. Mezmur

 

 

138.Bölüm

 

 

138:0 Davut'un mezmuru
   
138:1 Bütün yüreğimle sana şükrederim, ya RAB,
      İlahlar önünde seni ilahilerle överim.
   
138:2 Kutsal tapınağına doğru eğilir,
      Adına şükrederim,
      Sevgin, sadakatin için.
      Çünkü adını ve sözünü her şeyden üstün tuttun.
   
138:3 Seslendiğim gün bana yanıt verdin,
      İçime güç koydun, beni yüreklendirdin.

   
138:4 Şükretsin sana, ya RAB, yeryüzü krallarının tümü,
      Çünkü ağzından çıkan sözleri işittiler.
   
138:5 Yaptığın işleri ezgilerle övsünler, ya RAB,
      Çünkü çok yücesin.

   
138:6 RAB yüksekse de,
      Alçakgönüllüleri gözetir,
      Küstahlar
ı uzaktan tanır.

   
138:7 Sıkıntıya düşersem, canımı korur,
      Düşmanlarımın öfkesine karşı el kaldırırsın,
      Sağ elin beni kurtarır.
   
138:8 Ya RAB, her şeyi yaparsın benim için.
      Sevgin sonsuzdur, ya RAB,
      Elinin eserini bırakma!

139. Mezmur

 

 

139.Bölüm

 

 

139:0 Müzik şefi için - Davut'un mezmuru
   
139:1 Ya RAB, sınayıp tanıdın beni.
   
139:2 Oturup kalkışımı bilirsin,
      Niyetimi uzaktan anlarsın.
   
139:3 Gittiğim yolu, yattığım yeri inceden inceye elersin,
      Bütün yaptıklarımdan haberin var.
   
139:4 Daha sözü ağzıma almadan,
      Söyleyeceğim her şeyi bilirsin, ya RAB.
   
139:5 Beni çepeçevre kuşattın,
      Elini üzerime koydun.
   
139:6 Kaldıramam böylesi bir bilgiyi,
      Başa çıkamam, erişemem.

   
139:7 Nereye gidebilirim senin Ruhun'dan,
      Nereye kaçabilirim huzurundan?
   
139:8 Göklere çıksam, oradasın,
      Ölüler diyarına yatak sersem, yine oradasın.
   
139:9 Seherin kanatlarını alıp uçsam,
      Denizin ötesine konsam,
   
139:10 Orada bile elin yol gösterir bana,
      Sa
ğ elin tutar beni.
   
139:11 Desem ki, «Karanlık beni kaplasın,
      Çevremdeki aydınlık geceye dönsün.»
   
139:12 Karanlık bile karanlık sayılmaz senin için,
      Gece, gündüz gibi ışıldar,
      Karanlıkla aydınlık birdir senin için.

   
139:13 İç varlığımı sen yarattın,
      Annemin rahminde beni sen ördün.
   
139:14 Sana övgüler sunarım,
      Çünkü müthiş ve harika yaratılmışım.
      Ne harika işlerin var!
      Bunu çok iyi bilirim.
   
139:15 Gizli yerde yaratıldığımda,
      Yerin derinliklerinde örüldüğümde,
      Bedenim senden gizli değildi.
   
139:16 Henüz döl yatağındayken gözlerin gördü beni;
      Bana ayrılan günlerin hiçbiri gelmeden,
      Hepsi senin kitabına yazılmıştı.
   
139:17 Hakkımdaki düşüncelerin ne değerli, ey Tanrı,
      Sayıları ne çok!
   
139:18 Kum tanelerinden fazladır saymaya kalksam.
      Uyanıyorum, hâlâ seninleyim.

   
139:19 Ey Tanrı, keşke kötüleri öldürsen!
      Ey eli kanlı insanlar, uzaklaşın benden!
   
139:20 Çünkü senin için kötü konuşuyorlar,
      Ad
ını kötüye kullanıyor düşmanların.
   
139:21 Ya RAB, nasıl tiksinmem senden tiksinenlerden?
      Nasıl iğrenmem sana başkaldıranlardan?
   
139:22 Onlardan tümüyle nefret ediyor,
      Onlar
ı düşman sayıyorum.
   
139:23 Ey Tanrı, yokla beni, tanı yüreğimi,
      Sına beni, öğren kaygılarımı.
   
139:24 Bak, seni gücendiren bir yönüm var mı,
      Öncülük et bana sonsuz yaşam yolunda!

140. Mezmur

 

 

140.Bölüm

 

 

140:0 Müzik şefi için - Davut'un mezmuru
   
140:1 Ya RAB, kurtar beni kötü insandan,
      Koru beni zorbadan.
   
140:2 Onlar yüreklerinde kötülük tasarlar,
      Savaş
ı sürekli körükler,
   
140:3 Yılan gibi dillerini bilerler,
      Engerek zehiri var dudaklarının altında.
Sela

   
140:4 Ya RAB, sakın beni kötünün elinden,
      Koru beni zorbadan;
      Bana çelme takmayı tasarlıyorlar.
   
140:5 Küstahlar benim için tuzak kurdu,
      Haydutlar a
ğ gerdi;
      Yol kenarına kapan koydular benim için.
Sela

   
140:6 Sana diyorum, ya RAB: «Tanrım sensin.»
      Yalvarışıma kulak ver, ya RAB.
   
140:7 Ey Egemen RAB, güçlü kurtarıcım,
      Savaş gününde başımı korudun.
   
140:8 Kötülerin dileklerini yerine getirme, ya RAB,
      Tasar
ılarını ileri götürme!
      Yoksa gurura kapılırlar.
Sela

   
140:9 Beni kuşatanların başını,
      Dudaklarından dökülen fesat kaplasın.
   
140:10 Kızgın korlar yağsın üzerlerine!
      Ateşe, dipsiz çukurlara atılsınlar,
      Bir daha kalkamasınlar.
   
140:11 İftiracılara ülkede hayat kalmasın,
      Felaket zorbaları amansızca avlasın.
   
140:12 Biliyorum, RAB mazlumun davasını savunur,
      Yoksulları haklı çıkarır.
   
140:13 Kuşkusuz doğrular senin adına şükredecek,
      Dürüstler senin huzurunda oturacak.

141. Mezmur

 

 

141.Bölüm

 

 

141:0 Davut'un mezmuru
   
141:1 Seni çağırıyorum, ya RAB, yardımıma koş!
      Sana yakarınca sesime kulak ver!
   
141:2 Duam önünde yükselen buhur gibi,
      El aç
ışım akşam sunusu gibi kabul görsün!

   
141:3 Ya RAB, ağzıma bekçi koy,
      Dudaklarımın kapısını koru!
   
141:4 Yüreğim kötülüğe eğilim göstermesin,
      Suç işleyenlerin fesadına bulaşmayayım;
      Onların nefis yemeklerini tatmayayım.

   
141:5 Doğru insan bana vursa, iyilik sayılır,
      Azarlasa, başa sürülen yağ gibidir,
      Başım reddetmez onu.
      Çünkü duam hep kötülere karşıdır.
   
141:6 Önderleri kayalardan aşağı atılınca,
      Dinleyecekler tatlı sözlerimi.

   
141:7 Sabanla sürülüp yarılmış toprak gibi,
      Saçılmış kemiklerimiz ölüler diyarının ağzına.
   
141:8 Ancak gözlerim sende, ey Egemen RAB,
      Sana s
ığınıyorum, beni savunmasız bırakma!
   
141:9 Koru beni kurdukları tuzaktan,
      Suç işleyenlerin kapanlarından.
   
141:10 Ben güvenlik içinde geçip giderken,
      Kendi a
ğlarına düşsün kötüler.

142. Mezmur

 

 

142.Bölüm

 

 

142:0 Davut'un Maskili - Mağaradayken ettiği dua
   
142:1 Yüksek sesle yakarıyorum RAB'be,
      Yüksek sesle RAB'be yalvarıyorum.

   
142:2 Önüne döküyorum yakınmalarımı,
      Önünde anlatıyorum sıkıntılarımı.
   
142:3 Bunalıma düştüğümde,
      Gideceğim yolu sen bilirsin.
      Tuzak kurdular yürüdüğüm yola.
   
142:4 Sağıma bak da gör,
      Kimse saymıyor beni,
      Sığınacak yerim kalmadı,
      Kimse aramıyor beni.

   
142:5 Sana haykırıyorum, ya RAB:
      «Sığınağım,
      Yaşadığımız bu dünyada nasibim sensin» diyorum.
   
142:6 Haykırışıma kulak ver,
      Çünkü çok çaresizim;
      Kurtar beni ardıma düşenlerden,
      Çünkü benden güçlüler.
   
142:7 Çıkar beni zindandan,
      Adına şükredeyim.
      O zaman doğrular çevremi saracak,
      Bana iyilik ettiğin için.

143. Mezmur

 

 

143.Bölüm

 

 

143:0 Davut'un mezmuru
   
143:1 Duamı işit, ya RAB,
      Yalvarışlarıma kulak ver!
      Sadakatinle, doğruluğunla yanıtla beni!
   
143:2 Kulunla yargıya girme,
      Çünkü hiçbir canlı senin karşında aklanmaz.

   
143:3 Düşman beni kovalıyor,
      Ezip yere seriyor.
      Çoktan ölmüş olanlar gibi,
      Beni karanlıklarda oturtuyor.
   
143:4 Bu yüzden bunalıma düştüm,
      Yüreğim perişan.

   
143:5 Geçmiş günleri anıyor,
      Bütün yaptıklarını derin derin düşünüyor,
      Ellerinin işine bakıp dalıyorum.
   
143:6 Ellerimi sana açıyorum,
      Canım kurak toprak gibi sana susamış.
Sela

   
143:7 Çabuk yanıtla beni, ya RAB,
      Tükeniyorum.
      Çevirme benden yüzünü,
      Yoksa ölüm çukuruna inen ölülere dönerim.
   
143:8 Sabahları duyur bana sevgini,
      Çünkü sana güveniyorum;
      Bana gideceğim yolu bildir,
      Çünkü duam sanadır.

   
143:9 Düşmanlarımdan kurtar beni, ya RAB;
      Sana sığınıyorum.
   
143:10 Bana istemini yapmayı öğret,
      Çünkü Tanrım'sın benim.
      Senin iyi Ruhun
      Düz yolda bana öncülük etsin!

   
143:11 Ya RAB, adın uğruna yaşam ver bana,
      Doğruluğunla kurtar beni sıkıntıdan.
   
143:12 Sevginden ötürü,
      Öldür düşmanlar
ımı,
      Yok et bütün hasımlarımı,
      Çünkü senin kulunum ben.

144. Mezmur

 

 

144.Bölüm

 

 

144:0 Davut'un mezmuru
   
144:1 Ellerime vuruşmayı,
      Parmaklarıma savaşmayı öğreten
      Kayam RAB'be övgüler olsun!
   
144:2 O'dur benim vefalı dostum, kalem,
      Kurtarıcım, kulem,
      Kalkanım, O'na sığınırım;
      O'dur halkları bana boyun eğdiren!

   
144:3 Ya RAB, insan ne ki, onu gözetesin,
     
İnsan soyu ne ki, onu düşünesin?
   
144:4 İnsan bir soluğu andırır,
      Günleri geçici bir gölge gibidir.

   
144:5 Ya RAB, gökleri yar, aşağıya in,
      Dokun dağlara, tütsünler.
   
144:6 Şimşek çaktır, dağıt düşmanı,
      Savur oklarını, şaşkına çevir onları.
   
144:7 Yukarıdan elini uzat, kurtar beni;
      Çıkar derin sulardan,
      Al eloğlunun elinden.
   
144:8 Onların ağzı yalan saçar,
      Sağ ellerini kaldırır, yalan yere ant içerler.

   
144:9 Ey Tanrı, sana yeni bir ezgi söyleyeyim,
      Seni on telli çenkle, ilahilerle öveyim.
   
144:10 Sensin kralları zafere ulaştıran,
      Kulun Davut'u kötülük kılıcından kurtaran.
   
144:11 Kurtar beni, özgür kıl
      Eloğlunun elinden.
      Onların ağzı yalan saçar,
      Sağ ellerini kaldırır, yalan yere ant içerler.

   
144:12 O zaman gençliğinde
      Sağlıklı yetişen fidan gibi olacak oğullarımız,
      Sarayın oymalı sütunları gibi olacak kızlarımız.
   
144:13 Her türlü ürünle dolup taşacak ambarlarımız;
      Binlerce, on binlerce yavrulayacak
      Çayırlarda davarlarımız.
   
144:14 Semiz olacak sığırlarımız;
      Surlarımıza gedik açılmayacak,
      İnsanlarımız sürgün edilmeyecek,
      Meydanlarımızda feryat duyulmayacak!

   
144:15 Ne mutlu bunlara sahip olan halka!
      Ne mutlu Tanr
ısı RAB olan halka!

145. Mezmur

 

 

145.Bölüm

 

 

145:0 Davut'un övgü ilahisi
   
145:1 Ey Tanrım, ey Kral, seni yücelteceğim,
      Adını sonsuza dek öveceğim.
   
145:2 Seni her gün övecek,
      Ad
ını sonsuza dek yücelteceğim.
   
145:3 RAB büyüktür, yalnız O övgüye yaraşıktır,
      Akıl ermez büyüklüğüne.

   
145:4 Yaptıkların kuşaktan kuşağa şükranla anılacak,
      Güçlü işlerin duyurulacak.
   
145:5 Düşüneceğim harika işlerini,
      İnsanlar büyüklüğünü, yüce görkemini konuşacak.
   
145:6 Yaptığın müthiş işlerin gücünden söz edecekler,
      Ben de senin büyüklüğünü duyuracağım.
   
145:7 Eşsiz iyiliğinin anılarını kutlayacak,
      Sevinç ezgileriyle övecekler doğruluğunu.
   
145:8 RAB lütufkâr ve sevecendir,
      Tez öfkelenmez, sevgisi engindir.
   
145:9 RAB herkese iyi davranır,
      Sevecenliği bütün yapıtlarını kapsar.

   
145:10 Bütün yapıtların sana şükreder, ya RAB,
      Sadık kulların sana övgüler sunar.
   
145:11 Krallığının yüceliğini anlatır,
      Kudretini konuşur;
   
145:12 Herkes senin gücünü,
      Krall
ığının yüce görkemini bilsin diye.
   
145:13 Senin krallığın ebedi krallıktır,
      Egemenliğin kuşaklar boyunca sürer.

    RAB verdiği bütün sözleri tutar,
      Her davranışı sadıktır.
   
145:14 RAB her düşene destek olur,
     
İki büklüm olanları doğrultur.
   
145:15 Herkesin umudu sende,
      Onlara yiyeceklerini zaman
ında veren sensin.
   
145:16 Elini açar,
      Bütün canl
ıları doyurursun dilediklerince.
   
145:17 RAB bütün davranışlarında adil,
      Yaptığı bütün işlerde sevecendir.
   
145:18 RAB kendisine yakaran,
     
İçtenlikle yakaran herkese yakındır.
   
145:19 Dileğini yerine getirir kendisinden korkanların,
      Feryatlarını işitir, onları kurtarır.
   
145:20 RAB korur kendisini seven herkesi,
      Yok eder kötülerin hepsini.

   
145:21 RAB'be övgüler sunsun ağzım!
      Bütün canlılar O'nun kutsal adına,
      Sonsuza dek övgüler dizsin.

146. Mezmur

 

 

146.Bölüm

 

 


   
146:1 RAB'be övgüler sunun!
      Ey gönlüm, RAB'be övgüler sun.
   
146:2 Yaşadıkça RAB'be övgüler sunacak,
      Var oldukça Tanrım'a ilahiler söyleyeceğim.

   
146:3 Önderlere,
      Sizi kurtaramayacak insanlara güvenmeyin.
   
146:4 O son soluğunu verince toprağa döner,
      O gün tasarıları da biter.

   
146:5 Ne mutlu yardımcısı Yakup'un Tanrısı olan insana,
      Umudu Tanrısı RAB'de olana!
   
146:6 Yeri göğü,
      Denizi ve içindeki her şeyi yaratan,
      Sonsuza dek sadık kalan,
   
146:7 Ezilenlerin hakkını alan,
      Açlara yiyecek sağlayan O'dur.

    RAB tutsakları özgür kılar,
   
146:8 Körlerin gözünü açar,
     
İki büklüm olanları doğrultur,
      Doğruları sever.
   
146:9 RAB garipleri korur,
      Öksüze, dul kad
ına yardım eder,
      Kötülerin yolunuysa saptırır.

   
146:10 RAB Tanrın sonsuza dek, ey Siyon,
      Kuşaklar boyunca egemenlik sürecek.

    RAB'be övgüler sunun!

147. Mezmur

 

 

147.Bölüm

 

 


   
147:1 RAB'be övgüler sunun!
      Ne güzel, ne hoş Tanr
ımız'ı ilahilerle övmek!
      O'na övgü yaraşır.
   
147:2 RAB yeniden kuruyor Yeruşalim'i,
      Bir araya topluyor
İsrail'in sürgünlerini.
   
147:3 O kırık kalplileri iyileştirir,
      Yaralarını sarar.
   
147:4 Yıldızların sayısını belirler,
      Her birini adıyla çağırır.
   
147:5 Rabbimiz büyük ve çok güçlüdür,
      S
ınırsızdır anlayışı.
   
147:6 RAB mazlumlara yardım eder,
      Kötüleri yere çalar.

   
147:7 RAB'be şükran ezgileri okuyun,
      Tanr
ımız'ı lirle, ilahilerle övün.
   
147:8 O'dur gökleri bulutlarla kaplayan,
      Yeryüzüne ya
ğmur sağlayan,
      Dağlarda ot bitiren.
   
147:9 O yiyecek sağlar hayvanlara,
      Bağrışan kuzgun yavrularına.
   
147:10 Ne atın gücünden zevk alır,
      Ne de insanın yiğitliğinden
  hoşlanır.
   
147:11 RAB kendisinden korkanlardan,
      Sevgisine umut ba
ğlayanlardan hoşlanır.

   
147:12 RAB'bi yücelt, ey Yeruşalim!
      Tanr
ın'a övgüler sun, ey Siyon!
   
147:13 Çünkü senin kapılarının kol demirlerine güç katar,
      İçindeki halkı kutsar.
   
147:14 Sınırlarını esenlik içinde tutar,
      Seni en iyi buğdayla doyurur.
   
147:15 Yeryüzüne buyruğunu gönderir,
      Sözü çarçabuk yayılır.
   
147:16 Yapağı gibi kar yağdırır,
      Kırağıyı kül gibi saçar.
   
147:17 Aşağıya iri iri dolu savurur,
      Kim dayanabilir soğuğuna?
   
147:18 Buyruk verir, eritir buzları,
      Rüzgarını estirir, sular akmaya başlar.
   
147:19 Sözünü Yakup soyuna,
      Kurallar
ını, ilkelerini İsrail'e bildirir.
   
147:20 Başka hiçbir ulus için yapmadı bunu,
      Onlar O'nun ilkelerini bilmezler.

    RAB'be övgüler sunun!

148. Mezmur

 

 

148.Bölüm

 

 


   
148:1 RAB'be övgüler sunun!
      Göklerden RAB'be övgüler sunun,
      Yücelerde O'na övgüler sunun!
   
148:2 Ey bütün melekleri, O'na övgüler sunun,
      Övgüler sunun O'na, ey bütün göksel ordular
ı!
   
148:3 Ey güneş, ay, O'na övgüler sunun,
      Övgüler sunun O'na, ey
ışıldayan bütün yıldızlar!
   
148:4 Ey göklerin gökleri
      Ve göklerin üstündeki sular,
      O'na övgüler sunun!
   
148:5 RAB'bin adına övgüler sunsunlar,
      Çünkü O buyruk verince, var oldular;
   
148:6 Bozulmayacak bir kural koyarak,
      Onlar
ı sonsuza dek yerlerine oturttu.

   
148:7 Yeryüzünden RAB'be övgüler sunun,
      Ey deniz canavarlar
ı, bütün enginler,
   
148:8 Şimşek, dolu, kar, bulutlar,
      O'nun buyru
ğuna uyan fırtınalar,
   
148:9 Dağlar, bütün tepeler,
      Meyve ağaçları, sedir ağaçları,
   
148:10 Yabanıl ve evcil hayvanlar,
      Sürüngenler, uçan kuşlar,
   
148:11 Yeryüzünün kralları, bütün halklar,
      Önderler, yeryüzünün bütün yöneticileri,
   
148:12 Delikanlılar, genç kızlar,
      Yaşlılar, çocuklar!
   
148:13 RAB'bin adına övgüler sunsunlar,
      Çünkü yalnız O'nun adı yücedir.
      O'nun yüceliği yerin göğün üstündedir.
   
148:14 RAB kendi halkını güçlü kıldı,
      Bütün sadık kullarına,
      Kendisine yakın olan halka,
      İsrailliler'e ün kazandırdı.

    RAB'be övgüler sunun!

149. Mezmur

 

 

149.Bölüm

 

 


   
149:1 RAB'be övgüler sunun!
      RAB'be yeni bir ezgi söyleyin,
      Sad
ık kullarının toplantısında
      O'nu ezgilerle övün!
   
149:2 İsrail Yaratıcısı'nda sevinç bulsun,
      Siyon halkı Kralları'yla coşsun!
   
149:3 Dans ederek övgüler sunsunlar O'nun adına,
      Tef ve lir çalarak O'nu ilahilerle övsünler!

   
149:4 Çünkü RAB halkından hoşlanır,
      Alçakgönüllüleri zafer tacıyla süsler.
   
149:5 Bu onurla mutlu olsun sadık kulları,
      Sevinç ezgileri okusunlar yataklarında!
   
149:6 Ağızlarında Tanrı'ya yüce övgüler,
      Ellerinde iki ağızlı kılıçla
   
149:7 Uluslardan öç alsınlar,
      Halkları cezalandırsınlar,
   
149:8 Krallarını zincire,
      Soylularını prangaya vursunlar!
   
149:9 Yazılan kararı onlara uygulasınlar!
      Bütün sadık kulları için onurdur bu.

    RAB'be övgüler sunun!

150. Mezmur

 

 

150.Bölüm

 

 


   
150:1 RAB'be övgüler sunun!

    Kutsal yerde Tanr
ı'ya övgüler sunun!
      Gücünü gösteren göklerde övgüler sunun O'na!
   
150:2 Övgüler sunun O'na güçlü işleri için!
      Övgüler sunun O'na eşsiz büyüklü
ğüne yaraşır biçimde!

   
150:3 Boru çalarak O'na övgüler sunun!
      Çenkle ve lirle O'na övgüler sunun!
   
150:4 Tef ve dansla O'na övgüler sunun!
      Saz ve neyle O'na övgüler sunun!
   
150:5 Zillerle O'na övgüler sunun!
      Ç
ınlayan zillerle O'na övgüler sunun!
   
150:6 Bütün canlı varlıklar RAB'be övgüler sunsun!

    RAB'be övgüler sunun!

 

 

 

 

 

 

ÖZDEYİŞLER

 

 

 

 

Sunuş

 

 

1.Bölüm

 

 


   
1:1 Davut oğlu İsrail Kralı Süleyman'ın özdeyişleri:
   
1:2 Bu özdeyişler, bilgeliğe ve terbiyeye ulaşmak,
      Akıllıca sözleri anlamak,
   
1:3 Başarıya götüren terbiyeyi edinip
      Doğru, haklı ve adil olanı yapmak,
   
1:4 Saf kişiyi ihtiyatlı,
      Genç adamı bilgili ve sağgörülü kılmak içindir.
   
1:5 1:6 Özdeyişlerle benzetmeleri,
      Bilgelerin sözleriyle bilmecelerini anlamak için
      Bilge kişi dinlesin ve kavray
ışını artırsın,
      Akıllı kişi yaşam hüneri kazansın.

Ayartmalardan Kaç



   
1:7 RAB korkusudur bilginin temeli.
      Ahmaklarsa bilgeli
ği ve terbiyeyi küçümser.
   
1:8 Oğlum, babanın uyarılarına kulak ver,
      Annenin öğrettiklerinden ayrılma.
   
1:9 Çünkü bunlar başın için sevimli bir çelenk,
      Boynun için gerdanlık olacaktır.
   
1:10 Oğlum, seni ayartmaya çalışan günahkârlara teslim olma.
   
1:11 Şöyle diyebilirler:
      «Bizimle gel,
      Adam öldürmek için pusuya yatal
ım,
      Zevk uğruna masum kişileri tuzağa düşürelim.
   
1:12 Onları ölüler diyarı gibi diri diri,
      Ölüm çukuruna inenler gibi
      Bütünüyle yutalım.
   
1:13 Bir sürü değerli mal ele geçirir,
      Evlerimizi ganimetle doldururuz.
   
1:14 Gel, sen de bize katıl,
      Tek bir kesemiz olacak.»
   
1:15 Oğlum, böyleleriyle gitme,
      Onların tuttuğu yoldan uzak dur.
   
1:16 Çünkü ayakları kötülüğe koşar,
      Çekinmeden kan dökerler.
   
1:17 Kuşların gözü önünde ağ sermek boşunadır.
   
1:18 Başkasına pusu kuran kendi kurduğu pusuya düşer.
      Yalnız kendi canıdır tuzağa düşürdüğü.
   
1:19 Haksız kazanca düşkün olanların sonu böyledir.
      Bu düşkünlük onları canlarından eder.

Bilgeliğin Sesini Dinle



   
1:20 Bilgelik dışarıda yüksek sesle haykırıyor,
      Meydanlarda sesleniyor.
   
1:21 Kalabalık sokak başlarında bağırıyor,
      Kentin giriş kapılarında sözlerini duyuruyor:
   
1:22 «Ey budalalar, budalalığı ne zamana dek seveceksiniz?
      Alaycılar ne zamana dek alay etmekten zevk alacak?
      Akılsızlar ne zamana dek bilgiden nefret edecek?
   
1:23 Uyardığımda yola gelin, o zaman size yüreğimi açar,
      Sözlerimi anlamanıza yardım ederim.
   
1:24 Ama sizi çağırdığım zaman beni reddettiniz.
      Elimi uzattım, umursayan olmadı.
   
1:25 Duymazlıktan geldiniz bütün öğütlerimi,
      Uyarılarımı duymak istemediniz.
   
1:26 1:27 Bu yüzden ben de felaketinize sevineceğim.
      Belaya uğradığınızda,
      Bela üzerinize bir fırtına gibi geldiğinde,
      Bir kasırga gibi geldiğinde felaketiniz,
      Sıkıntıya, kaygıya düştüğünüzde,
      Sizinle alay edeceğim.
   
1:28 O zaman beni çağıracaksınız,
      Ama yanıtlamayacağım.
      Var gücünüzle arayacaksınız beni,
      Ama bulamayacaksınız.
   
1:29 Çünkü bilgiden nefret ettiniz.
      RAB'den korkmay
ı reddettiniz.
   
1:30 Öğütlerimi istemediniz,
      Uyarılarımın tümünü küçümsediniz.
   
1:31 Bu nedenle tuttuğunuz yolun meyvesini yiyeceksiniz,
      Kendi düzenbazlığınıza doyacaksınız.
   
1:32 Bön adamlar dönekliklerinin kurbanı olacak.
      Akılsızlar kaygısızlıklarının içinde yok olup gidecek.
   
1:33 Ama beni dinleyen güvenlik içinde yaşayacak,
      Kötülükten korkmayacak, huzur bulacak.»

Bilgeliğin Yararları

 

 

2.Bölüm

 

 


   
2:1 2:2 Oğlum, bilgeliğe kulak verip
      Yürekten akla yönelerek
      Sözlerimi kabul eder,
      Buyruklarımı aklında tutarsan,
   
2:3 Evet, aklı çağırır,
      Ona gönülden seslenirsen,
   
2:4 Gümüş ararcasına onu ararsan,
      Onu ararsan define arar gibi,
   
2:5 RAB korkusunu anlar
      Ve Tanr
ı'yı yakından tanırsın.
   
2:6 Çünkü bilgeliğin kaynağı RAB'dir.
      O'nun ağzından bilgi ve anlayış çıkar.
   
2:7 Doğru kişileri başarıya ulaştırır,
      Kalkanıdır dürüst yaşayanların.
   
2:8 Adil olanların adımlarını korur,
      Sadık kullarının yolunu gözetir.
   
2:9 O zaman anlarsın her iyi yolu,
      Neyin doğru, haklı ve adil olduğunu.
   
2:10 Çünkü yüreğin bilgelikle dolacak,
      Zevk alacaksın bilgiden.
   
2:11 Sağgörü sana bekçilik edecek
      Ve akıl seni koruyacak.
   
2:12 Bunlar seni kötü yoldan,
      Ahlaks
ızın sözlerinden kurtaracak.
   
2:13 Onlar ki karanlık yollarda yürümek için
      Doğru yoldan ayrılırlar.
   
2:14 Kötülük yapmaktan hoşlanır,
      Zevk alırlar kötülüğün aşırısından.
   
2:15 Yolları dolambaçlı,
      Yaşayışları çarpıktır.
   
2:16 2:17 Bilgelik, gençken evlendiği eşini terk eden,
      Tanrı'nın önünde içtiği andı unutan ahlaksız kadından,
      Sözleriyle yaltaklanan
      Vefasız kadından seni kurtaracak.
   
2:18 O kadının evi insanı ölüme,
      Yolları ölülere götürür.
   
2:19 Ona gidenlerden hiçbiri geri dönmez,
      Yaşam yollar
ına erişmez.
   
2:20 Bu nedenle sen iyilerin yolunda yürü,
      Do
ğruların izinden git.
   
2:21 Çünkü ülkede yaşayacak olan doğrulardır,
      Dürüst kişilerdir orada kalacak olan.
   
2:22 Kötüler ülkeden sürülecek,
      Hainler sökülüp at
ılacak.

Bilgenin Yolu

 

 

3.Bölüm

 

 


   
3:1 Oğlum, unutma öğrettiklerimi,
      Aklında tut buyruklarımı.
   
3:2 Çünkü bunlar ömrünü uzatacak,
      Yaşam y
ıllarını, esenliğini artıracaktır.
   
3:3 Sevgiyi, sadakati hiç yanından ayırma,
      Bağla onları boynuna,
      Yaz yüreğinin levhasına.
   
3:4 Böylece Tanrı'nın ve insanların gözünde
      Beğeni ve saygınlık kazanacaksın.
   
3:5 RAB'be güven bütün yüreğinle,
      Kendi aklına bel bağlama.
   
3:6 Yaptığın her işte RAB'bi an,
      O senin yolunu düze çıkarır.
   
3:7 Kendini bilge biri olarak görme,
      RAB'den kork, kötülükten uzak dur.
   
3:8 Böylece bedenin sağlık
      Ve ferahlık bulur.
   
3:9 Servetinle ve ürününün turfandasıyla
      RAB'bi onurlandır.
   
3:10 O zaman ambarların tıka basa  dolar,
      Teknelerin yeni şarapla dolup taşar.
   
3:11 Oğlum, RAB'bin terbiye edişini hafife alma,
      O'nun azarlamasından usanma.
   
3:12 Çünkü RAB, oğlundan hoşnut bir baba gibi,
      Sevdiğini azarlar.

   
3:13 Bilgeliğe erişene,
      Aklı bulana ne mutlu!
   
3:14 Gümüş kazanmaktansa onu kazanmak daha iyidir.
      Onun yarar
ı altından daha çoktur.
   
3:15 Daha değerlidir mücevherden,
      Dileyeceğin hiçbir şey onunla kıyaslanamaz.
   
3:16 Sağ elinde uzun ömür,
      Sol elinde zenginlik ve onur vardır.
   
3:17 Yolları sevinç yollarıdır,
      Evet, bütün yolları esenliğe çıkarır.
   
3:18 Bilgelik yaşam ağacıdır ona sarılanlara,
      Ne mutlu ona sımsıkı tutunanlara!

   
3:19 RAB dünyanın temelini bilgelikle attı,
      Gökleri akıllıca yerleştirdi.
   
3:20 Bilgisiyle enginler yarıldı,
      Bulutlar suyunu verdi.
   
3:21 Oğlum, sağlam öğüde, sağgörüye tutun.
      Sakın gözünü ayırma onlardan.
   
3:22 Onlar sana yaşam verecek
      Ve boynuna güzel bir süs olacak.
   
3:23 O zaman güvenlik içinde yol alırsın,
      Sendelemeden.
   
3:24 Korkusuzca yatar,
      Tatl
ı tatlı uyursun.
   
3:25 Beklenmedik felaketten,
      Ya da kötülerin u
ğradığı yıkımdan korkma.
   
3:26 Çünkü senin güvencen RAB'dir,
      Tuza
ğa düşmekten seni O koruyacaktır.

   
3:27 Elinden geldikçe,
     
İyiliğe hakkı olanlardan iyiliği esirgeme.
   
3:28 Elinde varken komşuna,
      «Bugün git, yar
ın gel, o zaman veririm» deme.
   
3:29 Sana güvenerek yanında yaşayan komşuna
      Kötülük tasarlama.
   
3:30 Sana kötülük etmemiş biriyle
      Yok yere çekişme.
   
3:31 Zorba kişiye imrenme,
      Onun yollar
ından hiçbirini seçme.
   
3:32 Çünkü RAB sapkınlardan tiksinir,
      Ama doğruların candan dostudur.
   
3:33 RAB kötülerin evini lanetler,
      Do
ğruların oturduğu yeriyse kutsar.
   
3:34 RAB alaycılarla alay eder,
      Ama alçakgönüllülere lütfeder.
   
3:35 Bilge kişiler onuru miras alacak,
      Ak
ılsızlara yalnız utanç kalacak.

Bilgeliğin Üstünlüğü

 

 

4.Bölüm

 

 


   
4:1 Çocuklarım, babanızın uyarılarına kulak verin.
      Dikkat edin ki anlayışlı olasınız.
   
4:2 Çünkü size iyi ders veriyorum,
      Ayr
ılmayın öğrettiğimden.
   
4:3 Ben bir çocukken babamın evinde,
      Annemin körpecik tek yavrusuyken,
   
4:4 Babam bana şunu öğretti:
      «Söylediklerime yürekten sarıl,
      Buyruklarımı yerine getir ki yaşayasın.
   
4:5 Bilgeliği ve aklı sahiplen,
      Söylediklerimi unutma, onlardan sapma.
   
4:6 Bilgelikten ayrılma, o seni korur.
      Sev onu, seni gözetir.
   
4:7 Bilgeliğe ilk adım onu sahiplenmektir.
      Bütün servetine mal olsa da akla sahip çık.
   
4:8 Onu el üstünde tut, o da seni yüceltecek,
      Ona sar
ılırsan seni onurlandıracak.
   
4:9 Başına zarif bir çelenk,
      Görkemli bir taç giydirecektir.»

   
4:10 Dinle oğlum, sözlerimi benimse ki,
      Uzasın ömrün.
   
4:11 Seni bilgelik yolunda eğitir,
      Doğru yollara yöneltirim.
   
4:12 Ayakların takılmadan yürür,
      Sürçmeden koşarsın.
   
4:13 Aldığın terbiyeye sarıl, bırakma,
      Onu uygula, çünkü odur yaşamın.
   
4:14 Kötülerin yoluna ayak basma,
      Yürüme alçaklar
ın yolunda,
   
4:15 O yoldan sakın, yakınından bile geçme,
      Yönünü değiştirip geç.
   
4:16 Çünkü kötülük etmedikçe uyuyamaz onlar,
      Uykular
ı kaçar saptırmadıkça birilerini.
   
4:17 Yedikleri ekmek kötülük,
     
İçtikleri şarap zorbalık ürünüdür.
   
4:18 Oysa doğruların yolu şafak ışığı gibidir,
      Giderek öğle güneşinin parlaklığına erişir.
   
4:19 Kötülerin yoluysa zifiri karanlık gibidir,
      Neden tökezlediklerini bilmezler.
   
4:20 Oğlum, sözlerime dikkat et,
      Dediklerime kulak ver.
   
4:21 Aklından çıkmasın bunlar,
      Onları yüreğinde sakla.
   
4:22 Çünkü onları bulan için yaşam,
      Bedeni için şifadır bunlar.
   
4:23 Her şeyden önce de yüreğini koru,
      Çünkü yaşam ondan kaynaklanır.
   
4:24 Yalan çıkmasın ağzından,
      Uzak tut dudaklarını sapık sözlerden.
   
4:25 Gözlerin hep ileriye baksın,
      Dosdoğru önüne!
   
4:26 Gideceğin yolu düzle,
      O zaman bütün işlerin sağlam olur.
   
4:27 Sapma sağa sola,
      Ayağını kötülükten uzak tut.

Zinaya Karşı Uyarı

 

 

5.Bölüm

 

 


   
5:1 Oğlum, bilgeliğime dikkat et,
      Akıllıca sözlerime kulak ver.
   
5:2 Böylelikle her zaman sağgörülü olur,
      Dudaklarınla bilgiyi korursun.
   
5:3 Zina eden kadının bal damlar dudaklarından,
      Ağzı daha yumuşaktır zeytinyağından.
   
5:4 Ama sonu pelinotu kadar acı,
      İki ağızlı kılıç kadar keskindir.
   
5:5 Ayakları ölüme gider,
      Adımları ölüler diyarına ulaşır.
   
5:6 Yaşama giden yolu hiç düşünmez,
      Yollar
ı dolaşıktır, ama farkında değil.
   
5:7 Oğlum, şimdi beni dinle,
      Ağzımdan çıkan sözlerden ayrılma.
   
5:8 Öyle kadınlardan uzak dur,
      Yaklaşma evinin kapısına.
   
5:9 Yoksa onurunu başkalarına,
      Yıllarını bir gaddara kaptırırsın.
   
5:10 Varını yoğunu yer bitirir yabancılar,
      Emeğin başka birinin evini bayındır kılar.
   
5:11 Ah çekip inlersin ömrünün son günlerinde,
      Etinle bedenin tükendi
ğinde.
   
5:12 «Eğitilmekten neden bu kadar nefret ettim,
      Yüreğim uyarıları neden önemsemedi?» dersin.
   
5:13 «Öğretmenlerimin sözünü dinlemedim,
      Beni eğitenlere kulak vermedim.
   
5:14 Halkın ve topluluğun arasında
      Tam bir yıkımın eşiğine gelmişim.»
   
5:15 Suyu kendi sarnıcından,
      Kendi kuyunun kaynağından iç.
   
5:16 Pınarların sokakları,
      Akarsuların meydanları mı sulamalı?
   
5:17 Yalnız senin olsun onlar,
      Paylaşma yabancılarla.
   
5:18 Çeşmen bereketli olsun
      Ve gençken evlendi
ğin karınla mutlu ol.
   
5:19 Sevimli bir geyik, zarif bir ceylan gibi,
      Hep seni doyursun memeleri.
      Aşk
ıyla sürekli coş.
   
5:20 Oğlum, neden ahlaksız bir kadınla coşasın,
      Neden başka birinin karısını koynuna alasın?
   
5:21 RAB insanın tuttuğu yolu gözler,
      Attığı her adımı denetler.
   
5:22 Kötü kişiyi kendi suçları ele verecek,
      Günahının kemendi kıskıvrak bağlayacak onu.
   
5:23ırı ahmaklığı onu yoldan çıkaracak,
      Terbiyeyi umursamadığı için ölecek.

Tuzaklara Dikkat Et!

 

 

6.Bölüm

 

 


   
6:1 Oğlum, eğer birine kefil oldunsa,
      Onun borcunu yüklendinse,
   
6:2 Düştünse tuzağa kendi sözlerinle,
      Ağzının sözleriyle yakalandınsa,
   
6:3 O kişinin eline düştün demektir.
      O
ğlum, şunu yap ve kendini kurtar:
      Git, yere kapan onun önünde,
      Ona yalvar yakar.
   
6:4 Gözlerine uyku girmesin,
      A
ğırlaşmasın göz kapakların.
   
6:5 Avcının elinden ceylan gibi,
      Kuşbazın elinden kuş gibi kurtar kendini.

   
6:6 Ey tembel kişi, git, karıncalara bak,
      Onların yaşamından bilgelik öğren.
   
6:7 Başkanları, önderleri ya da yöneticileri olmadığı halde,
   
6:8 Yazın erzaklarını biriktirirler,
      Yiyeceklerini toplarlar biçim mevsiminde.
   
6:9 Ne zamana dek yatacaksın, ey tembel kişi?
      Ne zaman kalkacaksın uykundan?
   
6:10 «Biraz kestireyim, biraz uyuklayayım,
      Ellerimi kavuşturup şöyle bir uyuyayım» demeye kalmadan,
   
6:11 Yokluk bir haydut gibi,
      Yoksulluk bir ak
ıncı gibi gelir üzerine.

   
6:12 Ağzında yalanla dolaşan kişi,
      Soysuz ve fesatçıdır.
   
6:13 Göz kırpar, bir sürü ayak oyunu,
      El kol hareketleri yapar,
   
6:14 Ahlaksız yüreğinde kötülük tasarlar,
      Çekişmeler yaratır durmadan.
   
6:15 Bu yüzden ansızın yıkıma uğrayacak,
      Birdenbire çaresizce yok olacak.
   
6:16 RAB'bin nefret ettiği altı şey,
      İğrendiği yedi şey vardır:
   
6:17 Gururlu gözler,
      Yalanc
ı dil,
      Suçsuz kanı döken eller,
   
6:18 Düzenbaz yürek,
      Kötülü
ğe seğirten ayaklar,
   
6:19 Yalan soluyan yalancı tanık
      Ve kardeşler arasında çekişme yaratan kişi.

Zinaya Karşı Bir Uyarı Daha



   
6:20 Oğlum, babanın buyruklarına uy,
      Annenin öğrettiklerinden ayrılma.
   
6:21 Bunlar sürekli yüreğinin bağı olsun,
      Tak onları boynuna.
   
6:22 Yolunda sana rehber olacak,
      Seni koruyacaklar yatt
ığın zaman;
      Söyleşecekler seninle uyandığında.
   
6:23 Bu buyruklar sana çıra,
      Öğretilenler ışıktır.
      Eğitici uyarılar yaşam yolunu gösterir.
   
6:24 Seni kötü kadından,
      Başka birinin karısının yaltaklanan dilinden
      Koruyacak olan bunlardır.
   
6:25 Böyle kadınların güzelliği seni ayartmasın,
      Bakışları seni tutsak etmesin.
   
6:26 Çünkü fahişe yüzünden insan bir lokma ekmeğe muhtaç kalır, 
      Başkas
ının karısıyla yatmak da kişinin canına mal olur.
   
6:27 İnsan koynuna ateş alır da,
      Giysisi yanmaz mı?
   
6:28 Korlar üzerinde yürür de,
      Ayaklar
ı kavrulmaz mı?
   
6:29 Başkasının karısıyla yatan adamın durumu budur.
      Böyle bir ilişkiye giren cezasız kalmaz.
   
6:30 Aç hırsız karnını doyurmak için çalıyorsa,
      Kimse onu hor görmez.
   
6:31 Ama yakalanırsa, çaldığının yedi katını ödemek zorunda;
      Varını yoğunu vermek anlamına gelse bile.
   
6:32 Zina eden adam sağduyudan yoksundur.
      Yaptıklarıyla kendini yok eder.
   
6:33 Payına düşen dayak ve onursuzluktur,
      Asla kurtulamaz utançtan.
   
6:34 Çünkü kıskançlık kocanın öfkesini azdırır,
      Öç alırken acımasız olur.
   
6:35 Hiçbir fidye kabul etmez,
      Gönlünü alamazs
ın armağanların çokluğuyla.

7.Bölüm


   
7:1 Oğlum, sözlerimi yerine getir,
      Aklında tut buyruklarımı.
   
7:2 Buyruklarımı yerine getir ki, yaşayasın.
      Öğrettiklerimi gözünün bebeği gibi koru.
   
7:3 Onları yüzük gibi parmaklarına geçir,
      Yüreğinin levhasına yaz.
   
7:4 Bilgeliğe, «Sen kızkardeşimsin»,
      Akla, «Akrabamsın» de.
   
7:5 Zina eden kadından,
      Yaltaklanan ahlaksız kadından seni koruyacak olan bunlardır.

   
7:6 Evimin penceresinden,
      Kafesin ard
ından dışarıyı seyrederken,
   
7:7 Bir sürü toy gencin arasında,
      Sağduyudan yoksun bir delikanlı çarptı gözüme.
   
7:8 7:9 Akşamüzeri, alaca karanlıkta,
      Akşam karanlığı çökerken,
      O kadının oturduğu sokağa saptığını,
      Onun evine yöneldiğini gördüm.
   
7:10 Derken kadın onu karşıladı,
      Fahişe kılığıyla sinsice.
   
7:11 Yaygaracı, dik başlı biriydi kadın.
      Bir an bile durmaz evde.
   
7:12 Kâh sokakta, kâh meydanlardadır.
      Sokak başlarında pusuya yatar.
   
7:13 Delikanlıyı tutup öptü,
      Yüzü kızarmadan ona şöyle dedi:
   
7:14 «Esenlik kurbanlarımı kesmek zorundaydım,
      Adak sözümü bugün yerine getirdim.
   
7:15 Bunun için seni karşılamaya, seni aramaya çıktım,
      İşte buldum seni!
   
7:16 Döşeğime Mısır ipliğinden dokunmuş
      Renkli örtüler serdim.
   
7:17 Yatağıma mür, öd
      Ve tarçın serptim.
   
7:18 Haydi gel, sabaha dek doya doya sevişelim,
      Aşktan zevk alal
ım.
   
7:19 Kocam evde değil,
      Uzun bir yolculuğa çıktı.
   
7:20 Yanına para torbasını aldı,
      Dolunaydan önce eve dönmeyecek.»
   
7:21 Onu bir sürü çekici sözlerle baştan çıkardı,
      Tatlı diliyle peşinden sürükledi.
   
7:22 Kesimevine götürülen öküz gibi
      Hemen izledi onu delikanl
ı;
      Tuzağa düşen geyik gibi,
   
7:23 Ciğerini bir ok delene kadar;
      Kapana koşan bir kuş gibi,
      Bunun yaşamına mal olacağını bilmeden.
   
7:24 Çocuklarım, şimdi dinleyin beni,
      Kulak verin söylediklerime,
   
7:25 Sakın o kadına gönül vermeyin,
      Onun yolundan gitmeyin.
   
7:26 Yere serdiği bir sürü kurbanı var,
      Öldürdüğü kişilerin sayısı pek çok.
   
7:27 Ölüler diyarına giden yoldur onun evi,
      Ölüm odalarına götürür.

Bilgeliğe Kulak Ver

 

 

8.Bölüm

 

 


   
8:1 Bilgelik çağırıyor,
      Akıl sesini yükseltiyor.
   
8:2 Yol kenarındaki tepelerin başında,
      Yolların birleştiği yerde duruyor o.
   
8:3 Kentin girişinde, kapıların yanında,
      Sesini yükseltiyor:
   
8:4 «Ey insanlar, size sesleniyorum,
      Ça
ğrım insan soyunadır!
   
8:5 Ey bön kişiler, ihtiyatlı olmayı öğrenin;
      Sağduyulu olmayı öğrenin, ey akılsızlar!
   
8:6 Söylediğim yetkin sözleri dinleyin,
      Ağzımı doğruları söylemek için açarım.
   
8:7 Ağzım gerçeği duyurur,
      Çünkü dudaklarım kötülükten iğrenir.
   
8:8 Ağzımdan çıkan her söz doğrudur,
      Yoktur eğri ya da sapık olanı.
   
8:9 Apaçıktır hepsi anlayana,
      Bilgiye erişen, doğruluğunu bilir onların.
   
8:10 Gümüş yerine terbiyeyi,
      Saf alt
ın yerine bilgiyi edinin.
   
8:11 Çünkü bilgelik mücevherden değerlidir,
      Dilediğin hiçbir şey onunla kıyaslanamaz.

   
8:12 Ben bilgelik olarak ihtiyatı kendime konut edindim.
      Bilgi ve sağgörü bendedir.
   
8:13 RAB'den korkmak kötülükten nefret etmek demektir.
      Kibirden, küstahl
ıktan,
      Kötü yoldan, sapık ağızdan nefret ederim.
   
8:14 Öğüt ve sağlam karar bana özgüdür.
      Akıl ve güç kaynağı benim.
   
8:15 Krallar sayemde egemenlik sürer,
      Hükümdarlar adil kurallar koyar.
   
8:16 Önderler, adaletle yöneten soylular
      Sayemde yönetirler.
   
8:17 Beni sevenleri ben de severim,
      Gayretle arayan beni bulur.
   
8:18 Zenginlik ve onur,
      Kal
ıcı değerler ve bolluk bendedir.
   
8:19 Meyvem altından, saf altından,
      Ürünüm seçme gümüşten daha iyidir.
   
8:20 Doğruluk yolunda,
      Adaletin izinden yürürüm.
   
8:21 Böylelikle, beni sevenleri servet sahibi yapar,
      Hazinelerini doldururum.
   
8:22 RAB yaratma işine başladığında
      İlk beni yarattı,
   
8:23 Dünya var olmadan önce,
      Ta başlang
ıçta, öncesizlikte yerimi aldım.
   
8:24 Enginler yokken,
      Sular
ı bol pınarlar yokken doğdum ben.
   
8:25 8:26 Dağlar daha oluşmadan,
      Tepeler belirmeden,
      RAB dünyayı, kırları
      Ve dünyadaki toprağın zerresini yaratmadan doğdum.
   
8:27 RAB gökleri yerine koyduğunda oradaydım,
      Engin denizleri ufukla çevirdiğinde,
   
8:28 Bulutları oluşturduğunda,
      Denizin kaynaklarını güçlendirdiğinde,
   
8:29 Sular buyruğundan öte geçmesinler diye
      Denize sınır çizdiğinde,
      Dünyanın temellerini pekiştirdiğinde,
   
8:30 Baş mimar olarak O'nun yanındaydım.
      Gün be gün sevinçle dolup taştım,
      Huzurunda hep coştum.
   
8:31 O'nun dünyası mutluluğum,
      İnsanları sevincimdi.
   
8:32 Çocuklarım, şimdi beni dinleyin:
      Yolumu izleyenlere ne mutlu!
   
8:33 Uyarılarımı dinleyin ve bilge kişiler olun,
      Görmezlikten gelmeyin onları.
   
8:34 Beni dinleyen,
      Her gün kap
ımı gözleyen,
      Kapımın eşiğinden ayrılmayan kişiye ne mutlu!
   
8:35 Çünkü beni bulan yaşam bulur
      Ve RAB'bin be
ğenisini kazanır.
   
8:36 Beni gözardı edense kendine zarar verir,
      Benden nefret eden, ölümü seviyor demektir.»

Bilgeliği mi, Akılsızlığı mı Seveceksin?

 

 

9.Bölüm

 

 


   
9:1 Bilgelik kendi evini yaptı,
      Yedi direğini yonttu.
   
9:2 Hayvanlarını kesti,
      Şarabını hazırlayıp sofrasını kurdu.
   
9:3 Kentin en yüksek noktalarına gönderdiği
      Hizmetçileri aracılığıyla herkesi çağırıyor:
   
9:4 9:5 «Kim safsa buraya gelsin» diyor.
      Sa
ğduyudan yoksun olanlara da,
      «Gelin, yiyeceklerimi yiyin,
      Hazırladığım şaraptan için» diyor.
   
9:6 «Saflığı bırakın da yaşayın,
      Aklın yolunu izleyin.

   
9:7 «Alaycıyı paylayan aşağılanmayı hak eder,
      Kötü kişiyi azarlayan hakarete uğrar.
   
9:8 Alaycıyı azarlama, yoksa senden nefret eder.
      Bilge kişiyi azarlarsan, seni sever.
   
9:9 Bilge kişiyi eğitirsen
      Daha bilge olur,
      Doğru kişiye öğretirsen bilgisini artırır.
   
9:10 RAB korkusudur bilgeliğin temeli.
      Akıl Kutsal Olan'ı tanımaktır.
   
9:11 Benim sayemde günlerin çoğalacak,
      Ömrüne yıllar katılacak.
   
9:12 Bilgeysen, bilgeliğinin yararı sanadır,
      Alaycı olursan acısını yalnız sen çekersin.»

   
9:13 Akılsız kadın yaygaracı
      Ve saftır, hiçbir şey bilmez.
   
9:14 9:15 Evinin kapısında,
      Kentin en yüksek yerinde bir iskemleye oturur;
      Yoldan geçenleri,
      Kendi yollarından gidenleri çağırmak için,
   
9:16 «Kim safsa buraya gelsin» der.
      Sa
ğduyudan yoksun olanlara da,
   
9:17 «Çalıntı su tatlı,
      Gizlice yenen yemek lezzetlidir» der.
   
9:18 Ne var ki, evine girenler ölüme gittiklerini,
      Ona konuk olanlar
      Ölüler diyar
ının dibine indiklerini bilmezler.

Doğrulukla Kötülüğün Karşılaştırılması

 

10.Bölüm


   
10:1 Süleyman'ın özdeyişleri:
      Bilge çocuk babasını sevindirir,
      Akılsız çocuk annesini üzer.
   
10:2 Haksızca kazanılan servetin yararı yoktur,
      Ama doğruluk ölümden kurtarır.
   
10:3 RAB doğru kişiyi aç koymaz,
      Ama kötülerin isteğini boşa çıkarır.
   
10:4 Tembel eller insanı yoksullaştırır,
      Çalışkan el zengin eder.
   
10:5 Aklı başında evlat ürünü yazın toplar,
      Hasatta uyuyansa ailesinin yüzkarasıdır.
   
10:6 Bereket doğru kişinin başına yağar,
      Kötülerse zorbalıklarını sözle gizler.
   
10:7 Doğrular övgüyle,
      Kötüler nefretle anılır.
   
10:8 Bilge kişi buyrukları kabul eder,
      Çenesi düşük ahmaksa yıkıma uğrar.
   
10:9 Dürüst kişi güvenlik içinde yaşar,
      Ama hileli yoldan giden aç
ığa vurulacaktır.
   
10:10 Sinsice göz kırpan, acılara neden olur.
      Çenesi düşük ahmak da yıkıma uğrar.
 
   
10:11 Doğru kişinin ağzı yaşam pınarıdır,
      Kötülerse zorbalıklarını sözle gizlerler.
   
10:12 Nefret çekişmeyi azdırır,
      Sevgi her suçu bağışlar.
   
10:13 Akıllı kişinin dudaklarından bilgelik akar,
      Ama sağduyudan yoksun olan sırtına kötek yer.
   
10:14 Bilge kişi bilgi biriktirir,
      Ahma
ğın ağzıysa onu yıkıma yaklaştırır.
   
10:15 Zenginin serveti onun kalesidir,
      Fakirin yoksullu
ğu ise onu yıkıma götürür.
   
10:16 Doğru kişinin ücreti yaşamdır,
      Kötünün geliriyse kendisine cezadır.
   
10:17 Terbiyeye kulak veren yaşam yolunu bulur.
      Uyar
ıları reddedense başkalarını yoldan saptırır.
   
10:18 Nefretini gizleyen kişinin dudakları yalancıdır.
      İftira yayan akılsızdır.
   
10:19 Çok konuşanın günahı eksik olmaz,
      Sağduyulu kişiyse dilini tutar.
   
10:20 Doğru kişinin dili saf gümüş gibidir,
      Kötünün niyetleriyse değersizdir.
   
10:21 Doğru kişinin sözleri birçoklarını besler,
      Ahmaklarsa sağduyu yoksunluğundan ölür.
   
10:22 RAB'bin bereketidir kişiyi zengin eden,
      RAB buna dert katmaz.
   
10:23 Kötülük akılsızlar için eğlence gibidir.
      Aklı başında olanlar içinse bilgelik aynı şeydir.
   
10:24 Kötü kişinin korktuğu başına gelir,
      Doğru kişiyse dileğine erişir.
   
10:25 Kasırga gelince kötü kişiyi silip götürür;
      Ama doğru kişi sonsuza dek ayakta kalır.
   
10:26 Dişler için sirke,
      Gözler için duman neyse,
      Tembel ulak da kendisini gönderen için öyledir.
   
10:27 RAB korkusu ömrü uzatır,
      Kötülerin yıllarıysa kısadır.
   
10:28 Doğrunun umudu onu sevindirir,
      Kötünün beklentileriyse boşa çıkar.
   
10:29 RAB'bin yolu dürüst için sığınak,
      Fesatçı içinse yıkımdır.
   
10:30 Doğru kişi hiçbir zaman sarsılmaz,
      Ama kötüler ülkede kalamaz.
   
10:31 Doğru kişinin ağzı bilgelik üretir,
      Sapık dilse kesilir.
   
10:32 Doğru kişinin dudakları söylenecek sözü bilir,
      Kötünün ağzındansa sapık sözler çıkar.

11.Bölüm


   
11:1 RAB hileli teraziden iğrenir,
      Hilesiz tartıdansa hoşnut kalır.
   
11:2 Küstahlığın ardından utanç gelir,
      Ama bilgelik alçakgönüllülerdedir.
   
11:3 Erdemlinin dürüstlüğü ona yol gösterir,
      Hainin yalancılığıysa yıkıma götürür.
   
11:4 Gazap günü servet işe yaramaz,
      Oysa do
ğruluk ölümden kurtarır.
   
11:5 Dürüst insanın doğruluğu onun yolunu düzler,
      Kötü kişiyse kötülüğü yüzünden yıkılıp düşer.
   
11:6 Erdemlinin doğruluğu onu kurtarır,
      Ama haini kendi hırsı ele verir.
   
11:7 Kötü kişi öldüğünde umutları yok olur,
      Güvendiği güç de biter.
   
11:8 Doğru kişi sıkıntıdan kurtulur,
      Onun yerine sıkıntıyı kötü kişi çeker.
   
11:9 Tanrısız kişi başkalarını ağzıyla yıkıma götürür,
      Oysa doğrular bilgi sayesinde kurtulur.
   
11:10 Doğruların başarısına kent bayram eder,
      Kötülerin ölümüne sevinç çığlıkları atılır.
   
11:11 Dürüstlerin kutsamasıyla kent gelişir,
      Ama kötülerin ağzı kenti yerle bir eder.
   
11:12 Başkasını küçük gören sağduyudan yoksundur,
      Akıllı kişiyse dilini tutar.
   
11:13 Dedikoducu sır saklayamaz,
      Oysa güvenilir insan sırdaş olur.
   
11:14 Yol göstereni olmayan ulus düşer,
      Dan
ışmanı bol olan zafere gider.
   
11:15 Yabancıya kefil olan mutlaka zarar görür,
      Kefaletten kaçınan güvenlik içinde yaşar.
   
11:16 Sevecen kadın onur, 
      Zorbalarsa yaln
ızca servet kazanır.
   
11:17 İyilikseverin yararı kendinedir,
      Gaddarsa kendi başına bela getirir.
   
11:18 Kötü kişinin kazancı aldatıcıdır,
      Doğruluk ekenin ödülüyse güvenlidir.
   
11:19 Yürekten doğru olan yaşama kavuşur,
      Kötülüğün ardından giden ölümünü hazırlar.
   
11:20 RAB sapık yürekliden iğrenir,
      Dürüst yaşayandan hoşnut kalır.
   
11:21 Bilin ki, kötü kişi cezasız kalmaz,
      Doğruların soyuysa kurtulur.
   
11:22 Sağduyudan yoksun kadının güzelliği,
      Domuzun burnundaki altın halkaya benzer.
   
11:23 Doğruların isteği hep iyilikle sonuçlanır,
      Kötülerin umutlarıysa gazapla.
   
11:24 Eliaçık olan daha çok kazanır,
      Hak yiyenin sonuysa yoksulluktur.
   
11:25 Cömert olan bolluğa erecek,
      Başkasına su verene su verilecek.
   
11:26 Halk buğday istifleyeni lanetler,
      Ama buğday satanı kutsar.
   
11:27 İyiliği amaç edinen beğeni kazanır,
      Kötülüğü amaç edinense kötülüğe uğrar.
   
11:28 Zenginliğine güvenen tepetaklak gidecek,
      Oysa doğrular dalındaki yaprak gibi gelişecek.
   
11:29 Ailesine sıkıntı çektirenin mirası yeldir,
      Ahmaklar da bilgelerin kulu olur.
   
11:30 Doğru kişinin işleri yaşam ağacının meyvesine benzer,
      Bilge kişi insanları kazanır.
   
11:31 Bu dünyada doğru kişi bile cezalandırılırsa,
      Kötülerle günahlıların cezalandırılacağı kesindir.

12.Bölüm


   
12:1 Terbiye edilmeyi seven bilgiyi de sever,
      Azarlanmaktan nefret eden budalad
ır.
   
12:2 İyi kişi RAB'bin lütfuna erer,
      Ama düzenbazı RAB mahkûm eder.
   
12:3 Kötülük kişiyi güvenliğe kavuşturmaz,
      Ama doğruların kökü kazılamaz.
   
12:4 Erdemli kadın kocasının tacıdır,
      Edepsiz kadınsa kocasını yer bitirir.
   
12:5 Doğruların tasarıları adil,
      Kötülerin öğütleri aldatıcıdır.
   
12:6 Kötülerin sözleri ölüm tuzağıdır,
      Doğruların konuşmasıysa onları kurtarır.
   
12:7 Kötüler yıkılıp yok olur,
      Doğru kişinin evi ayakta kalır.
   
12:8 Kişi sağduyusu oranında övülür,
      Çarpık düşünceliyse küçümsenir.
   
12:9 Köle sahibi olup aşağılanan
      Büyüklük taslayıp ekmeğe muhtaç olandan yeğdir.
   
12:10 Doğru kişi hayvanıyla ilgilenir,
      Ama kötünün sevecenliği bile zalimcedir.
   
12:11 Toprağını işleyenin ekmeği bol olur,
      Hayal peşinde koşansa sağduyudan yoksundur.
   
12:12 Kötü kişi kötülerin ganimetini ister,
      Ama do
ğru kişilerin kökü ürün verir.
   
12:13 Kötü kişinin günahlı sözleri kendisi için tuzaktır,
      Ama doğru kişi sıkıntıyı atlatır.
   
12:14 İnsan ağzının ürünüyle iyiliğe doyar,
      Elinin emeğine göre de karşılığını alır.
   
12:15 Ahmağın yolu kendi gözünde doğrudur,
      Bilge kişiyse öğüde kulak verir.
   
12:16 Ahmak sinirlendiğini hemen belli eder,
      Ama ihtiyatlı olan aşağılanmaya aldırmaz.
   
12:17 Dürüst tanık doğruyu söyler,
      Yalancı tanıksa hile solur.
   
12:18 Düşünmeden söylenen sözler kılıç gibi keser,
      Bilgelerin diliyse şifa verir.
   
12:19 Gerçek sözler sonsuza dek kalıcıdır,
      Oysa yalanın ömrü bir anlıktır.
   
12:20 Kötülük tasarlayanın yüreği hileci,
      Barışı öğütleyenin yüreğiyse sevinçlidir.
   
12:21 Doğru kişiye hiç zarar gelmez,
      Kötünün başıysa beladan kurtulmaz.
   
12:22 RAB yalancı dudaklardan iğrenir,
      Ama gerçeğe uyanlardan hoşnut kalır.
   
12:23 İhtiyatlı kişi bilgisini kendine saklar,
      Oysa akılsızın yüreği ahmaklığını ilan eder.
   
12:24 Çalışkanların eli egemenlik sürer,
      Tembellikse köleliğe götürür.
   
12:25 Kaygılı yürek insanı çökertir,
      Ama güzel söz sevindirir.
   
12:26 Doğru kişi arkadaşına da yol gösterir,
      Kötünün tuttuğu yolsa kendini saptırır.
   
12:27 Tembel kişi işini bitirmez, 
      Oysa çal
ışkan değerli bir servet kazanır.
   
12:28 Doğru yol yaşam kaynağıdır,
      Bu yol ölümsüzlüğe götürür.

13.Bölüm


   
13:1 Bilge kişi terbiye edilmeyi sever,
      Alayc
ı kişi azarlansa da aldırmaz.
   
13:2 İyi insan ağzından çıkan sözler için ödüllendirilir,
      Ama hainlerin soluduğu zorbalıktır.
   
13:3 Dilini tutan canını korur,
      Ama boşboğazın sonu yıkımdır.
   
13:4 Tembel canının çektiğini elde edemez,
      Çalışkanın istekleriyse tümüyle yerine gelir.
   
13:5 Doğru kişi yalandan nefret eder,
      Kötünün sözleriyse iğrençtir, yüzkarasıdır.
   
13:6 Doğruluk dürüst yaşayanı korur,
      Kötülük günahkârı yıkar.
   
13:7 Kimi hiçbir şeyi yokken kendini zengin gösterir,
      Kimi serveti çokken kendini yoksul gösterir.
   
13:8 Kişinin serveti gün gelir canına fidye olur,
      Oysa yoksul kişi tehdide aldırmaz.
   
13:9 Doğruların ışığı parlak yanar,
      Kötülerin çırası söner.
   
13:10 Kibirden ancak kavga çıkar,
      Öğüt dinleyense bilgedir.
   
13:11 Havadan kazanılan para yok olur,
      Azar azar biriktirenin serveti çok olur.
   
13:12 Ertelenen umut hayal kırıklığına uğratır,
      Yerine gelen dilekse yaşam verir.
   
13:13 Uyarılara kulak asmayan bedelini öder,
      Buyruklara saygılı olansa ödülünü alır.
   
13:14 Bilgelerin öğrettikleri yaşam kaynağıdır,
      İnsanı ölüm tuzaklarından uzaklaştırır.
   
13:15 Sağduyulu davranış saygınlık kazandırır,
      Hainlerin yoluysa yıkıma götürür.
 
   
13:16 İhtiyatlı kişi işini bilerek yapar,
      Akılsız kişiyse ahmaklığını sergiler.
   
13:17 Kötü ulak belaya düşer,
      Güvenilir elçiyse şifa getirir.
   
13:18 Terbiye edilmeye yanaşmayanı
      Yokluk ve utanç bekliyor,
      Ama azara kulak veren onurlandırılır.
   
13:19 Yerine getirilen dilek mutluluk verir.
      Ak
ılsız kötülükten uzak kalamaz.
   
13:20 Bilgelerle oturup kalkan bilge olur,
      Ak
ılsızlarla dost olansa zarar görür.
   
13:21 Günahkârın peşini felaket bırakmaz,
      Doğruların ödülüyse gönençtir.
   
13:22 İyi kişi torunlarına miras bırakır,
      Günahkârın servetiyse doğru kişiye kalır.
   
13:23 Yoksulun tarlası bol ürün verebilir,
      Ama haksızlık bunu alıp götürür.
   
13:24 Oğlundan değneği esirgeyen, onu sevmiyor demektir.
      Seven baba özenle
  terbiye eder.
   
13:25 Doğru kişinin yeterince yiyeceği vardır,
      Kötünün karnıysa aç kalır.

14.Bölüm


   
14:1 Bilge kadın evini yapar,
      Ahmak kadın evini kendi eliyle yıkar.
   
14:2 Doğru yolda yürüyen, RAB'den korkar,
      Yoldan sapan, RAB'bi hor görür.
   
14:3 Ahmağın sözleri sırtına kötektir,
      Ama bilgenin dudakları kendisini korur.
   
14:4 Öküz yoksa yemlik boş kalır,
      Çünkü bol ürünü sağlayan öküzün gücüdür.
   
14:5 Güvenilir tanık yalan söylemez,
      Yalancı tanıksa yalan solur.
   
14:6 Alaycı bilgeliği arasa da bulamaz,
      Akıllı içinse bilgi edinmek kolaydır.
   
14:7 Akılsız kişiden uzak dur,
      Çünkü sana öğretecek bir şeyi yok.
   
14:8 İhtiyatlı kişinin bilgeliği, ne yapacağını bilmektir,
      Akılsızların ahmaklığıysa aldanmaktır.
   
14:9 Ahmaklar suç sunusuyla  alay eder,
      Dürüstler ise iyi niyetlidir.
   
14:10 Yürek kendi acısını bilir,
      Sevinciniyse kimse paylaşmaz.
   
14:11 Kötü kişinin evi yerle bir edilecek,
      Do
ğru kişinin konutuysa bayındır olacak.
   
14:12 Öyle yol var ki, insana düz gibi görünür,
      Ama sonu ölümdür.
   
14:13 Gülerken bile yürek sızlayabilir,
      Sevinç bitince acı yine görünebilir.
   
14:14 Yüreği dönek olan tuttuğu yolun,
      İyi kişi de yaptıklarının ödülünü alacaktır.
   
14:15 Saf kişi her söze inanır,
      İhtiyatlı olansa attığı her adımı hesaplar.
   
14:16 Bilge kişi korktuğu için kötülükten uzaklaşır,
      Akılsızsa büyüklük taslayıp kendine güvenir.
   
14:17 Çabuk öfkelenen ahmakça davranır,
      Düzenbazdan herkes nefret eder.
   
14:18 Saf kişilerin mirası akılsızlıktır,
      İhtiyatlı kişilerin tacı ise bilgidir.
   
14:19 Alçaklar iyilerin önünde,
      Kötüler do
ğruların kapısında eğilirler.
   
14:20 Komşusu bile yoksulu sevmez,
      Oysa zenginin dostu çoktur.
   
14:21 Komşuyu hor görmek günahtır,
      Ne mutlu mazluma lütfedene!
   
14:22 Kötülük tasarlayan yolunu şaşırmaz mı?
      Oysa iyilik tasarlayan sevgi ve sadakat kazanır.
   
14:23 Her emek kazanç getirir,
      Ama boş lak
ırdı yoksulluğa götürür.
   
14:24 Bilgelerin tacı servetleridir,
      Akılsızlarsa ahmaklıklarıyla tanınır.
 
   
14:25 Dürüst tanık can kurtarır,
      Yalancı tanık aldatıcıdır.
   
14:26 RAB'den korkan tam güvenliktedir,
      RAB onun çocuklar
ına da sığınak olacaktır.
   
14:27 RAB korkusu yaşam kaynağıdır,
      İnsanı ölüm tuzaklarından uzaklaştırır.
   
14:28 Kralın yüceliği halkının çokluğuna bağlıdır,
      Halk yok olursa hükümdar da mahvolur.
   
14:29 Geç öfkelenen akıllıdır,
      Çabuk sinirlenen ahmaklığını gösterir.
   
14:30 Huzurlu yürek bedenin yaşam kaynağıdır,
      Hırs ise insanı için için yer bitirir.
   
14:31 Muhtacı ezen, Yaradanı'nı hor görüyor demektir.
      Yoksula acıyansa Yaradan'ı yüceltir.
   
14:32 Kötü kişi uğradığı felaketle yıkılır,
      Doğru insanın ölümde bile sığınacak yeri var.
   
14:33 Bilgelik akıllı kişinin yüreğinde barınır,
      Akılsızlar arasında bile kendini belli eder.
   
14:34 Doğruluk bir ulusu yüceltir,
      Oysa günah herhangi bir halk için utançtır.
   
14:35 Kral sağduyulu kulunu beğenir,
      Utanç getirene öfkelenir.

15.Bölüm


   
15:1 Yumuşak yanıt gazabı yatıştırır,
      Oysa yaralayıcı söz öfkeyi alevlendirir.
   
15:2 Bilgenin dili bilgiyi iyi kullanır,
      Akılsızın ağzındansa ahmaklık akar.
   
15:3 RAB'bin gözü her yerde olanı görür,
      Kötüleri de iyileri de gözler.
   
15:4 Okşayıcı dil yaşam verir, 
      Çarp
ık dilse ruhu yaralar.
   
15:5 Ahmak babasının uyarılarını küçümser,
      İhtiyatlı kişi azara kulak verir.
   
15:6 Doğru kişinin evi büyük hazine gibidir,
      Kötünün geliriyse sıkıntı kaynağıdır.
   
15:7 Bilgelerin dudakları bilgi yayar,
      Ama akılsızların yüreği öyle değildir.
   
15:8 RAB kötülerin kurbanından iğrenir,
      Ama doğruların duası O'nu hoşnut eder.
   
15:9 RAB kötü kişinin yolundan iğrenir,
      Doğruluğun ardından gideni sever.
   
15:10 Yoldan sapan şiddetle cezalandırılır
      Ve azarlanmaktan nefret eden ölüme gider.
   
15:11 RAB, ölüm ve yıkım diyarında olup biteni bilir,
      Nerde kaldı ki insanın yüreği!
   
15:12 Alaycı kişi azarlanmaktan hoşlanmaz,
      Bilgelere gidip danışmaz.
   
15:13 Mutlu yürek yüzü neşelendirir,
      Ac
ılı yürek ruhu ezer.
   
15:14 Akıllı yürek bilgi arar,
      Akılsızın ağzıysa ahmaklıkla beslenir.
   
15:15 Mazlumun bütün günleri sıkıntı doludur,
      Mutlu bir yürekse sahibine sürekli ziyafettir.
   
15:16 Yoksul olup RAB'den korkmak,
      Zengin olup kayg
ı içinde yaşamaktan yeğdir.
   
15:17 Sevgi dolu bir ortamdaki sebze yemeği,
      Nefret dolu bir ortamdaki besili danadan yeğdir.
   
15:18 Huysuz kişi çekişme yaratır,
      Sabırlı kişi kavgayı yatıştırır.
   
15:19 Tembelin yolu dikenli çit gibidir,
      Do
ğrunun yoluysa ana caddeye benzer.
   
15:20 Bilge çocuk babasını sevindirir,
      Akılsız çocuksa annesini küçümser.
   
15:21 Sağduyudan yoksun kişi ahmaklığıyla sevinir,
      Ama akıllı insan dürüst bir yaşam sürer.
   
15:22 Karşılıklı danışılmazsa tasarılar boşa çıkar,
      Danışmanların çokluğuyla başarıya ulaşılır.
   
15:23 Uygun yanıt sahibini mutlu eder,
      Yerinde söylenen söz ne güzeldir!
   
15:24 Sağduyulu kişi yukarıya, yaşama giden yoldadır,
      Bu da ölüler diyarına inmesini önler.
   
15:25 RAB kibirlinin evini yıkar,
      Dul kadının sınırını korur.
   
15:26 RAB kötünün tasarılarından iğrenir,
      Temiz düşüncelerden hoşnut kalır.
 
   
15:27 Kazanca düşkün kişi kendi evine sıkıntı verir,
      Rüşvetten nefret edense rahat yaşar.
   
15:28 Doğru kişinin aklı yanıtını iyi tartar,
      Kötünün ağzı kötülük saçar.
   
15:29 RAB kötülerden uzak durur,
      Oysa do
ğruların duasını duyar.
   
15:30 Gülen gözler yüreği sevindirir,
      İyi haber bedeni ferahlatır.
   
15:31 Yaşam veren uyarıları dinleyen,
      Bilgeler arasında konaklar.
   
15:32 Terbiyeden kaçan kendine zarar verir,
      Azara kulak verense sa
ğduyu kazanır.
   
15:33 RAB korkusu bilgelik öğretir,
      Alçakgönüllülük de onurun önkoşuludur.

16.Bölüm


   
16:1 İnsan aklıyla çok şey tasarlayabilir,
      Ama dilin vereceği yanıt RAB'dendir.
   
16:2 İnsan her yaptığını temiz sanır,
      Ama niyetlerini tartan RAB'dir.
   
16:3 Yapacağın işleri RAB'be emanet et,
      O zaman tasarıların gerçekleşir.
   
16:4 RAB her şeyi amacına uygun yapar,
      Kötü kişinin yıkım gününü de O hazırlar.
   
16:5 RAB yüreği küstah olandan iğrenir,
      Bilin ki, öyleleri cezasız kalmaz.
   
16:6 Sevgi ve bağlılık suçları bağışlatır,
      RAB korkusu insanı kötülükten uzaklaştırır.
   
16:7 RAB kişinin yaşayışından hoşnutsa
      Düşmanlarını bile onunla barıştırır.
   
16:8 Doğrulukla kazanılan az şey
      Haksızlıkla kazanılan büyük gelirden iyidir.
   
16:9 Kişi yüreğinde gideceği yolu tasarlar,
      Ama adımlarını RAB yönlendirir.
   
16:10 Tanrı buyruklarını kralın ağzıyla açıklar,
      Bu nedenle kral adaleti çiğnememelidir.
   
16:11 Doğru terazi ve baskül RAB'bindir,
      Bütün tartı ağırlıklarını O belirler.
   
16:12 Krallar kötülükten iğrenir,
      Çünkü tahtın güvencesi adalettir.
   
16:13 Kral doğru söyleyenden hoşnut kalır,
      Dürüst konuşanı sever.
   
16:14 Kralın öfkesi ölüm habercisidir,
      Ama bilge kişi onu yatıştırır.
   
16:15 Kralın yüzü gülüyorsa, yaşam demektir.
      Lütfu son yağmuru getiren bulut gibidir.
   
16:16 Bilgelik kazanmak altından daha değerlidir,
      Akla sahip olmak da gümüşe yeğlenir.
   
16:17 Dürüstlerin tuttuğu yol kötülükten uzaklaştırır,
      Yoluna dikkat eden, canını korur.
   
16:18 Gururun ardından yıkım,
      Kibirli ruhun ardından da düşüş gelir.
   
16:19 Mazlumlar arasında alçakgönüllü biri olmak,
      Kibirlilerle çapul malı paylaşmaktan iyidir.
   
16:20 Öğüde kulak veren başarıya ulaşır,
      RAB'be güvenen mutlu olur.
   
16:21 Bilge yüreklilere akıllı denir,
      Tatlı söz ikna gücünü artırır.
   
16:22 Sağduyu, sahibine yaşam kaynağı,
      Ahmaklıksa ahmaklara cezadır.
   
16:23 Bilgenin aklı diline yön verir,
      Dudaklarının ikna gücünü artırır.
   
16:24 Hoş sözler petek balı gibidir,
      Cana tatlı ve bedene şifadır.
   
16:25 Öyle yol var ki, insana düz gibi görünür,
      Ama sonu ölümdür.
   
16:26 Emekçinin iştahıdır onu çalıştıran,
      Çünkü açlığı onu kamçılar.
   
16:27 Alçaklar başkalarına kötülük tasarlar,
      Konuşmaları kavurucu ateş gibidir.
   
16:28 Huysuz kişi çekişmeyi körükler,
      Dedikoducu can dostlar
ı ayırır.
   
16:29 Zorba kişi başkalarını ayartır
      Ve onları olumsuz yola yöneltir.
   
16:30 Göz kırpmak düzenbazlığa,
      Sinsi gülücükler kötülüğe işarettir.
   
16:31 Ağarmış saçlar onur tacıdır,
      Doğru yaşayışla kazanılır.
   
16:32 Sabırlı kişi yiğitten üstündür,
      Kendini denetleyen de kentler fethedenden üstündür.
   
16:33 İnsan kura atar,
      Ama her kararı RAB verir.

17.Bölüm


   
17:1 Huzur içinde kuru bir lokma,
      Kavga ve ziyafet dolu evden iyidir.
   
17:2 Sağduyulu köle,
      Ailesini utanca sokan oğula egemen olur
      Ve kardeşlerle birlikte mirastan pay alır.
   
17:3 Altın ocakta, gümüş potada arıtılır,
      Yüreği arıtansa RAB'dir.
   
17:4 Kötü kişi fesat yüklü dudakları dinler,
      Yalancı da yıkıcı dile kulak verir.
   
17:5 Yoksulla alay eden, onu yaratanı hor görür.
      Felakete sevinen cezasız kalmaz.
   
17:6 Torunlar yaşlıların tacıdır,
      Çocukların övüncü anne babalarıdır.
   
17:7 Kurumlu sözler ahmağa nasıl yakışmazsa,
      Soyluya da yalancı dudaklar hiç yakışmaz.
   
17:8 Sahibinin gözünde rüşvet bir tılsımdır.
      Ne yapsa başarılı olur.
   
17:9 Sevgi isteyen kişi suçları bağışlar,
      Olayı diline dolayansa can dostları ayırır.
   
17:10 Akıllı kişiyi azarlamak,
      Akılsıza yüz darbe vurmaktan etkilidir.
   
17:11 Kötü kişi ancak başkaldırmaya eğilimlidir,
      Ona gönderilecek ulak acımasız olacaktır.
   
17:12 Azgınlığı üstünde bir akılsızla karşılaşmak,
      Yavrularından edilmiş dişi ayıyla karşılaşmaktan beterdir.
   
17:13 İyiliğin karşılığını kötülükle ödeyenin
      Evinden kötülük eksik olmaz.
   
17:14 Kavganın başlangıcı su sızıntısına benzer,
      Bir patlamaya yol açmadan çekişmeyi bırak.
   
17:15 Kötüyü aklayan da, doğruyu mahkûm eden de
      RAB'bi tiksindirir.
   
17:16 Akılsız biri bilgelik satın almak için niye para harcasın?
      Zaten sağduyudan yoksun!
   
17:17 Dost her zaman sever,
      Kardeş s
ıkıntılı günde belli olur.
   
17:18 Sağduyudan yoksun kişi el sıkışıp
      Başkasına kefil olur.
   
17:19 Başkaldırıyı seven kavgayı sever,
      Kapısını yüksek yapan yıkımına davetiye çıkarır.
   
17:20 Sapık yürekli kişi iyilik beklememeli.
      Diliyle aldatan da belaya düşer.
   
17:21 Akılsız kendisini doğurana derttir,
      Ahmağın babası sevinç nedir bilmez.
   
17:22 İç ferahlığı sağlık getirir,
      Ezik ruh ise bedeni yıpratır.
   
17:23 Kötü kişi adaleti saptırmak için
      Gizlice rüşvet alır.
   
17:24 Akıllı kişi gözünü bilgelikten ayırmaz,
      Akılsızın gözüyse hep sağda soldadır.
   
17:25 Akılsız çocuk babasına üzüntü,
      Annesine acı verir.
   
17:26 Ne suçsuza ceza kesmek iyidir,
      Ne de görevliyi dürüst davrand
ığı için dövmek...
   
17:27 Bilgili kişi az konuşur,
      Ak
ıllı kişi sakin ruhludur.
   
17:28 Çenesini tutup susan ahmak bile
      Bilge ve ak
ıllı sayılır.

18.Bölüm


   
18:1 Geçimsiz kişi kendi çıkarı peşindedir,
      İyi öğüde hep karşı çıkar.
   
18:2 Akılsız kişi bir şey anlamaktan çok
      Kendi düşüncelerini açmaktan hoşlanır.
   
18:3 Kötülüğü aşağılanma,
      Ayıbı utanç izler.
   
18:4 Bilge kişinin ağzından çıkan sözler derin sular gibidir,
      Bilgelik pınarı da coşkun bir akarsu.
   
18:5 Kötüyü kayırmak da,
      Suçsuzdan adaleti esirgemek de iyi değildir.
   
18:6 Akılsızın dudakları çekişmeye yol açar,
      Ağzı da dayağı davet eder.
   
18:7 Akılsızın ağzı kendisini mahveder,
      Dudakları da canına tuzaktır.
   
18:8 Dedikodu tatlı lokma gibidir,
      İnsanın ta içine işler.
   
18:9 İşini savsaklayan kişi
      Yıkıcıya kardeştir.
   
18:10 RAB'bin adı güçlü kuledir,
      Ona sığınan doğru kişi için korunaktır.
   
18:11 Zengin servetini bir kale,
      Aş
ılmaz bir sur sanır.
   
18:12 Yürekteki gururu düşüş,
      Alçakgönüllülü
ğü ise onur izler.
   
18:13 Dinlemeden yanıt vermek
      Ahmaklık ve utançtır.
   
18:14 İnsanın ruhu hastalıkta ona destektir.
      Ama ezik ruh nasıl dayanabilir?
   
18:15 Akıllı kişi bilgiyi satın alır,
      Bilgenin kulağı da bilgi peşindedir.
   
18:16 Armağan, verenin yolunu açar
      Ve kendisini büyüklerin önüne çıkartır.
   
18:17 Duruşmada ilk konuşan haklı görünür,
      Başkası çıkıp onu sorgulayana dek.
   
18:18 Kura çekişmeleri sona erdirir,
      Güçlü rakipleri uzlaşt
ırır.
   
18:19 Gücenmiş kardeş surlu kentten daha zor elde edilir.
      Çekişme sürgülü kale kap
ısı gibidir.
   
18:20 İnsanın karnı ağzının meyvesiyle,
      Dudaklarının ürünüyle doyar.
   
18:21 Dil ölüme de götürebilir, yaşama da;
      Konuşmay
ı seven, dilin meyvesine katlanmak zorundadır.
   
18:22 İyi bir eş bulan iyilik bulur
      Ve RAB'bin lütfuna erer.
   
18:23 Yoksul acınma dilenir,
      Zenginin yanıtıysa serttir.
   
18:24 Yıkıma götüren dostlar vardır, 
      Ama öyle dost var ki, kardeşten yak
ındır insana.

19.Bölüm


   
19:1 Dürüst yaşayan bir yoksul olmak,
      Yalanc
ı bir akılsız olmaktan yeğdir.
   
19:2 Bilgisiz heves işe yaramaz,
      Acelecilik insan
ı yanılgıya düşürür.
   
19:3 İnsanın ahmaklığı yaşamını yıkar,
      Yine de içinden RAB'be öfkelenir.
   
19:4 Zenginlik dost üstüne dost kazandırır.
      Oysa yoksulun dostu onu yüzüstü bırakır.
   
19:5 Yalancı tanık cezasız kalmaz,
      Yalan soluyan kurtulamaz.
   
19:6 Birçokları önemli kişinin gözüne girmek
      Ve eli açık olanın dostu olmak ister.
   
19:7 Yoksulun akrabaları bile onu sevmezse,
      Dostlarının ondan uzak duracağı daha da kesindir.
      Ne kadar yalvarsa ona yaklaşmazlar.
   
19:8 Sağduyulu olan canını sever,
      Aklı izleyen bolluğa kavuşur.
   
19:9 Yalancı tanık cezasız kalmaz,
      Yalan soluyan yok olur.
   
19:10 Akılsızın gösterişli bir yaşam sürmesi uygun değilse,
      Kölelerin önderlere egemen olması
      Hiç uygun değildir.
   
19:11 Sağduyulu kişi sabırlıdır,
      Kusurları hoş görmesi ona onur kazandırır.
   
19:12 Kralın öfkesi genç aslanın kükreyişine benzer,
      Lütfuysa otların üzerine düşen çiy gibidir.
   
19:13 Akılsız çocuk babasının başına beladır,
      Dırdır eden kadın sürekli damlayan su gibidir.
   
19:14 Ev ve servet babadan mirastır,
      Ama sağduyulu kadın RAB'bin armağanıdır.
   
19:15 Tembellik insanı uyuşukluğa iter,
      Haylaz kişi de aç kalır.
   
19:16 Tanrı buyruğuna uyan canını korur,
      Gitmesi gereken yolları umursamayan ölür.
   
19:17 Yoksula acıyan kişi RAB'be ödünç vermiş olur,
      Yaptığı iyilik için RAB onu ödüllendirir.
   
19:18 Henüz umut varken çocuğunu eğit,
      Onun yıkımına neden olma.
   
19:19 Huysuz insan cezasını çekmelidir.
      Onu bir kere kurtarsan da, hep aynı şeyi yapman gerekir.
   
19:20 Öğüde kulak ver, terbiyeyi kabul et ki,
      Ömrünün kalan kısmı boyunca bilge olasın.
   
19:21 İnsan yüreğinde çok şey tasarlar,
      Ama gerçekleşen, RAB'bin amacıdır.
   
19:22 İnsandan istenen vefadır,
      Yoksul olmak yalancı olmaktan yeğdir.
   
19:23 RAB korkusu
      Doygun ve dertsiz bir yaşama kavuşturur.
   
19:24 Tembel sahana daldırdığı elini
      Ağzına geri götürmek bile istemez.
   
19:25 Alaycıyı döversen bön kişi ibret alır,
      Akıllı kişiyi azarlarsan bilgisine bilgi katar.
   
19:26 Babasına saldıran, annesini kovan çocuk,
      Ailesinin utancı ve yüzkarasıdır.
   
19:27 Oğlum, uyarılara kulağını tıkarsan,
      Bilgi kaynağı sözlerden saparsın.
   
19:28 Niyeti bozuk tanık adaletle eğlenir,
      Kötülerin ağzı fesatla beslenir.
   
19:29 Alaycılar için ceza,
      Akılsızların sırtı için kötek hazırdır.

20.Bölüm


   
20:1 Şarap insanı alaycı, içki gürültücü yapar,
      Onun etkisiyle yoldan sapan bilge değildir.
   
20:2 Kralın öfkesi genç aslanın kükreyişine benzer,
      Onu kızdıran canından olur.
   
20:3 Kavgadan kaçınmak insan için onurdur,
      Oysa her ahmak tartışmaya hazırdır.
   
20:4 Sonbaharda çift sürmeyen tembel,
      Hasatta arad
ığını bulamaz.
   
20:5 İnsanın niyetleri derin bir kuyunun suları gibidir,
      Akıllı kişi onları açığa çıkarır.
   
20:6 İnsanların çoğu, «Vefalıyım» der.
      Ama sadık birini kim bulabilir?
   
20:7 Doğru ve dürüst bir babaya
      Sahip olan çocuklara ne mutlu!
   
20:8 Yargı kürsüsünde oturan kral,
      Kötülüğü gözleriyle ayıklar.
   
20:9 Kim, «Yüreğimi pak kıldım,
      Günahımdan arındım» diyebilir?
   
20:10 RAB hileli tartıdan da, hileli ölçüden de tiksinir.
   
20:11 Çocuk bile eylemleriyle kendini belli eder,
      Yapt
ıkları pak ve doğru mu, değil mi, anlaşılır.
   
20:12 İşiten kulağı da gören gözü de
      RAB yaratmıştır.
   
20:13 Uykuyu seversen yoksullaşırsın,
      Uyanık durursan ekmeğin bol olur.
   
20:14 Alıcı, «İşe yaramaz, işe yaramaz» der,
      Ama alıp gittikten sonra aldığıyla övünür.
   
20:15 Bol bol altının, mücevherin olabilir,
      Ama bilgi akıtan dudaklar daha değerlidir.
   
20:16 Tanımadığı birine kefil olanın giysisini al;
      Bir yabancı için yapıyorsa bunu,
      Giysisini rehin tut.
   
20:17 Hileyle kazanılan yiyecek insana tatlı gelir,
      Ama sonra ağza dolan çakıl gibidir.
   
20:18 Tasarılarını danışarak yap,
      Yöntemlere uyarak savaş.
   
20:19 Dedikoducu sır saklayamaz,
      Bu nedenle ağzı gevşek olanla arkadaşlık etme.
   
20:20 Annesine ya da babasına sövenin
      Işığı zifiri karanlıkta sönecek.
   
20:21 Tez elde edilen mirasın
      Sonu bereketli olmaz.
   
20:22 «Bu kötülüğü sana ödeteceğim» deme;
      RAB'bi bekle, O seni kurtarır.
   
20:23 RAB hileli tartıdan tiksinir,
      Hileli teraziden hoşlanmaz.
   
20:24 İnsanın adımlarını RAB yönlendirir;
      Öyleyse insan tuttuğu yolu nasıl anlayabilir?
   
20:25 Düşünmeden adakta bulunmak
      Sak
ıncalıdır.
   
20:26 Bilge kral kötüleri ayıklar,
      Harman döver gibi cezalandırır.
   
20:27 İnsanın ruhu RAB'bin ışığıdır,
      İç varlığın derinliklerine işler.
   
20:28 Sevgi ve sadakat kralın güvencesidir.
      Onun tahtını sağlamlaştıran sevgidir.
   
20:29 Gençlerin görkemi güçleri,
      Yaşl
ıların onuru ağarmış saçlardır.
   
20:30 Yaralayan darbeler kötülüğü temizler,
      Kötek iç varlığın derinliklerini paklar.

21.Bölüm


   
21:1 Kralın yüreği RAB'bin elindedir,
      Kanaldaki su gibi onu istediği yöne çevirir.
   
21:2 İnsan izlediği her yolun doğru olduğunu sanır,
      Ama niyetlerini tartan RAB'dir.
   
21:3 RAB kendisine kurban sunulmasından çok,
      Doğruluğun ve adaletin yerine getirilmesini ister.
   
21:4 Küstah bakışlar ve kibirli yürek
      Kötülerin çırası ve günahıdır.
   
21:5 Çalışkanın tasarıları hep bollukla,
      Her türlü acelecilik hep yoklukla sonuçlanır.
   
21:6 Yalan dolanla yapılan servet,
      Sis gibi geçicidir ve ölüm tuzağıdır.
   
21:7 Kötülerin zorbalığı kendilerini süpürüp götürür,
      Çünkü doğru olanı yapmaya yanaşmazlar.
   
21:8 Suçlunun yolu dolambaçlı,
      Pak kişinin yaptıklarıysa dosdoğrudur.
   
21:9 Kavgacı kadınla aynı evde oturmaktansa,
      Damın köşesinde oturmak yeğdir.
   
21:10 Kötünün can attığı kötülüktür,
      Hiç kimseye acımaz.
   
21:11 Alaycı cezalandırılınca bön kişi akıllanır,
      Bilge olan öğretilenden bilgi kazanır.
   
21:12 Adil Olan, kötünün evini dikkatle gözler
      Ve kötüleri y
ıkıma uğratır.
   
21:13 Yoksulun feryadına kulağını tıkayanın
      Feryadına yanıt verilmeyecektir.
   
21:14 Gizlice verilen armağan öfkeyi,
      Koyna sokuşturulan rüşvet de kızgın gazabı yatıştırır.
   
21:15 Hak yerine gelince doğru kişi sevinir,
      Fesatçı dehşete düşer.
   
21:16 Sağduyudan uzaklaşan,
      Kendini ölüler arasında bulur.
   
21:17 Zevkine düşkün olan yoksullaşır,
      Şaraba ve zeytinyağına düşkün kişi de zengin olmaz.
   
21:18 Kötü kişi doğru kişinin fidyesidir,
      Hain de dürüstün.
   
21:19 Çölde yaşamak,
      Can s
ıkıcı ve kavgacı kadınla yaşamaktan yeğdir.
   
21:20 Bilgenin evi değerli eşya ve zeytinyağıyla doludur,
      Akılsızsa malını har vurup harman savurur.
   
21:21 Doğruluğun ve sevginin ardından koşan,
      Yaşam, gönenç ve onur bulur.
   
21:22 Bilge kişi güçlülerin kentine saldırıp
      Güvendikleri kaleyi yıkar.
   
21:23 Ağzını ve dilini tutan
      Başını beladan korur.
   
21:24 Gururlu, küstah ve alaycı:
      Bunlar kas kas kasılan insanın adlarıdır.
   
21:25 Tembelin isteği onu ölüme götürür,
      Çünkü elleri çalışmaktan kaçınır;
   
21:26 Bütün gün isteklerini sıralar durur,
      Oysa doğru kişi esirgemeden verir.
   
21:27 Kötülerin sunduğu kurban iğrençtir,
      Hele bunu kötü niyetle sunarlarsa.
   
21:28 Yalancı tanık yok olur,
      Dinlemeyi bilenin tanıklığıysa inandırıcıdır.
   
21:29 Kötü kişi kendine güçlü bir görünüm verir,
      Erdemli insansa tuttu
ğu yoldan emindir.
   
21:30 RAB'be karşı başarılı olabilecek
      Bilgelik, akıl ve tasarı yoktur.
   
21:31 At savaş günü için hazır tutulur,
      Ama zafer sağlayan RAB'dir.

22.Bölüm


   
22:1 İyi ad büyük servetten,
      Saygınlık gümüş ve altından yeğdir.
   
22:2 Zenginle yoksulun ortak yönü şu:
      Her ikisini de RAB yaratt
ı.
   
22:3 İhtiyatlı kişi tehlikeyi görünce saklanır,
      Bönse öne atılır ve zarar görür.
   
22:4 Alçakgönüllülüğün ve RAB korkusunun ödülü,
      Zenginlik, onur ve yaşamdır.
   
22:5 Kötünün yolu diken ve tuzakla doludur.
      Can
ını korumak isteyen bunlardan uzak durur.
   
22:6 Çocuğu tutması gereken yola göre yetiştir,
      Yaşlandığında o yoldan ayrılmaz.
   
22:7 Zengin yoksullara egemen olur,
      Borç alan borç verenin kulu olur.
   
22:8 Fesat eken dert biçer,
      Gazab
ının değneği yok olur.
   
22:9 Cömert olan kutsanır,
      Çünkü yemeğini yoksullarla paylaşır.
   
22:10 Alaycıyı kov, kavga biter;
      Çekişme ve aşağılamalar da sona erer.
   
22:11 Yürek temizliğini ve güzel sözleri seven,
      Kralın dostluğunu kazanır.
   
22:12 RAB bilgiyi gözetip korur,
      Hainin sözlerini ise altüst eder.
   
22:13 Tembel der ki, «Dışarda aslan var,
      Sokağa çıksam beni parçalar.»
   
22:14 Sokak kadınının ağzı dipsiz çukur gibidir,
      RAB'bin gazabına uğrayan oraya düşer.
   
22:15 Akılsızlık çocuğun öz yapısındadır,
      Değnekle terbiye edilirse akılsızlıktan uzaklaşır.
   
22:16 Servetini büyütmek için yoksulu ezenle
      Zengine arma
ğan verenin sonu yoksulluktur.

Bilgeden Otuz Öğüt



   
22:17 Kulak ver, bilgelerin sözlerini dinle,
      Ö
ğrettiğimi zihnine işle.
   
22:18 Sözlerimi yüreğinde saklarsan mutlu olursun,
      Onlar hep hazır olsun dudaklarında.
   
22:19 RAB'be güvenmen için
      Bugün bunlar
ı sana, evet sana da bildiriyorum.
   
22:20 Senin için otuz söz  yazdım,
      Bilgi ve öğüt sözleri...
   
22:21 Öyle ki, güvenilir, doğru sözleri bilesin,
      Böylece seni gönderene güvenilir yanıt verebilesin.
 
   
22:22 Yoksulu, yoksul olduğu için soymaya kalkma,
      Düşkünü mahkemede ezme.
   
22:23 Çünkü onların davasını RAB yüklenecek
      Ve onları soyanların canını alacak.

   
22:24 Huysuz kişiyle arkadaşlık etme;
      Tez öfkelenenle yola çıkma.
   
22:25 Yoksa onun yollarına alışır,
      Kendini tuzağa düşmüş bulursun.

   
22:26 El sıkışıp
      Başkasının borcuna kefil olmaktan kaçın.
   
22:27 Ödeyecek paran olmazsa,
      Alt
ındaki döşeğe bile el koyarlar.
   
22:28 Atalarının belirlediği
      Eski sınır taşlarının yerini değiştirme.

   
22:29 İşinde usta birini görüyor musun?
      Öylesi sıradan kişilere değil,
      Krallara bile hizmet eder.

23.Bölüm


   
23:1 Bir önderle yemeğe oturduğunda
      Önüne konulana dikkat et.
   
23:2 İştahına yenilecek olursan,
      Daya bıçağı kendi boğazına.
   
23:3 Onun lezzetli yemeklerini çekmesin canın,
      Böyle yemeğin ardında hile olabilir.

   
23:4 Zengin olmak için didinip durma,
      Ç
ıkar bunu aklından.
   
23:5 Servet göz açıp kapayana dek yok olur,
      Kanatlanıp kartal gibi göklere uçar.

   
23:6 Cimrinin verdiği yemeği yeme,
      Lezzetli yemeklerini çekmesin canın.
   
23:7 Çünkü yediğin her şeyin hesabını tutar,
      «Ye, iç» der sana,
      Ama yüreği senden yana değildir.
   
23:8 Yediğin azıcık yemeği kusarsın,
      Söylediğin güzel sözler de boşa gider.

   
23:9 Akılsıza öğüt vermeye kalkma,
      Çünkü senin sözlerindeki sağduyuyu küçümser.

   
23:10 Eski sınır taşlarının yerini değiştirme,
      Öksüzlerin toprağına el sürme.
   
23:11 Çünkü onların Velisi  güçlüdür
      Ve onlar
ın davasını sana karşı O yürütür.
   
23:12 Uyarıları zihnine işle,
      Bilgi dolu sözlere kulak ver.
   
23:13 Çocuğunu terbiye etmekten geri kalma,
      Onu değnekle dövsen de ölmez.
   
23:14 Onu değnekle döversen,
      Canını ölüler diyarından kurtarırsın.

   
23:15 Oğlum, bilge yürekli olursan,
      Benim yüreğim de sevinir.
   
23:16 Dudakların doğru konuştuğunda
      Gönlüm de coşar.

   
23:17 Günahkârlara imrenmektense,
      Sürekli RAB korkusunda yaşa.
   
23:18 Böylece bir geleceğin olur
      Ve umudun boşa çıkmaz.

   
23:19 Oğlum, dinle ve bilge ol,
      Yüreğini doğru yolda tut.

   
23:20ırı şarap içenlerle,
      Ete düşkün oburlarla arkadaşlık etme.
   
23:21 Çünkü ayyaş ve obur kişi yoksullaşır,
      Uyuşukluk da insana paçavra giydirir.

   
23:22 Sana yaşam veren babanın sözlerine kulak ver,
      Yaşlandığı zaman anneni hor görme.

   
23:23 Gerçeği satın al ve satma;
      Bilgeliği, terbiyeyi, aklı da.
   
23:24 Doğru kişinin babası coştukça coşar,
      Bilgece davranan oğulun babası sevinir.
   
23:25 Annenle baban seninle coşsun,
      Seni do
ğuran sevinsin.
   
23:26 Oğlum, beni yürekten dinle,
      Gözünü gittiğim yoldan ayırma.
   
23:27 Çünkü fahişe derin bir çukur,
      Ahlaks
ız kadın dar bir kuyudur.
   
23:28 Evet, soyguncu gibi pusuda bekler
      Ve birçok erke
ği yoldan çıkarır.
   
23:29 Ah çeken kim? Vah çeken kim?
      Kimdir çekişip duran?
      Yak
ınan kim? Boş yere yaralanan kim?
      Gözleri kanlı olan kim?
   
23:30 İçmeye oturup kalkamayanlar,
      Karışık şarapları denemeye gidenlerdir.
   
23:31 Şarabın kızıl rengine,
      Kadehte ışımasına,
      Boğazdan aşağı süzülüvermesine bakma.
   
23:32 Sonunda yılan gibi ısırır,
      Engerek gibi sokar.
   
23:33 Gözlerin garip şeyler görür,
      Akl
ından ahlaksızlıklar geçer.
   
23:34 Kendini kâh denizin ortasında,
      Kâh gemi direğinin tepesinde yatıyor sanırsın.
   
23:35 «Dövdüler beni ama incinmedim,
      Vurdular ama farketmedim» dersin,
      «Yeniden içmek için ne zaman ay
ılacağım?»

24.Bölüm


   
24:1 Kötülere imrenme,
      Onlarla birlikte olmay
ı isteme.
   
24:2 Çünkü yürekleri zorbalık tasarlar,
      Dudakları belalardan söz eder.

   
24:3 Ev bilgelikle yapılır,
      Akılla pekiştirilir.
   
24:4 Bilgi sayesinde odaları
      Her türlü değerli, güzel eşyayla dolar.

   
24:5 Bilgelik güçten,
      Bilgi kaba kuvvetten üstündür. 
   
24:6 Savaşmak için yöntem,
      Zafer kazanmak için birçok dan
ışman gerekli.
   
24:7 Ahmak için bilgelik ulaşılamayacak kadar yüksektir,
      Kent kurulunda ağzını açamaz.

   
24:8 Kötülük tasarlayan kişi
      Düzenbaz olarak bilinecektir.
   
24:9 Ahmakça tasarılar günahtır,
      Alaycı kişiden herkes iğrenir.

   
24:10 Sıkıntılı günde cesaretini yitirirsen,
      Gücün kıt demektir.

   
24:11 Ölüm tehlikesi içinde olanları kurtar,
      Ölmek üzere olanları esirge.
   
24:12 «İşte bunu bilmiyordum» desen de,
      İnsanın yüreğindekini bilen sezmez mi?
      Senin canını koruyan anlamaz mı?
      Ödetmez mi herkese yaptığını?

   
24:13 Oğlum, bal ye, çünkü iyidir,
      Süzme bal damağa tatlı gelir.
   
24:14 Bilgelik de canın için öyledir, bilmiş ol.
      Bilgeliği bulursan bir geleceğin olur
      Ve umudun boşa çıkmaz.

   
24:15 Ey kötü adam, doğru kişinin evine karşı pusuya yatma,
      Konutunu yıkmaya kalkma.
   
24:16 Çünkü doğru kişi yedi kez düşse yine kalkar,
      Ama kötüler felakette yıkılır.

   
24:17 Düşmanın düşüşüne keyiflenme,
      Sendelemesine sevinme.
   
24:18 Yoksa RAB görür ve hoşnut kalmaz
      Ve düşman
ına duyduğu öfke yatışır.
   
24:19 Kötülük edenlere kızıp üzülme,
      Onlara özenme.
   
24:20 Çünkü kötülerin geleceği yok,
      Çırası sönecek onların.

   
24:21 Oğlum, RAB'be ve krala saygı göster,
      Onlara başkaldıranlarla arkadaşlık etme.
   
24:22 Çünkü onlar ansızın felakete uğrar,
      İnsanın başına ne belalar getireceklerini kim bilir?

Bilgelerin Öbür Özdeyişleri



   
24:23 Şunlar da bilgelerin sözleridir:
      Yarg
ılarken yan tutmak iyi değildir.
   
24:24 Kötüye, «Suçsuzsun» diyen yargıcı
      Halklar lanetler, uluslar kınar.
   
24:25 Ne mutlu suçluyu mahkûm edene!
      Herkes onu candan kutlar.
   
24:26 Dürüst yanıt
      Gerçek dostluğun işaretidir.
 
   
24:27 İlkin dışardaki işini bitirip tarlanı hazırla,
      Ondan sonra evini yap.
   
24:28 Başkalarına karşı nedensiz tanıklık etme
      Ve dudaklarınla aldatma.
   
24:29 «Bana yaptığını ben de ona yapacağım,
      Ödeteceğim bana yaptığını» deme.

   
24:30 Tembelin tarlasından,
      Sağduyudan yoksun kişinin bağından geçtiğimde
   
24:31 Her yanı dikenlerin, otların
      Kapladığını gördüm;
      Taş duvar da yıkılmıştı.
   
24:32 Gördüklerimi derin derin düşündüm,
      Seyrettiklerimden ibret ald
ım.
   
24:33 «Biraz kestireyim, biraz uyuklayayım,
      Ellerimi kavuşturup şöyle bir uyuyayım» demeye kalmadan,
   
24:34 Yokluk bir haydut gibi,
      Yoksulluk bir ak
ıncı gibi gelir üzerine.

Süleyman'ın Özdeyişlerinin İkinci Bölümü

 

 

 

 

25.Bölüm

 

 

 

 

 

 


   
25:1 Bundan sonrakiler de Süleyman'ın özdeyişleridir.
      Bunları Yahuda Kralı Hizkiya'nın adamları derledi.
   
25:2 Tanrı'yı gizli tuttuğu şeyler için,
      Krallarıysa açığa çıkardıkları için yüceltiriz.
   
25:3ğün yüksekliği, yerin derinliği gibi,
      Kralların aklından geçen de kestirilemez.
   
25:4 Cürufu gümüşten ayırınca,
      Kuyumcunun işleyeceği madde kalır.
   
25:5 Kötüleri kralın huzurundan uzaklaştırırsan
      Kralın tahtı adaletle pekişir.
   
25:6 Kralın önünde kendini yüceltme,
      Önemli kişiler arasında yer edinmeye çalışma.
   
25:7 Çünkü kralın seni bir soylunun önünde alaşağı etmesindense,
      Sana, «Yukarıya gel» demesi yeğdir.
   
25:8 Gördüklerinle hemencecik mahkemeye başvurma;
      Çünkü başkas
ı seni utandırabilir,
      Sonra ne yapacağını bilemezsin.
   
25:9 Davanı doğrudan komşunla gör;
      Başkasının sırrını açıklama.
   
25:10 Yoksa işiten seni utandırabilir
      Ve bu kötü ün yakanı bırakmaz.
   
25:11 Yerinde söylenen söz,
      Gümüş oymalardaki alt
ın elma  gibidir.
   
25:12 Altın küpe ya da altın bir süs neyse,
      Dinleyen kulak için bilgenin azarlaması da öyledir.
   
25:13 Hasatta kar serinliği nasılsa,
      Güvenilir ulak da kendisini gönderenler için öyledir.
      Böyle biri efendilerinin canına can katar.
   
25:14 Yağmursuz bulut ve yel nasılsa,
      Vermediği armağanla övünen kişi de öyledir.
   
25:15 Sabırla bir hükümdar bile ikna edilir,
      Tatlı dil en güçlü direnci
  kırar.
   
25:16 Bal buldun mu yeteri kadar ye,
      Fazla doyarsan kusars
ın.
   
25:17 Başkalarının evine seyrek git,
      Yoksa onları bezdirir, nefretini kazanırsın.
   
25:18 Başkasına karşı yalancı tanıklık eden
      Topuz, kılıç ya da sivri ok gibidir.
   
25:19 Sıkıntılı günde haine güvenmek,
      Çürük dişe ya da sakat ayağa güvenmek gibidir.
   
25:20 Dertli kişiye ezgi söylemek,
      So
ğuk günde giysilerini üzerinden almaya,
      Ya da sodaya sirke katmaya benzer.
   
25:21 Düşmanın acıkmışsa doyur,
      Susamışsa su ver.
   
25:22 Bunu yapmakla onu utanca boğarsın 
      Ve RAB seni ödüllendirir.
   
25:23 Kuzeyden esen rüzgar nasıl yağmur getirirse,
      İftiracı dil de öfkeli bakışlara yol açar.
   
25:24 Kavgacı kadınla aynı evde oturmaktansa,
      Damın köşesinde oturmak yeğdir.
   
25:25 Susamış kişi için soğuk su neyse,
      Uzak ülkeden gelen iyi haber de öyledir.
   
25:26 Kötünün önünde pes eden doğru kişi,
      Suyu bulanmış pınar, kirlenmiş kuyu gibidir.
   
25:27 Fazla bal yemek iyi değildir;
      Hep yüceltilmeyi beklemek de...
   
25:28 Kendini denetleyemeyen kişi
      Y
ıkılmış sursuz kent gibidir.

 

 

 

 

26.Bölüm

 

 


   
26:1 Yaz ortasında kar, hasatta yağmur uygun olmadığı gibi,
      Akılsıza da onur yakışmaz.
   
26:2 Öteye beriye uçuşan serçe
      Ve k
ırlangıç gibi,
      Hak edilmemiş lanet de tutmaz.
   
26:3 Ata kırbaç, eşeğe gem,
      Akılsızın sırtına da değnek gerek.
   
26:4 Akılsıza ahmaklığına göre karşılık verme,
      Yoksa sen de onun düzeyine inersin.
   
26:5 Akılsıza ahmaklığına uygun karşılık ver,
      Yoksa kendini bilge sanır.
   
26:6 Akılsızın eliyle haber gönderen,
      Kendi ayaklarını kesen biri gibi,
      Kendine zarar verir.
   
26:7 Akılsızın ağzında özdeyiş,
      Kötürümün sarkan bacakları gibidir.
   
26:8 Akılsızı onurlandırmak,
      Taşı sapana bağlamak gibidir.
   
26:9 Sarhoşun elindeki dikenli dal ne ise,
      Ak
ılsızın ağzında özdeyiş de odur.
   
26:10 Oklarını gelişigüzel fırlatan okçu neyse,
      Yoldan geçen akılsızı ya da sarhoşu ücretle tutan da öyledir.
   
26:11 Ahmaklığını tekrarlayan akılsız,
      Kusmuğuna dönen köpek gibidir.
   
26:12 Kendini bilge gören birini tanıyor musun?
      Akılsız bile ondan daha umut vericidir.
   
26:13 Tembel, «Yolda aslan var,
      Sokaklarda aslan dolaş
ıyor» der.
   
26:14 Menteşeleri üzerinde dönen kapı gibi,
      Tembel de yatağında döner durur.
   
26:15 Tembel elini sahana daldırır,
      Yeniden ağzına götürmeye üşenir.
   
26:16 Tembel kendini,
      Ak
ıllıca yanıt veren yedi kişiden daha bilge sanır.
   
26:17 Kendini ilgilendirmeyen bir kavgaya bulaşan kişi,
      Yoldan geçen köpe
ği kulaklarından tutana benzer.
   
26:18 26:19 Ateşli ve öldürücü oklar savuran bir deli neyse,
      Komşusunu aldat
ıp, «Şaka yapıyordum»
      Diyen de öyledir.
   
26:20 Odun bitince ateş söner,
      Dedikoducu yok olunca kavga diner.
   
26:21 Kor için kömür, ateş için odun neyse,
      Çekişmeyi alevlendirmek için kavgac
ı da öyledir.
   
26:22 Dedikodu tatlı lokma gibidir,
      İnsanın ta içine işler.
   
26:23 Okşayıcı dudaklarla kötü yürek,
      Sırlanmış toprak kaba benzer.
   
26:24 Yüreği nefret dolu kişi sözleriyle niyetini gizlemeye çalışır,
      Ama içi hile doludur.
   
26:25 Güzel sözlerine kanma,
      Çünkü yüre
ğinde yedi iğrenç şey vardır.
   
26:26 Nefretini hileyle örtse bile,
      Kötülü
ğü toplumun önünde ortaya çıkar.
   
26:27 Başkasının kuyusunu kazan içine kendi düşer,
      Taşı yuvarlayan altında kalır.
   
26:28 Yalancı dil incittiği kişilerden nefret eder,
      Yaltaklanan ağızdan yıkım gelir.

27.Bölüm


   
27:1 Yarınla övünme,
      Çünkü ne getireceğini bilemezsin.
   
27:2 Seni kendi ağzın değil, başkaları övsün,
      Kendi dudakların değil, yabancı övsün.
   
27:3 Taş ağırdır, kum bir yüktür,
      Ama ahmağın kışkırtması ikisinden de ağırdır.
   
27:4 Öfke zalim, hiddet azgındır,
      Ama kıskançlığa kim dayanabilir?
   
27:5ık bir azar,
      Gizli tutulan sevgiden iyidir.
   
27:6 Düşmanın öpücükleri aldatıcıdır,
      Ama dostun seni iyiliğin için yaralar.
   
27:7 Tok insanın canı balı bile çekmez,
      Aç kişiye en acı şey tatlı gelir.
   
27:8 Yuvasından uzak kalan kuş nasılsa,
      Yurdundan uzak kalan insan da öyledir.
   
27:9 Güzel koku ve buhur canı ferahlatır,
      Dostun verdiği öğüt insana tatlı gelir.
   
27:10 Kendi dostunu da babanın dostunu da bırakma
      Ve felakete uğradığın gün kardeşinin evine gitme;
      Yakın komşun uzaktaki kardeşten yeğdir.
   
27:11 Oğlum, bilgece davran ki yüreğim sevinsin,
      Beni ayıplayana yanıt vereyim.
   
27:12 İhtiyatlı kişi tehlikeyi görünce saklanır,
      Bönse öne atılır ve zarar görür.
   
27:13 Tanımadığı birine kefil olanın giysisini al;
      Bir yabancı için yapıyorsa bunu,
      Giysisini rehin tut.
   
27:14 Sabah sabah komşuya verilen gürültülü bir selam
      Küfür say
ılır.
   
27:15 Kavgacı kadının dırdırı
      Yağmurlu günde damlaların dinmeyen sesi gibidir.
   
27:16 Böyle bir kadını dizginlemeye kalkmak,
      Rüzgarı ya da yağı avuçta tutmaya çalışmak gibidir.
   
27:17 Demir demiri biler,
     
İnsan da insanı...
   
27:18 İncir ağacını budayan meyvesini yer,
      Efendisine hizmet eden onurlandırılır.
   
27:19 Su görüntümüzü nasıl yansıtıyorsa,
      Yürek de insanın içini yansıtır.
   
27:20 Ölüm ve yıkım diyarı insana doymaz,
      İnsanın gözü de hiç doymaz.
   
27:21 Altın ocakta, gümüş potada sınanır,
      İnsansa aldığı övgüyle sınanır.
   
27:22 Ahmağı buğdayla birlikte dibekte tokmakla dövsen bile,
      Ahmaklığından kurtulmaz.
   
27:23 Davarına iyi bak,
      Sığırlarına dikkat et.
   
27:24 Çünkü zenginlik kalıcı değildir
      Ve taç kuşaktan kuşağa geçmez.
   
27:25 Çayır biçilince, yeni çimen çıkınca,
      Dağlardaki otlar toplanınca,
   
27:26 Kuzular seni giydirir,
      Tekeler tarlan
ın bedeli olur.
   
27:27 Keçilerin sütü yalnız seni değil,
      Ev halkını, hizmetçilerini de doyurmaya yeter.

28.Bölüm


   
28:1 Kötü kişi kendisini kovalayan olmasa bile kaçar,
      Do
ğrularsa genç aslan gibi yüreklidir.
   
28:2 Ayaklanan ülke çok başlı olur,
      Ama akıllı, bilgili kişi düzeni sağlar.
   
28:3 Yoksulu ezen yoksul,
      Ürünü harap eden sa
ğanak yağmur gibidir.
   
28:4 Yasayı terk eden kötüyü över,
      Yerine getirense kötüye karşı çıkar.
   
28:5 Kötüler adaletten anlamaz,
      RAB'be yönelenlerse her yönüyle anlar.
   
28:6 Dürüst bir yoksul olmak,
      Yolsuzlukla zengin olmaktan ye
ğdir.
   
28:7 Kutsal Yasa'yı yerine getiren çocuk akıllıdır,
      Oburlarla arkadaşlık edense babasını utandırır.
   
28:8 Faiz ve tefecilikle malına mal katan kişi,
      Bunu yoksullara acıyan için biriktirir.
   
28:9 Yasaya kulağını tıkayanın
      Duası da iğrençtir.
   
28:10 Dürüst kişileri kötü yola saptıran
      Kendi kazdığı çukura düşer.
      İyiliği, özü sözü bir olanlar miras alacak.
   
28:11 Zengin kendini bilge sanır,
      Ama akıllı yoksul onun içini okur.
   
28:12 Doğruların zaferi coşkuyla kutlanır,
      Ama kötüler egemen olunca insan kaçacak yer arar.
   
28:13 Günahlarını gizleyen başarılı olmaz,
      İtiraf edip bırakansa merhamet bulur.
   
28:14 Günahtan çekinen ne mutludur!
     
İnatçılık edense belaya düşer.
   
28:15 Yoksul halkı yöneten kötü kişi
      Kükreyen aslan, saldırgan ayı gibidir.
   
28:16 Gaddar önderin aklı kıttır;
      Haksız kazançtan nefret edense uzun ömürlü olur.
   
28:17 Adam öldürmekten vicdan azabı çeken, mezara dek kaçacaktır;
      Kimse ona yardım etmesin.
   
28:18 Alnı ak yaşayan kurtulur,
      Yolsuzluk yapan ansızın yıkıma uğrar.
   
28:19 Toprağını işleyenin ekmeği bol olur,
      Hayal peşinde koşansa yoksulluğa doyar.
   
28:20 Güvenilir kişi bolluğa erer,
      Zengin olmaya can atansa beladan kurtulamaz.
   
28:21 Hatır gözetmek iyi değildir,
      Çünkü insan bir lokma ekmek için bile suç işler.
   
28:22 Cimri servet peşinde koşar,
      Yoksullu
ğa uğrayacağını düşünmez.
   
28:23 Başkasını azarlayan sonunda
      Pohpohlayandan daha çok beğeni kazanır.
   
28:24 Annesini ya da babasını soymayı günah saymayan,
      Haydutla birdir.
   
28:25 Açgözlü kavga çıkarır,
      RAB'be güvenense bolluk içinde yaşar.
   
28:26 Kendine güvenen akılsızdır,
      Bilgece davranan güvenlikte olur.
   
28:27 Yoksula verenin eksiği olmaz,
      Yoksulu görmezden gelense bir sürü lanete uğrar.
   
28:28 Kötüler egemen olunca insan kaçacak yer arar,
      Ama kötüler yok olunca do
ğrular çoğalır.

29.Bölüm


   
29:1 Defalarca azarlandığı halde dikbaşlılık eden,
      Ansızın yıkıma uğrayacak, çare yok.
   
29:2 Doğru kişiler çoğalınca halk sevinir,
      Kötü kişi hükümdar olunca halk inler.
   
29:3 Bilgeliği seven babasını sevindirir,
      Fahişelerle dostluk eden malını yitirir.
   
29:4 Adaletle yöneten kral ülkesini ayakta tutar,
      A
ğır vergiler koyansa çökertir.
   
29:5 Başkasını pohpohlayan kişi,
      Ona tuzak kurar.
   
29:6 Kötünün başkaldırısı kendine tuzak olur,
      Doğru kişiyse ezgi söyler ve sevinir.
   
29:7 Doğru kişi yoksulların hakkını verir,
      Kötü kişi hak hukuk nedir bilmez.
   
29:8 Alaycı kişiler kentleri bile karıştırır,
      Bilgelerse öfkeyi yatıştırır.
   
29:9 Bilge kişiyle davası olan ahmak
      Kızar, alay eder ve rahat vermez.
   
29:10 Kana susamışlar dürüst kişiden nefret eder,
      Doğrularsa onun canını korur.
   
29:11 Akılsız hep patlamaya hazırdır,
      Bilgeyse öfkesini dizginler.
   
29:12 Hükümdar yalana kulak verirse,
      Bütün görevlileri de kötü olur.
   
29:13 Zorbayla yoksulun ortak bir noktası var:
      İkisinin de gözünü açan RAB'dir.
   
29:14 Yoksulları adaletle yöneten kralın
      Tahtı hep güvenlikte olur.
   
29:15 Değnekle terbiye bilgelik kazandırır,
      Kendi haline bırakılan çocuksa annesini utandırır.
   
29:16 Kötüler çoğalınca başkaldırı da çoğalır,
      Ama doğrular onların düşüşünü görecektir.
   
29:17 Oğlunu terbiye et, o da sana huzur verecek
      Ve gönlünü hoşnut edecektir.
   
29:18 Tanrısal esinden yoksun olan halk
      Sınır tanımaz olur.
      Ne mutlu Kutsal Yasa'yı yerine getirene!
   
29:19 Köle salt sözle terbiye edilemez,
      Çünkü anlasa da kulak asmaz.
   
29:20 Sözünü tartmadan konuşan birini tanıyor musun?
      Akılsızın durumu bile onunkinden daha umut vericidir.
   
29:21 Çocukluğundan beri kölesini şımartan,
      Sonunda cezasını çeker.
   
29:22 Öfkeli kişi çekişme yaratır,
      Huysuz kişinin başkaldırısı eksik olmaz.
   
29:23 Kibir insanı küçük düşürür,
      Alçakgönüllülükse onur kazandırır.
   
29:24 Hırsızla ortak olanın düşmanı kendisidir,
      Mahkemede yemin etse de bildiğini söylemez.
   
29:25 İnsandan korkmak tuzaktır,
      Ama RAB'be güvenen güvenlikte olur.
   
29:26 Hükümdarın gözüne girmek isteyen çoktur,
      Ama RAB'dir insana adalet sağlayan.
   
29:27 Doğrular haksızlardan iğrenir,
      Kötüler de dürüst yaşayanlardan.

Agur'un Özdeyişleri

 

 

 

 

30.Bölüm

 

 

 

 

 

 


   
30:1 Massalı Yake oğlu Agur'un sözleri:
      Bu adam şöyle diyor:
      «Yoruldum, ey Tanrım, yoruldum ve tükendim.
 
   
30:2 Gerçekten ben insanların en cahiliyim,
      Bende insan aklı yok.
   
30:3 Bilgeliği öğrenmedim,
      Kutsal Olan'a ilişkin bilgiden de yoksunum.
   
30:4 Kim göklere çıkıp indi?
      Kim yeli avuçlarında topladı?
      Suları giysisiyle sarıp sarmalayan kim?
      Kim belirledi dünyanın sınırlarını?
      Adı nedir, oğlunun adı nedir, biliyorsan söyle!
   
30:5 Tanrı'nın her sözü güvenilirdir,
      O kendisine sığınan herkese kalkandır.
   
30:6 O'nun sözüne bir şey katma,
      Yoksa seni azarlar, yalanc
ı çıkarsın.
   
30:7 Ey Tanrı, iki şey diledim senden:
      Ben ölmeden bunları esirgeme benden.
   
30:8 Sahtekârlığı, yalanı benden uzak tut,
      Bana ne yoksulluk ne de zenginlik ver;
      Payıma düşen ekmeği ver, yeter.
   
30:9 Yoksa bolluktan, `Kimmiş RAB?' diye seni yadsır,
      Ya da yoksulluktan çalar
      Ve Tanrım'ın adını lekelemiş olurum.

   
30:10 «Köleyi efendisine çekiştirme,
      Yoksa sana lanet eder, sen de suçlu ç
ıkarsın.
   
30:11 Öyleleri var ki, babalarına lanet eder,
      Annelerine değer vermezler.
   
30:12 Öyleleri var ki, kendilerini tertemiz sanırlar,
      Oysa kötülüklerinden arınmış değiller.
   
30:13 Öyleleri var ki, kendilerinden üstün kimse yok sanır,
      Herkese tepeden bakarlar.
   
30:14 Öyleleri var ki, dişleri kılıç, çeneleri bıçaktır,
      Mazlumlarla yoksulları yutup yeryüzünden yok ederler.
   
30:15 Sülüğün iki kızı vardır, adları `Ver, ver'dir.
      Hiç doymayan üç şey,
      `Yeter' demeyen dört şey vardır:
   
30:16 Ölüler diyarı, kısır rahim,
      Suya doymayan toprak ve `Yeter' demeyen ateş.
   
30:17 Babasıyla alay edenin, annesinin sözünü hor görenin
      Gözünü vadideki kargalar oyacak;
      O akbabalara yem olacak.
   
30:18 Aklımın ermediği üç şey,
      Anlamadığım dört şey var:
   
30:19 Kartalın gökyüzünde,
      Yılanın kayada,
      Geminin denizde izlediği yol
      Ve erkeğin genç kızla tuttuğu yol.
   
30:20 Zina eden kadının yolu da şöyledir:
      Yer, ağzını siler,
      Sonra da, `Suç işlemedim' der.
   
30:21 Yeryüzü üç şeyin altında sarsılır;
      Katlanamadığı dört şey vardır:
   
30:22 Kölenin kral olması,
      Budalanın doyması,
   
30:23 Nefret edilen kadının evlenmesi
      Ve hizmetçinin hanımının yerine geçmesi.

   
30:24 «Dünyada dört küçük yaratık var ki,
      Çok bilgece davranırlar:
   
30:25 Karıncalar güçlü olmayan bir topluluktur,
      Ama yiyeceklerini yazdan biriktirirler.
   
30:26 Kaya tavşanları da güçsüz bir topluluktur,
      Ama yuvalarını kaya kovuklarında yaparlar.
   
30:27 Çekirgelerin kralı yoktur,
      Ama bölük bölük ilerlerler.
   
30:28 Kertenkele elle bile yakalanır,
      Ama kral saraylarında bulunur.

   
30:29 «Yürüyüşü gösterişli üç yaratık,
      Davranışı gösterişli dört yaratık var:
   
30:30 Hayvanların en güçlüsü olan
      Ve hiçbir şeyin önünde pes etmeyen aslan,
   
30:31 Tazı,  teke
      Ve ordusunun baş
ındaki kral.

   
30:32 «Eğer budala gibi kendini yücelttinse
      Ya da kötülük tasarladınsa,
      Dur ve düşün!
 
   
30:33 Çünkü nasıl sütü dövünce tereyağı,
      Burnu sıkınca kan çıkarsa,
      Öfkeyi kurcalayınca da kavga çıkar.»

 

 

Lemuel'in Özdeyişleri

 

 

 

 

31.Bölüm

 

 

 

 

 

 


   
31:1 Massa Kralı Lemuel'in sözleri,
      Annesinin ona öğrettikleri:

   
31:2 «Oğlum, rahmimin ürünü, ne diyeyim?
      Adaklarımın yanıtı oğlum, ne diyeyim?
   
31:3 Gücünü kadınlara,
      Gençliğini kralları mahvedenlere kaptırma!

   
31:4 «Şarap içmek krallara yakışmaz, ey Lemuel,
      Krallara yakışmaz!
      İçkiyi özlemek hükümdarlara yaraşmaz.
   
31:5 Çünkü içince kuralları unutur,
      Mazlumun hakkını yerler.
   
31:6 İçkiyi çaresize,
      Şarabı kaygı çekene verin.
   
31:7 İçsin ki yoksulluğunu unutsun,
      Artık sefaletini anmasın.
   
31:8 Ağzını hakkını savunamayan için,
      Kimsesizin davasını gütmek için aç.
   
31:9 Ağzını aç ve adaletle yargıla,
      Mazlumun, yoksulun hakkını savun.»

 

 

Erdemli Kadın  



   
31:10 Erdemli kadını kim bulabilir?
      Onun değeri mücevherden çok üstündür.
   
31:11 Kocası ona yürekten güvenir
      Ve kazancı eksilmez.
   
31:12 Kadın ona kötülükle değil,
      Yaşamı boyunca iyilikle karşılık verir.
   
31:13 Yün, keten bulur,
      Zevkle elleriyle işler.
   
31:14 Ticaret gemileri gibidir,
      Yiyece
ğini uzaktan getirir.
   
31:15 Gün ağarmadan kalkar,
      Ev halkına yiyecek, hizmetçilerine paylarını verir.
   
31:16 Bir tarlayı gözüne kestirip satın alır,
      El emeğiyle kazandığı parayla bağ diker.
   
31:17 Giyinip kollarını sıvar,
      Canla başla çalışır.
   
31:18 Ticaretinin kârlı olduğunu bilir,
      Çırası gece boyunca yanar.
   
31:19 Eliyle örekeyi tutar,
      Avucunda i
ği tutar.
   
31:20 Mazluma kollarını açar,
      Yoksula elini uzatır.
   
31:21 Kar yağınca ev halkı için kaygılanmaz,
      Çünkü hepsinin iki kat
  giysisi vardır.
   
31:22 Yatak örtüleri dokur,
      Kendi giysileri ince mor ketendendir.
   
31:23 Kocası ülkenin ileri gelenleriyle oturup kalkar,
      Kent kurulunda iyi tanınır.
   
31:24 Kadın diktiği keten giysilerle
      Ördüğü kuşakları tüccara satar.
   
31:25 Güç ve onurla kuşanmıştır,
      Geleceğe güvenle bakar.
   
31:26 Ağzından bilgelik akar,
      Dili iyilik öğütler.
   
31:27 Ev halkının işlerini yönetir,
      Tembellik nedir bilmez.
   
31:28 Çocukları önünde ayağa kalkıp onu kutlar,
      Kocası onu över.
   
31:29 «Soylu işler yapan çok kadın var,
      Ama sen hepsinden üstünsün» der.
   
31:30 Çekicilik aldatıcı, güzellik boştur;
      Ama RAB'be saygılı kadın övülmeye layıktır.
   
31:31 Ellerinin hak ettiğini verin kendisine,
      Yaptıkları için kent kurulunda övülsün.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

VAİZ

 

 

 

 

 

 

Her Şey Bomboş

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

1.Bölüm

 

 

 

 

 

 


   
1:1 Bunlar Yeruşalim'de krallık yapan Davut oğlu Vaiz'in sözleridir:

   
1:2 «Her şey boş, bomboş, bomboş!» diyor Vaiz.

   
1:3 Ne kazancı var insanın
      Güneşin altında harcadığı onca emekten?
   
1:4 Kuşaklar gelir, kuşaklar geçer,
      Ama dünya sonsuza dek kal
ır.
   
1:5 Güneş doğar, güneş batar,
      Hep doğduğu yere koşar.
   
1:6 Rüzgar güneye gider, kuzeye döner,
      Döne döne eserek
      Hep ayn
ı yolu izler.
   
1:7 Bütün ırmaklar denize akar,
      Yine de deniz dolmaz.
      Irmaklar hep çıktıkları yere döner.
   
1:8 Her şey yorucu,
      Sözcüklerle anlat
ılamayacak kadar.
      Göz görmekle doymuyor,
      Kulak işitmekle dolmuyor.
   
1:9 Önce ne olduysa, yine olacak.
      Önce ne yap
ıldıysa, yine yapılacak.
      Güneşin altında yeni bir şey yok.
   
1:10 Var mı kimsenin, «Bak bu yeni!» diyebileceği bir şey?
      Her şey çoktan, bizden yıllar önce de vardı.
   
1:11 Geçmiş kuşaklar anımsanmıyor,
      Gelecek kuşaklar da kendilerinden sonra gelenlerce anımsanmayacak.

 

 

 

 

Bilgelik Boştur

 

 

 

 

 

 

 

      1:12 Ben Vaiz, Yeruşalim'de İsrail kralıyken 1:13 kendimi göklerin altında yapılan her şeyi bilgece araştırıp incelemeye adadım. Tanrı'nın uğraşsınlar diye insanlara verdiği çetin bir zahmettir bu. 1:14 Güneşin altında yapılan bütün işleri gördüm; hepsi boştur, rüzgarı kovalamaya kalkışmaktır! 1:15 Eğri olan doğrultulamaz, eksik olan sayılamaz.

 

 

 

 

 

 

      1:16 Kendi kendime, «İşte, bilgeliğimi benden önce Yeruşalim'de krallık yapan herkesten çok artırdım» dedim, «Alabildiğine bilgi ve bilgelik edindim.» 1:17 Kendimi bilgi ve bilgeliği, deliliği ve akılsızlığı anlamaya adadım. Gördüm ki, bu da yalnızca rüzgarı kovalamaya kalkışmakmış. 1:18 Çünkü çok bilgelik çok keder doğurur, bilgi arttıkça acı da artar.

 

 

 

 

Zevklerin Anlamsızlığı

 

 

 

 

 

 

 

2.Bölüm

 

 

 

 

 

 

      2:1 Kendi kendime, «Gel, zevki tat. İyi mi, değil mi, gör» dedim. Ama gördüm ki, o da boş. 2:2 Gülmeye, «Delilik», zevke, «Ne işe yarar?» dedim. 2:3 İnsanların göklerin altında geçirdiği birkaç günlük ömürleri boyunca, yapacakları iyi bir şey olup olmadığını görünceye dek, bilgeliğimin önderliğinde, bedenimi şarapla nasıl canlandırayım, akılsızlığı nasıl ele alayım diye düşündüm durdum.

 

 

 

 

      2:4 Büyük işlere girdim. Kendime evler inşa ettim, bağlar diktim. 2:5 Bahçeler, parklar yaptım, oralara türlü türlü meyve ağaçları diktim. 2:6 Dal budak salan orman ağaçlarını sulamak için havuzlar yaptım. 2:7 Kadın, erkek köleler satın aldım; evimde doğan kölelerim de vardı. Ayrıca benden önce Yeruşalim'de yaşayan herkesten çok sığıra, davara sahip oldum. 2:8 Altın, gümüş biriktirdim; kralların, illerin hazinelerini topladım. Kadın, erkek şarkıcılar ve erkeklerin özlemi olan bir harem edindim. 2:9 Böylece büyük üne kavuştum, benden önce Yeruşalim'de yaşayanların hepsini aştım. Bilgeliğimden de bir şey yitirmedim.
   
2:10 Gözümün dilediği hiçbir şeyi kendimden esirgemedim.
      Gönlümü hiçbir zevkten alıkoymadım.
      Yaptığım her işten zevk aldı gönlüm.
      Bütün emeğimin ödülü bu oldu.
   
2:11 Yaptığım bütün işlere,
      Çektiğim bütün emeklere bakınca,
      Gördüm ki, hepsi boş ve rüzgarı kovalamaya kalkışmakmış.
      Güneşin altında hiçbir kazanç yokmuş.

 

 

Bilgelik Akılsızlıktan Üstündür



   
2:12 Sonra bilgelik, delilik, akılsızlık nedir diye baktım;
      Çünkü kralın yerine geçecek kişi
      Zaten yapılanın ötesinde ne yapabilir ki?
   
2:13ığın karanlıktan üstün olduğu gibi
      Bilgeliğin de akılsızlıktan üstün olduğunu gördüm.
   
2:14 Bilge nereye gittiğini görür,
      Ama akılsız karanlıkta yürür.
      İkisinin de aynı sonu paylaştığını gördüm.
   
2:15 «Akılsızın başına gelen, benim de başıma gelecek»
      Dedim kendi kendime, «Öyleyse kazancım ne bilgelikten?»
      «Bu da boş» dedim içimden.
   
2:16 Çünkü akılsız gibi, bilge de uzun süre anılmaz,
      Gelecekte ikisi de unutulur.
      Nitekim bilge de akılsız gibi ölür!

Çalışmanın Anlamsızlığı



   
2:17 Böylece hayattan nefret ettim.
      Çünkü güneşin alt
ında yapılan iş çetindi bence.
      Her şey boş ve rüzgarı kovalamaya kalkışmakmış.

      2:18 Güneşin altında harcadığım bütün emekten nefret ettim. Çünkü her şeyi benden sonra gelecek olana bırakmak zorundayım. 2:19 Kim bilir, bilge mi olacak, akılsız mı? Güneşin altında bilgeliğimi kullanarak harcadığım bütün emek üzerinde saltanat sürecek. Bu da boş. 2:20 Bu yüzden güneşin altında harcadığım onca emeğe üzülmeye başladım. 2:21 Çünkü biri bilgelik, bilgi ve beceriyle çalışır, sonunda her şeyini hiç emek vermemiş başka birine bırakmak zorunda kalır. Bu da boş ve büyük bir hüsrandır. 2:22 Çünkü ne kazancı var adamın, güneşin altında harcadığı bunca emekten, bunca kafa yormaktan? 2:23 Günler boyunca çektiği zahmet acı ve dert doğurur. Gece bile içi rahat etmez. Bu da boş.

      2:24 İnsan için yemekten, içmekten ve yaptığı işten zevk almaktan daha iyi bir şey yoktur. Gördüm ki, bu da Tanrı'dandır. 2:25 O'nsuz kim yiyebilir, kim zevk alabilir? 2:26 Çünkü Tanrı bilgiyi, bilgeliği, sevinci hoşnut kaldığı insana verir. Günahkâra ise, yığma, biriktirme zahmeti verir; biriktirdiklerini Tanrı'nın hoşnut kaldığı insanlara bıraksın diye. Bu da boş ve rüzgarı kovalamaya kalkışmakmış.

Her Şeyin Zamanı Var

 

 

 

 

3.Bölüm

 

 

 

 

 

 


   
3:1 Her şeyin mevsimi, göklerin altındaki her olayın zamanı vardır.
   
3:2 Doğmanın zamanı var, ölmenin zamanı var.
      Dikmenin zamanı var, sökmenin zamanı var.
   
3:3 Öldürmenin zamanı var, şifa vermenin zamanı var.
      Yıkmanın zamanı var, yapmanın zamanı var.
   
3:4 Ağlamanın zamanı var, gülmenin zamanı var.
      Yas tutmanın zamanı var, oynamanın zamanı var.
   
3:5 Taş atmanın zamanı var, taş toplamanın zamanı var.
      Kucaklaşmanın zamanı var, kucaklaşmamanın zamanı var.
   
3:6 Aramanın zamanı var, vazgeçmenin zamanı var.
      Saklamanın zamanı var, atmanın zamanı var.
   
3:7 Yırtmanın zamanı var, dikmenin zamanı var.
      Susmanın zamanı var, konuşmanın zamanı var.
   
3:8 Sevmenin zamanı var, nefret etmenin zamanı var.
      Savaşın zamanı var, barışın zamanı var.

 

 

 

 

      3:9 Çalışanın harcadığı emekten ne kazancı var? 3:10 Tanrı'nın uğraşsınlar diye insanlara verdiği zahmeti gördüm. 3:11 O her şeyi zamanında güzel yaptı. İnsanların yüreğine sonsuzluk kavramını koydu. Yine de insan Tanrı'nın yaptığı işi başından sonuna dek anlayamaz. 3:12 İnsan için yaşamı boyunca mutlu olmaktan, iyi yaşamaktan daha iyi bir şey olmadığını biliyorum. 3:13 Her insanın yiyip içmesi, yaptığı her işle doyuma ulaşması bir Tanrı armağanıdır. 3:14 Tanrı'nın yaptığı her şeyin sonsuza dek süreceğini biliyorum. Ona ne bir şey eklenebilir ne de ondan bir şey çıkarılabilir. Tanrı insanların kendisine saygı duymaları için bunu yapıyor.
   
3:15 Şimdi ne oluyorsa, geçmişte de oldu,
      Ne olacaksa, daha önce de olmuştur.
      Tanr
ı geçmiş olayların hesabını soruyor.
   
3:16 Güneşin altında bir şey daha gördüm:
      Adaletin ve doğruluğun yerini kötülük almış.
   
3:17 İçimden «Tanrı doğruyu da, kötüyü de yargılayacaktır» dedim,
      «Çünkü her olayın, her eylemin zamanını belirledi.»

 

 

      3:18 İnsanlara gelince, «Tanrı hayvan olduklarını görsünler diye insanları sınıyor» diye düşündüm. 3:19 Çünkü insanların başına gelen hayvanların da başına geliyor. Aynı sonu paylaşıyorlar. Biri nasıl ölüyorsa, öbürü de öyle ölüyor. Hepsi aynı soluğu taşıyor. İnsanın hayvandan üstünlüğü yoktur. Çünkü her şey boş. 3:20 İkisi de aynı yere gidiyor; topraktan gelmiş, toprağa dönüyor. 3:21 Kim biliyor insan ruhunun  yukarıya çıktığını, hayvan ruhunun  aşağıya, yeraltına indiğini?

      3:22 Sonuçta insanın yaptığı işten zevk almasından daha iyi bir şey olmadığını gördüm. Çünkü onun payına düşen budur. Kendisinden sonra olacakları görmesi için kim onu geri getirebilir?

Dünyadaki Eziyetler

 

 

 

 

4.Bölüm

 

 

 

 

 

 


   
4:1 Güneşin altında yapılan baskılara bir daha baktım,
      Ezilenlerin gözyaşlarını gördüm;
      Avutanları yok,
      Güç ezenlerden yana,
      Avutanları yok.
   
4:2 Çoktan ölmüş ölüleri,
      Hâlâ sa
ğ olan yaşayanlardan daha mutlu gördüm.
   
4:3 Ama henüz doğmamış,
      Güneşin altında yapılan kötülükleri görmemiş olan
      İkisinden de mutludur.

 

 

 

 

      4:4 Harcanan her emeğin, yapılan her ustaca işin ardında kıskançlık olduğunu gördüm. Bu da boş ve rüzgarı kovalamaya kalkışmakmış.
   
4:5 Akılsız ellerini kavuşturup kendi kendini yer.
   
4:6 Rahat kazanılan bir avuç dolusu
      Zahmetle, rüzgarı kovalamaya kalkışarak kazanılan
      İki avuç dolusundan daha iyidir.

 

 

Yalnızlığın Anlamsızlığı



   
4:7 Güneşin altında bir boş şey daha gördüm:
   
4:8 Yalnız bir adam vardı,
      Oğlu da kardeşi de yoktu.
      Çabaları dinmek nedir bilmezdi,
      Gözü zenginliğe doymazdı.
      «Kimin için çalışıyorum,
      Neden kendimi zevkten yoksun bırakıyorum?» diye sormazdı.
      Bu da boş ve çetin bir zahmettir.

   
4:9 İki kişi bir kişiden iyidir,
      Çünkü emeklerine iyi karşılık alırlar.
   
4:10 Biri düşerse, öteki kaldırır.
      Ama yalnız olup da düşenin vay haline!
      Onu kaldıran olmaz.
   
4:11 Ayrıca iki kişi birlikte yatarsa, biribirini ısıtır.
      Ama tek başına yatan nasıl ısınabilir?
   
4:12 Yalnız biri yenik düşer,
      Ama iki kişi direnebilir.
      Üç kat iplik kolay kolay kopmaz.

Yükselmenin Anlamsızlığı

 

 

 

 

      4:13 Yoksul ama bilge bir genç artık öğüt almayı bilmeyen kocamış akılsız kraldan iyidir. 4:14 Çünkü genç, ülkesinde yoksulluk içinde doğsa bile cezaevinden krallığa yükselebilir. 4:15 Güneşin altında yaşayan herkesin kralın yerine geçen genci izlediğini gördüm. 4:16 Yeni kralın yönettiği halk sayısız olabilir. Yine de sonrakiler ondan hoşnut olmayabilir. Gerçekten bu da boş ve rüzgarı kovalamaya kalkışmaktır.

 

 

 

 

 

 

Tanrı'ya Karşı Tutumumuz

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

5.Bölüm

 

 

 

 

 

 

      5:1 Tanrı'nın evine gittiğinde davranışına dikkat et. Yaptıkları kötülüğün farkında olmayan akılsızlar gibi kurban sunmak için değil, dinlemek için yaklaş.

   
5:2 Ağzını çabuk açma,
      Tanrı'nın önünde hemen konuya girme,
      Çünkü Tanrı gökte, sen yerdesin,
      Bu yüzden, az konuş.
   
5:3 Çok tasa kötü düş,
      Çok söz ak
ılsızlık doğurur.

 

 

 

 

      5:4 Tanrı'ya adak adayınca, yerine getirmekte gecikme. Çünkü O akılsızlardan hoşlanmaz. Adağını yerine getir! 5:5 Adamamak, adayıp da yerine getirmemekten iyidir. 5:6 Ağzının seni günaha sürüklemesine izin verme. Ulağın  önünde: «Adağım yanlıştı» deme. Tanrı niçin senin sözlerine öfkelensin, yaptığın işi yok etsin? 5:7 Çünkü çok düş kurmak hayalciliğe ve laf kalabalığına yol açar; Tanrı'ya saygı göster.

 

 

Zenginliğin Anlamsızlığı

 

 

 

 

      5:8 Bir yerde yoksullara baskı yapıldığını, adaletin ve doğruluğun çiğnendiğini görürsen şaşma; çünkü üstü gözeten daha üst biri var, onların da üstleri var. 5:9 Tarlaların sürülmesini isteyen bir kral ülke için her bakımdan yararlıdır.

   
5:10 Parayı seven paraya doymaz,
      Zenginliği seven kazancıyla yetinmez.
      Bu da boştur.

   
5:11 Mal çoğaldıkça yiyeni de çoğalır.
      Sahibine ne yararı var, seyretmekten başka?

   
5:12 Az yesin, çok yesin işçi rahat uyur,
      Ama zenginin mal
ı zengini uyutmaz.

   
5:13 5:14 Güneşin altında acı bir kötülük gördüm:
      Sahibinin zararına biriktirilen
      Ve bir talihsizlikle yok olup giden servet.
      Böyle bir servet sahibi baba olsa bile,
      Oğluna bir şey bırakamaz.
   
5:15 Annesinin rahminden çıplak çıkar insan.
      Dünyaya nasıl geldiyse öyle gider,
      Emeğinden hiçbir şey götürmez elinde.

   
5:16 Dünyaya nasıl geldiyse öyle gider insan.
      Bu da acı bir kötülüktür.
      Ne kazancı var yel için zahmet çekmekten?
   
5:17 Ömrü boyunca büyük üzüntü, hastalık, öfke içinde
      Karanlıkta yiyor.

 

 

 

 

 

 

      5:18 Gördüm ki, iyi ve güzel olan şu: Tanrı'nın insana verdiği birkaç günlük ömür boyunca yemek, içmek, güneşin altında harcadığı emekten zevk almak. Çünkü insanın payına düşen budur. 5:19 Üstelik Tanrı bir insana mal mülk veriyor, onu yemesi, ödülünü alması, yaptığı işten mutluluk duyması için ona güç veriyorsa, bu bir Tanrı armağanıdır. 5:20 Bu yüzden insan, geçen ömrünü pek düşünmez. Çünkü Tanrı onun yüreğini mutlulukla meşgul e

 

 

 

 

6.Bölüm

 

 

      6:1 Güneşin altında insana ağır gelen bir kötülük gördüm: 6:2 Adam vardır, Tanrı kendisine mal, mülk, saygınlık verir, yerine gelmeyecek isteği yoktur. Ama Tanrı yemesine izin vermez; bir yabancı yer. Bu da boş ve acı bir derttir.

      6:3 Bir adam yüz çocuk babası olup uzun yıllar yaşamış, ama uzun ömrüne karşılık, zenginliğin tadını çıkaramamış, bir mezara bile gömülmemişse, düşük çocuk ondan iyidir derim. 6:4 Çünkü düşük çocuk boş yere doğuyor, karanlık içinde geçip gidiyor, adı karanlığa gömülüyor. 6:5 6:6 Ne güneş yüzü görüyor, ne de bir şey tanıyor. Öbür adam iki kez biner yıl yaşasa bile mutluluk duymaz, düşük çocuk ondan rahattır. Hepsi aynı yere gitmiyor mu?

   
6:7 İnsan hep boğazı için çalışır,
      Yine de doymaz.
   
6:8 Bilgenin akılsızdan ne üstünlüğü var?
      Yoksul başkasına nasıl davranacağını bilmekle ne yarar sağlar?
   
6:9 Gözün gördüğü gönlün çektiğinden iyidir.
      Bu da boş ve rüzgarı kovalamaya kalkışmaktır.

   
6:10 Ne varsa, adı çoktan konmuştur,
      İnsanın da ne olduğu biliniyor.
      Kimse kendinden güçlü olanla çekişemez.
   
6:11 Söz çoğaldıkça anlam azalır,
      Bunun kime yararı olur?

      6:12 Çünkü gölge gibi gelip geçen kısa ve boş ömründe insana neyin yararlı olduğunu kim bilebilir? Bir adama kendisinden sonra güneşin altında neler olacağını kim söyleyebilir?

Bilgelik

 

 

 

 

7.Bölüm

 

 

 

 

 

 


   
7:1 İyi ad hoş kokulu yağdan,
      Ölüm günü doğum gününden iyidir.
   
7:2 Yas evine gitmek, şölen evine gitmekten iyidir.
      Çünkü her insan
ın sonu ölümdür,
      Yaşayan herkes bunu aklında tutmalı.
   
7:3 Üzüntü gülmekten iyidir,
      Çünkü yüz mahzun olunca yürek sevinir.
   
7:4 Bilge kişinin aklı yas evindedir,
      Akılsızın aklıysa şenlik evinde.
   
7:5 Bilgenin azarını işitmek,
      Akılsızın türküsünü işitmekten iyidir.
   
7:6 Çünkü akılsızın gülmesi,
      Kazanın altındaki çalıların çatırtısı gibidir.
      Bu da boştur.

   
7:7 Haksız kazanç bilgeyi delirtir,
      Rüşvet karakteri bozar.

   
7:8 Bir olayın sonu başlangıcından iyidir.
      Sabırlı kibirliden iyidir.
   
7:9 Çabuk öfkelenme,
      Çünkü öfke ak
ılsızların bağrında barınır.

   
7:10 «Neden geçmiş günler bugünlerden iyiydi?» diye sorma,
      Çünkü bu bilgece bir soru de
ğil.

   
7:11 Bilgelik miras kadar iyidir,
      Güneşi gören herkes için yararl
ıdır.
   
7:12 Bilgelik siperdir, para da siper,
      Bilginin yarar
ı ise şudur:
      Bilgelik ona sahip olan kişinin yaşamını korur.

   
7:13 Tanrı'nın yaptığını düşün:
      O'nun eğrilttiğini kim doğrultabilir?
   
7:14 İyi günde mutlu ol,
      Ama kötü günde dikkatle düşün;
      Tanrı birini öbürü gibi yaptı ki,
      İnsan kendisinden sonra neler olacağını bilmesin.

   
7:15 Boş ömrümde şunları gördüm:
      Doğru insan doğruluğuna karşın ölüyor,
      Kötü insanın ise, kötülüğüne karşın ömrü uzuyor.
   
7:16 Ne çok doğru ol ne de çok bilge.
      Niçin kendini yok edesin?
   
7:17 Ne çok kötü ol ne de akılsız.
      Niçin vaktinden önce ölesin?
   
7:18 Birini tutman iyidir,
      Öbüründen de elini çekme.
      Çünkü Tanr
ı'ya saygı duyan ikisini de başarır.

   
7:19 Bilgelik, bilge kişiyi kentteki on yöneticiden daha güçlü kılar.
   
7:20 Çünkü yeryüzünde hep iyilik yapan,
      Hiç günah işlemeyen do
ğru insan yoktur.

   
7:21 İnsanların söylediği her söze aldırma,
      Yoksa uşağının bile sana sövdüğünü duyabilirsin.
   
7:22 Çünkü sen de birçok kez
      Başkalar
ına sövdüğünü pekâlâ biliyorsun.

   
7:23 Bütün bunları bilgelikle denedim:
      «Bilge olacağım» dedim.
      Ama bu beni aşıyordu.
   
7:24 Bilgelik denen şey
      Uzak ve çok derindir, onu kim bulabilir?
   
7:25 Böylece, bilgelik ve çözüm aramaya, incelemeye, kavramaya,
      Kötülü
ğün akılsızlık, akılsızlığın delilik olduğunu anlamaya kafa yordum.

   
7:26 Kimi kadını ölümden acı buldum.
      O kadın ki, kendisi tuzak, yüreği kapan, elleri zincirdir.
      Tanrı'nın hoşnut kaldığı insan ondan kaçar,
      Günah işleyense ona tutsak olur.

   
7:27 Vaiz diyor ki, «Şunu gördüm:
      Bir çözüm bulmak için
      Bir şeyi öbürüne eklerken
   
7:28 -Araştırıp hâlâ bulamazken-
      Binde bir adam buldum,
      Ama aralarında bir kadın bulamadım.
   
7:29 Bulduğum tek şey:
      Tanrı insanları doğru yarattı,
      Oysa onlar hâlâ karmaşık çözümler arıyorlar.»

 

 

 

 

8.Bölüm

 

 


   
8:1 Bilge insan gibisi var mı?
      Kim olup bitenlerin anlamını bilebilir?
      Bilgelik insanın yüzünü aydınlatır,
      Sert görünüşünü değiştirir.

Kralı Dinle

 

 

 

 

      8:2 Kralın buyruğuna uy, diyorum. Çünkü Tanrı'nın önünde ant içtin. 8:3 Kralın huzurundan ayrılmak için acele etme. Kötülüğe bulaşma. Çünkü o dilediği her şeyi yapar. 8:4 Kralın sözünde güç vardır. Kim ona, «Ne yapıyorsun?» diyebilir?

   
8:5 Onun buyruğuna uyan zarar görmez.
      Bilge kişi bunun zamanını ve yolunu bilir.
   
8:6 Çünkü her işin bir zamanı ve yolu vardır.
      İnsanın derdi kendine yeter.
   
8:7 Kimse geleceği bilmez,
      Kim kime geleceği bildirebilir?
   
8:8 Rüzgarı  tutup ona egemen olmaya kimsenin gücü yetmediği gibi,
      Ölüm gününe egemen olmaya da kimsenin gücü yetmez.
      Savaştan kaçış olmadığı gibi, kötülük de sahibini kurtaramaz.

 

 

 

 

 

 

      8:9 Bütün bunları gördüm ve güneşin altında yapılan her iş üzerinde kafa yordum. Gün gelir, insanın insana egemenliği kendine zarar verir. 8:10 Bir de kötülerin gömüldüğünü gördüm. Kutsal yere girip çıkar, kötülük yaptıkları kentte övülürlerdi. Bu da boş.

 

 

 

 

      8:11 Suçlu çabuk yargılanmazsa, insanlar kötülük etmek için cesaret bulur. 8:12 Günahlı yüz kez kötülük edip uzun yaşasa bile, Tanrı'dan korkanların, O'nun önünde saygıyla duranların iyilik göreceğini biliyorum. 8:13 Oysa kötü, Tanrı'dan korkmadığı için iyilik görmeyecek, gölge gibi olan ömrü uzamayacaktır.

 

 

      8:14 Yeryüzünde boş bir şey daha var: Kötülerin hak ettiği doğruların, doğruların hak ettiğiyse kötülerin başına geliyor. Bu da boş, diyorum. 8:15 Mutluluğu övgüye değer buldum. Çünkü güneşin altında insan için yiyip içmekten, mutlu olmaktan daha iyi bir şey yoktur. Çünkü Tanrı'nın güneşin altında kendisine verdiği ömür boyunca çektiği zahmetten insana kalacak olan budur.

      8:16 Bilgeliği ve dünyada çekilen zahmeti anlamak için kafamı yorunca -öyleleri var ki, gece gündüz gözüne uyku girmez- 8:17 Tanrı'nın yaptığı her şeyi gördüm. İnsan güneşin altında olup bitenleri keşfedemez. Arayıp bulmak için ne kadar çaba harcarsa harcasın, yine de anlamını bulamaz. Bilge kişi anladığını söylese bile gerçekten kavrayamaz.

İnsanlar Tanrı'nın Elindedir

 

 

 

 

9.Bölüm

 

 

 

 

 

 

      9:1 Böylece bütün bunları düşünüp taşındım ve şu sonuca vardım: Doğrular, bilgeler ve yaptıkları her şey Tanrı'nın elindedir. Onları sevginin mi, nefretin mi beklediğini kimse bilmez.

 

 

 

 

      9:2 Herkesin başına aynı şey geliyor. Doğrunun, iyinin, kötünün, temizin, kirlinin, kurban sunanla sunmayanın başına gelen şey aynı.
    İyi insana ne oluyorsa, günahlıya da oluyor;
      Ant içene ne oluyorsa, ant içmekten korkana da aynısı oluyor.

 

 

      9:3 Güneşin altında yapılan işlerin tümünün kötü yanı şu ki, herkesin başına aynı şey geliyor. Üstelik insanların içi kötülük doludur, yaşadıkları sürece içlerinde delilik vardır. Ardından ölüp gidiyorlar. 9:4 Yaşayanlar arasındaki herkes için umut vardır. Evet, sağ köpek ölü aslandan iyidir!

   
9:5 Çünkü yaşayanlar öleceğini biliyor,
      Ama ölüler hiçbir şey bilmiyor.
      Onlar için artık ödül yoktur,
      Anıları bile unutulmuştur.
   
9:6 Sevgileri, nefretleri,
      K
ıskançlıkları çoktan bitmiştir.
      Güneşin altında yapılanlardan
      Bir daha payları olmayacaktır.

      9:7 Git, sevinçle ekmeğini ye, neşeyle şarabını iç. Çünkü yaptıkların baştan beri Tanrı'nın hoşuna gitti. 9:8 Giysilerin hep ak olsun. Başından zeytinyağı eksilmesin. 9:9 Güneşin altında Tanrı'nın sana verdiği boş ömrün bütün günlerini, bütün anlamsız günlerini sevdiğin karınla güzel güzel yaşayarak geçir. Çünkü hayattan ve güneşin altında harcadığın emekten payına düşecek olan budur. 9:10 Çalışmak için eline ne geçerse, var gücünle çalış. Çünkü gitmekte olduğun ölüler diyarında iş, tasarı, bilgi ve bilgelik yoktur.

   
9:11 Güneşin altında bir şey daha gördüm:
      Yarışı hızlı koşanlar,
      Savaşı yiğitler,
      Ekmeği bilgeler,
      Serveti akıllılar,
      Beğeniyi bilgililer kazanmaz.
      Ama zaman ve şans hepsinin önüne çıkar.

   
9:12 Dahası insan kendi vaktini bilmez:
      Balığın acımasız ağa, kuşun kapana düştüğü gibi,
      İnsanlar da üzerlerine ansızın çöken kötü zamana yakalanırlar.

Bilgelik Akılsızlıktan İyidir

 

 

 

 

      9:13 Güneşin altında bilgelik olarak şunu da gördüm, beni çok etkiledi: 9:14 Çok az insanın yaşadığı küçük bir kent vardı. Güçlü bir kral saldırıp onu kuşattı. Karşısına büyük rampalar kurdu. 9:15 Kentte yoksul ama bilge bir adam vardı. Bilgeliğiyle kenti kurtardı. Ne var ki, kimse bu yoksul adamı anmadı. 9:16 Bunun üzerine, «Bilgelik güçten iyidir» dedim, «Ne yazık ki, yoksul insanın bilgeliği küçümseniyor, söyledikleri dikkate alınmıyor.»

   
9:17 Bilgenin sessizce söylediği sözler,
      Akılsızlar arasındaki önderin bağırışından iyidir.
   
9:18 Bilgelik silahtan iyidir,
      Ama bir deli ç
ıkar, her şeyi berbat e

 

 

 

 

 

 

10.Bölüm

 

 

 

 


   
10:1 Ölü sinekler attarın ıtırını kokutur.
      Biraz aptallık da bilgeliği ve saygınlığı bastırır.
   
10:2 Bilgenin yüreği hep doğruya eğilimlidir,
      Akılsızın ise, hep yanlışa.
   
10:3 Yolda yürürken bile akılsızın aklı kıttır,
      Akılsız olduğunu herkese gösterir.
   
10:4 Yöneticinin öfkesi sana karşı alevlenirse,
      Yerinden ayrılma;
      Çünkü serinkanlılık büyük yanlışları bastırır.

   
10:5 Güneşin altında gördüğüm bir haksızlık var,
      Yöneticiden kaynaklanan bir yanlışı andırıyor:
   
10:6 Zenginler düşük makamlarda otururken,
      Aptallar yüksek makamlara atan
ıyor.
   
10:7 Köleleri at sırtında,
      Önderleri yerde köleler gibi yürürken gördüm.

   
10:8 Çukur kazan içine kendi düşer,
      Duvarda gedik açan
ı yılan sokar.
   
10:9 Taş çıkaran taştan incinir,
      Odun yaran tehlikeye girer.

   
10:10 Balta körse, ağzı bilenmemişse,
      Daha çok güç gerektirir;
      Ama bilgelik başarı doğurur.

   
10:11 Yılan büyü yapılmadan önce sokarsa,
      Büyücünün yararı olmaz.

   
10:12 Bilgenin ağzından çıkan sözler benimsenir,
      Oysa akılsız kendi ağzıyla yıkımına yol açar.
   
10:13 Sözünün başı aptallık,
      Sonu zırdeliliktir.
   
10:14 Akılsız konuştukça konuşur.

    Kimse ne olacağını bilmez.
      Kim ona kendisinden sonra ne olacağını bildirebilir?

   
10:15 Akılsızın emeği kendini öylesine yıpratır ki,
      Kente bile nasıl gideceğini bilemez.

   
10:16 Kralın bir çocuksa, 
      Önderlerin sabah şölen veriyorsa, vay sana, ey ülke!
   
10:17 Kralın soyluysa,
      Önderlerin sarhoşluk için değil
      Güçlenmek için vaktinde yemek yiyorsa, ne mutlu sana, ey ülke!

   
10:18 Tembellikten dam çöker,
      Miskinlikten çat
ı akar.
   
10:19 Şölen eğlenmek için yapılır,
      Şarap yaşama sevinç katar,
      Paraysa her ihtiyacı karşılar.

   
10:20 İçinden bile krala sövme,
      Yatak odanda zengine lanet etme,
      Çünkü gökte uçan kuşlar haber taşır,
      Kanatlı varlıklar söylediğini aktarır.

 

 

İyilik Yap, Denize At

 

 

 

 

11.Bölüm

 

 

 

 

 

 


   
11:1 Ekmeğini suya at, 
      Çünkü günler sonra onu bulursun.
   
11:2 Yedi, hatta sekiz kişiye pay ver,
      Çünkü ülkenin baş
ına ne felaket geleceğini bilemezsin.
   
11:3 Bulutlar su yüklüyse,
      Yeryüzüne döker ya
ğmurlarını.
      Ağaç ister güneye ister kuzeye devrilsin,
      Devrildiği yerde kalır.
   
11:4 Rüzgarı gözeten ekmez,
      Bulutlara bakan biçmez.

   
11:5 Ana rahmindeki çocuğun nasıl ruh ve beden aldığını bilmediğin gibi,
      Her şeyi yaratan Tanrı'nın yaptıklarını da bilemezsin.

   
11:6 Tohumunu sabah ek,
      Akşam da elin boş durmas
ın.
      Çünkü bu mu iyi, şu mu,
      Yoksa ikisi de aynı sonucu mu verecek, bilemezsin.

   
11:7ık tatlıdır,
      Güneşi görmek güzeldir.
   
11:8 Evet, insan uzun yıllar yaşarsa,
      Sevinçle yaşasın.
      Ama karanlık günleri unutmasın,
      Çünkü onlar da az değil.
      Gelecek her şey boştur.

 

 

 

 

Gençliğinin Değerini Bil

 

 



   
11:9 Ey delikanlı, gençliğinle sevin,
      Bırak gençlik günlerinde yüreğin sevinç duysun.
      Gönlünün isteklerini, gözünün gördüklerini izle,
      Ama bil ki, bütün bunlar için Tanrı seni yargılayacaktır.
   
11:10 Öyleyse at tasayı yüreğinden,
      Uzaklaştır derdi bedeninden.
      Çünkü gençlik de dinçlik de boştur.

12.Bölüm


   
12:1 12:2 Bu yüzden zor günler gelmeden,
      «Zevk alm
ıyorum» diyeceğin yıllar yaklaşmadan,
      Güneş, ışık, ay ve yıldızlar kararmadan
      Ve yağmurdan sonra bulutlar geri dönmeden,
      Gençlik günlerinde seni yaratanı anımsa.
   
12:3 O gün, evi bekleyenler titreyecek,
      Güçlüler e
ğilecek,
      Öğütücüler azaldığı için duracak,
      Pencereden bakanlar kararacak.
   
12:4 Değirmen sesi yavaşlayınca,
      Sokağa açılan çift kapı kapanacak,
      İnsanlar kuş sesiyle uyanacak,
 
      Ama şark
ıların sesini duyamayacaklar.
   
12:5 Dahası yüksek yerden,
      Sokaktaki tehlikelerden korkacaklar;
      Badem ağacı çiçek açacak,
      Çekirge ağırlaşacak,
      Tutku zayıflayacak.
 
      Çünkü insan sonsuzluk evine gidecek,
      Yas tutanlar sokakta dolaşacak.

   
12:6 Gümüş tel kopmadan,
      Alt
ın tas kırılmadan,
      Testi çeşmede parçalanmadan,
      Kuyu makarası kırılmadan,
   
12:7 Toprak geldiği yere dönmeden,
      Ruh onu veren Tanrı'ya dönmeden,
      Seni yaratanı anımsa.
   
12:8 «Her şey boş» diyor Vaiz, «Bomboş!»

Son Söz

 

 

 

 

      12:9 Vaiz yalnız bilge değildi, bildiklerini halka da öğretiyordu. Hesap etti, araştırdı ve birçok özdeyişi düzene soktu. 12:10 Güzel sözler bulmaya çalıştı. Yazdıkları gerçek ve doğrudur.

 

 

 

 

 

 

      12:11 Bilgelerin sözleri üvendire gibidir, derledikleri özdeyişlerse, iyi çakılan çivi gibi; bir tek Çoban  tarafından verilmişler. 12:12 Bunların dışındakilerden sakın, evladım. Çok kitap yazmanın sonu yoktur, fazla araştırma da bedeni yıpratır.
   
12:13 Her şey duyuldu, sonuç şu:
      Tanr
ı'ya saygı göster, buyruklarını yerine getir,
      Çünkü her insanın görevi budur.
   
12:14 Tanrı her işi, her gizli şeyi yargılayacaktır,
      İster iyi ister kötü olsun.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

EZGİLER EZGİSİ

 

 

 

 

 

 

1.Bölüm

 

 

 

 


   
1:1 Süleyman'ın Ezgiler Ezgisi.

 

Kız



   
1:2 Beni dudaklarıyla öptükçe öpsün!
      Çünkü aşkın şaraptan daha tatlı.
   
1:3 Ne güzel kokuyor sürdüğün esans,
      Dökülmüş esans sanki adın,
      Kızlar bu yüzden seviyor seni.
   
1:4 Al götür beni, haydi koşalım!
    Kral beni odasına götürsün.

Kızın arkadaşları



    Seninle coşup seviniriz,
      Aşk
ını şaraptan çok överiz.

Kız



    Ne kadar hakl
ılar seni sevmekte!
   
1:5 Esmerim ben, ama güzelim,
      Ey Yeruşalim k
ızları!
      Kedar'ın çadırları gibi,
      Süleyman'ın çadır bezleri gibi kara.
   
1:6 Bakmayın esmer olduğuma,
      Güneş kararttı beni.
      Çünkü kızdılar bana erkek kardeşlerim,
      Bağlara bakmakla görevlendirdiler.
      Ama kendi bağıma bakmadım.
   
1:7 Ey sevgilim, söyle bana, sürünü nerede otlatıyorsun,
      Öğleyin nerede yatırıyorsun?
      Neden arkadaşlarının sürüleri yanında
      Yüzünü örten bir kadın durumuna düşeyim?
 

Kızın Arkadaşları



   
1:8 Ey güzeller güzeli,
      Bilmiyorsan,
      Sürünün izine ç
ık,
      Çobanların çadırları yanında
      Oğlaklarını otlat.

Erkek



   
1:9 Firavunun arabalarına koşulu kısrağa benzetiyorum seni, aşkım benim!
   
1:10 Yanakların süslerle,
      Boynun gerdanlıklarla ne güzel!
   
1:11 Sana gümüş düğmelerle altın süsler yapacağız.

Kız



   
1:12 Kral divandayken, 
      Hintsümbülümün güzel kokusu yay
ıldı.
   
1:13 Memelerim arasında yatan
      Mür dolu bir kesedir benim için sevgilim;
   
1:14 Eyn-Gedi bağlarında
      Bir demet kına çiçeğidir benim için sevgilim.

Erkek



   
1:15 Ah, ne güzelsin, aşkım, ah, ne güzel!
      Gözlerin tıpkı birer güvercin!

Kız



   
1:16 Ne yakışıklısın, sevgilim, ah, ne çekici!
      Yeşilliktir yatağımız.

Erkek



   
1:17 Sedir ağaçlarıdır evimizin kirişleri,
      Tavanımızın tahtaları ardıçlar.

Kız

 

 

 

 

2.Bölüm

 

 

 

 

 

 


   
2:1 Ben Şaron  çiğdemiyim,
      Vadilerin zambağıyım.

 

 

Erkek



   
2:2 Dikenlerin arasında bir zambağa benzer
      Kızların arasında aşkım.

Kız



   
2:3 Orman ağaçları arasında bir elma ağacına benzer
      Delikanlıların arasında sevgilim.
      Onun gölgesinde oturmaktan zevk alırım,
      Tadı damağımda kalır meyvesinin.
   
2:4 Ziyafet evine götürdü beni,
      Üzerimdeki sanca
ğı aşktı.
   
2:5 Güçlendirin beni üzüm pestiliyle,
      Canland
ırın elmayla,
      Çünkü aşk hastasıyım ben.
   
2:6 Sol eli başımın altında,
      Sağ eli sarsın beni.
   
2:7 Dişi ceylanlar,
      Yaban
ıl dişi geyikler üstüne
      Ant içiriyorum size, ey Yeruşalim kızları!
      Aşkımı ayıltmayasınız, uyandırmayasınız diye,
      Gönlü hoş olana dek.

   
2:8 İşte! Sevgilimin sesi!
      Dağların üzerinden sekerek,
      Tepelerin üzerinden sıçrayarak geliyor.
   
2:9 Sevgilim ceylana benzer, sanki bir geyik yavrusu.
      Bak
ın, duvarımızın ardında duruyor,
      Pencerelerden bakıyor,
      Kafeslerden seyrediyor.
   
2:10 Sevgilim şöyle dedi:
      «Kalk, gel aşk
ım, güzelim.
   
2:11 Bak, kış geçti,
      Yağmurların ardı kesildi,
   
2:12 Çiçekler açtı,
      Şarkı mevsimi geldi,
      Kumrular ötüşmeye başladı beldemizde.
   
2:13 İncir ağacı ilk meyvesini verdi,
      Yeşeren asmalar mis gibi kokular saçmakta.
      Kalk, gel aşkım, güzelim.»

Erkek



   
2:14 Kaya kovuklarında,
      Uçurum kenarlarında gizlenen güvercinim!
      Boyunu bosunu göster bana,
      Sesini duyur;
      Çünkü sesin tatlı, boyun bosun güzeldir.
   
2:15 Yakalayın tilkileri bizim için,
      Bağları bozan küçük tilkileri;
      Çünkü bağlarımız yeşerdi.

Kız



   
2:16 Sevgilim benimdir, ben de onun,
      Zambaklar aras
ında gezinir  durur.
   
2:17 Ey sevgilim, gün serinleyip gölgeler uzayana dek,
      Engebeli da
ğlar üzerinde bir ceylan gibi,
      Geyik yavrusu gibi ol!

3.Bölüm


   
3:1 Gece boyunca yatağımda
      Sevgilimi aradım,
      Aradım, ama bulamadım.
   
3:2 «Kalkıp kenti dolaşayım,
      Sokaklarda, meydanlarda sevgilimi arayayım» dedim,
      Aradım, ama bulamadım.
   
3:3 Kenti dolaşan bekçiler buldu beni,
      «Sevgilimi gördünüz mü?» diye sordum.
   
3:4 Onlardan ayrılır ayrılmaz
      Sevgilimi buldum.
      Tuttum onu, bırakmadım;
      Annemin evine,
      Beni doğuran kadının odasına götürünceye dek.
   
3:5 Dişi ceylanlar,
      Yaban
ıl dişi geyikler üstüne
      Ant içiriyorum size, ey Yeruşalim kızları!
      Aşkımı ayıltmayasınız, uyandırmayasınız diye,
      Gönlü hoş olana dek.

   
3:6 Kimdir bu kırdan çıkan,
      Bir duman sütunu gibi,
      Tüccarın türlü türlü baharatıyla,
      Mür ve günnükle tütsülenmiş?
   
3:7 İşte Süleyman'ın tahtırevanı!
      İsrailli yiğitlerden
      Altmış kişi eşlik ediyor ona.
   
3:8 Hepsi kılıç kuşanmış, eğitilmiş savaşçı.
      Gecenin tehlikelerine karşı,
      Hepsinin kılıcı belinde.
   
3:9 Kral Süleyman tahtırevanı
      Lübnan ağaçlarından yaptı.
   
3:10 Direklerini gümüşten,
      Taban
ını altından yaptı.
      Koltuğu mor kumaşla kaplıydı.
      İçini sevgiyle döşemişti Yeruşalim kızları.
   
3:11 Dışarı çıkın, ey Siyon kızları!
      Düğününde, mutlu gününde
      Annesinin verdiği tacı giymiş Kral Süleyman'ı görün.

Erkek

 

 

 

 

4.Bölüm

 

 

 

 

 

 


   
4:1 Ah, ne güzelsin, aşkım, ah, ne güzel!
      Peçenin ardındaki gözlerin güvercinler gibi.
      Siyah saçların Gilat Dağı'nın yamaçlarından inen
      Keçi sürüsü sanki.
   
4:2 Yeni kırkılıp yıkanmış,
      Sudan çıkmış koyun sürüsü gibi dişlerin,
      Hepsinin ikizi var.
      Yavrusunu yitiren yok aralarında.
   
4:3 Al kurdele gibi dudakların,
      Ağzın ne güzel!
      Peçenin ardındaki yanakların
      Nar parçası sanki.
   
4:4 Boynun Davut'un kulesi gibi,
      Kakma taşlarla  yap
ılmış,
      Üzerine bin kalkan asılmış,
      Hepsi de birer yiğit kalkanı.
   
4:5 Sanki bir çift geyik yavrusu memelerin
      Zambaklar aras
ında otlayan
      İkiz ceylan yavrusu.
   
4:6 Gün serinleyip gölgeler uzayınca,
      Mür dağına,
      Günnük tepesine gideceğim.

   
4:7 Tepeden tırnağa güzelsin, aşkım,
      Hiç kusurun yok.
   
4:8 Benimle gel Lübnan'dan, yavuklum,
      Benimle gel Lübnan'dan!
      Amana doru
ğundan,
      Senir ve Hermon doruklarından,
      Aslanların inlerinden,
      Parsların dağlarından geç.
   
4:9 Çaldın gönlümü kızkardeşim, yavuklum,
      Bir bakışınla,
      Gerdanlığının tek zinciriyle çaldın gönlümü!
   
4:10 Aşkın ne güzel, kızkardeşim, yavuklum,
      Şaraptan çok daha tatlı;
      Esansının kokusu her türlü baharattan güzel!
   
4:11 Ey yavuklum, bal damlar dudaklarından,
      Bal ve süt var dilinin altında,
      Lübnan'ın kokusu geliyor giysilerinden!
   
4:12 Kapalı bahçesin sen, kızkardeşim, yavuklum,
      Kapalı bir kaynak, mühürlü bir pınar.
   
4:13 Fidanların nar bahçesidir;
      Seçme meyvelerle,
      Kına ve hintsümbülüyle,
   
4:14 Hintsümbülü ve safranla,
      Güzel kokulu kam
ış ve tarçınla, her türlü günnük ağacıyla,
      Mür ve ödle, her türlü seçme baharatla.
   
4:15 Sen bir bahçe pınarısın,
      Bir taze su kuyusu,
      Lübnan'dan akan bir dere.

 

 

Kız



   
4:16 Uyan, ey kuzey rüzgarı,
      Sen de gel, ey güney rüzgarı!
      Bahçemde es de güzel kokusu saçılsın.
      Sevgilim bahçesine gelsin, seçme meyvelerini yesin!

Erkek

 

 

 

 

5.Bölüm

 

 

 

 

 

 


   
5:1 Bahçeme girdim, kızkardeşim, yavuklum,
      Mürümü topladım baharatımla,
      Gümecimi, balımı yedim,
      Şarabımı, sütümü içtim.

 

 

Kızın Arkadaşları



    Yiyin, için, ey dostlar!
      Mest olun aşktan, ey sevgililer!

Kız



   
5:2 Ben uyuyordum ama yüreğim uyanıktı.
      Dinleyin! Sevgilim kapıyı vuruyor.
      «Aç bana, kızkardeşim, aşkım, eşsiz güvercinim!
      Sırılsıklam oldu başım çiyden,
      Kaküllerim gecenin neminden.»
   
5:3 Entarimi çıkardım,
      Yine giyinmeli miyim?
      Ayaklarımı yıkadım,
      Yine kirletmeli miyim?
   
5:4 Kapı deliğinden uzattı elini sevgilim,
      Aşk duygularım kabardı onun için.
   
5:5 Kalktım, sevgilime kapıyı açayım diye,
      Mür elimden damladı,
      Parmaklarımdan aktı
      Sürgü tokmakları üzerine.
   
5:6 Kapıyı açtım sevgilime,
      Ama sevgilim yoktu, gitmişti!
      Kendimden geçmişim o konuşurken.
      Aradım onu, ama bulamadım,
      Seslendim, ama yanıt vermedi.
   
5:7 Kenti dolaşan bekçiler buldu beni,
      Dövüp yaralad
ılar.
      Sur bekçileri alıp götürdü şalımı.
   
5:8 Size ant içiriyorum, ey Yeruşalim kızları!
      Eğer sevgilimi bulursanız,
      Söyleyin ona, aşk hastasıyım ben.

Kızın Arkadaşları



   
5:9 Farkı ne sevgilinin öbürlerinden,
      Ey güzeller güzeli?
      Farkı ne ki, bize böyle ant içiriyorsun?

Kız



   
5:10 Sevgilimin teni pembe-beyaz, ışıl ışıl yanıyor!
      Göze çarpıyor on binler arasında.
   
5:11 Başı saf altın,
      Kakülleri kıvır kıvır, kuzgun gibi siyah.
   
5:12 Akarsu kıyısındaki
      Güvercinler gibi gözleri;
      Sütle yıkanmış,
      Yuvasındaki mücevher sanki.
   
5:13 Yanakları güzel kokulu tarhlar gibi,
      Nefis kokular saçıyor.
      Dudakları zambak gibi,
      Mür yağı damlatıyor.
   
5:14 Elleri, üzerine sarı yakut kakılmış altın çubuklar,
      Gövdesi laciverttaşıyla süslenmiş cilalı fildişi.
   
5:15 Mermer sütun bacakları
      Saf altın ayaklıklar üzerine kurulmuş.
      Boyu bosu Lübnan dağları gibi,
      Lübnan'ın sedir ağaçları gibi eşsiz.
   
5:16 Ağzı çok tatlı,
      Tepeden tırnağa güzel.
      İşte böyledir sevgilim, böyledir yarim, ey Yeruşalim kızları!

Kızın Arkadaşları

 

 

 

 

6.Bölüm

 

 

 

 

 

 


   
6:1 Nereye gitti sevgilin,
      Ey güzeller güzeli,
      Ne yana yöneldi?
      Biz de onu arayal
ım seninle birlikte!

 

 

Kız



   
6:2 Bahçesine indi sevgilim,
      Güzel kokulu tarhlara,
      Bahçede gezinmek,  zambak toplamak için.
   
6:3 Ben sevgilime aitim, sevgilim de bana,
      Gezinip  duruyor zambaklar aras
ında.

Erkek



   
6:4 Sevgilim, Tirsa  kadar güzelsin,
      Yeruşalim kadar şirin,
      Sancak açm
ış bir ordu kadar görkemli.
   
6:5 Çevir gözlerini benden,
      Çünkü şaş
ırtıyorlar beni.
      Gilat Dağı'nın yamaçlarından inen
      Keçi sürüsünü andırıyor siyah saçların.
   
6:6 Yeni yıkanmış, sudan çıkmış dişi koyun sürüsü gibi dişlerin,
      Hepsinin ikizi var;
      Yavrusunu yitiren yok aralarında.
   
6:7 Peçenin ardındaki yanakların
      Nar parçası sanki.
   
6:8 Altmış kraliçe,
      Seksen cariye,
      Sayısız bakire kız olabilir;
   
6:9 Ama bir tanedir benim eşsiz güvercinim,
      Biricik k
ızıdır annesinin,
      Gözbebeği kendisini doğuranın.
      Kızlar sevgilimi görünce, «Ne mutlu ona!» dediler.
      Kraliçeler, cariyeler onu övdüler.

Kızın Arkadaşları



   
6:10 Kimdir bu kadın?
      Şafak gibi beliren,
      Ay kadar güzel,
      Güneş kadar parlak,
      Sancak açmış bir ordu kadar görkemli.

Kız



   
6:11 Ceviz bahçesine indim,
      Yeşermiş vadiyi göreyim diye;
      Asma tomurcuk verdi mi,
      Narlar çiçek açt
ı mı bakayım diye.
   
6:12 Nasıl oldu farkına varmadan,
      Tutkum bindirdi beni soylu halkımın savaş arabalarına.

Kızın Arkadaşları



   
6:13 Dön, geri dön, ey Şulamlı kız,
      Dön, geri dön de seni seyredelim.

Erkek



    Niçin Şulaml
ı kızı seyretmek istiyorsunuz,
      Mahanayim oyununu
  seyredercesine?

7.Bölüm


   
7:1 Ne güzel sandaletli ayakların,
      Ey soylu kız!
      Mücevher gibi yuvarlak kalçaların,
      Usta ellerin işi.
   
7:2 Karışık şarabın hiç eksilmediği
      Yuvarlak bir tas gibi göbeğin.
      Zambaklarla kuşanmış
      Buğday yığını gibi karnın.
   
7:3 Sanki bir çift geyik yavrusu memelerin,
     
İkiz ceylan yavrusu.
   
7:4 Fildişi kule gibi boynun.
      Bat-Rabim Kap
ısı yanındaki
      Heşbon havuzları gibi gözlerin.
      Şam'a bakan
      Lübnan Kulesi gibi burnun.
   
7:5 Karmel Dağı gibi duruyor başın,
      Pırıl pırıl mora çalar saçların.
      Kaküllerine tutsak oldu kral.
   
7:6 Ne güzel, ne çekicidir aşk!
      Zevkten zevke sürükler.
   
7:7 Hurma ağacına benziyor boyun,
      Salkım salkım memelerin.
   
7:8 «Çıkayım hurma ağacına» dedim,
      «Tutayım meyveli dallarını.»
      Üzüm salkımları gibi olsun memelerin,
      Elma gibi koksun soluğun,
   
7:9 En iyi şarap gibi ağzın.

Kız



    Sevgilimin dudaklar
ına, dişlerine  doğru kaysın.
   
7:10 Ben sevgilime aitim,
      O da bana tutkun.
   
7:11 Gel, sevgilim, kıra çıkalım,
      Köylerde
  geceleyelim.
   
7:12 Bağlara gidelim sabah erkenden,
      Bakalım, asma tomurcuk verdi mi?
      Dalları yeşerdi mi,
      Narlar çiçek açtı mı,
      Orada sevişeceğim seninle.
   
7:13 Mis gibi koku saçıyor adamotları,
      Kapımızın yanıbaşında
      Taze, kuru,
      Her çeşit seçme meyve var.
      Senin için sakladım onları, sevgilim.

8.Bölüm


   
8:1 Keşke kardeşim olsaydın,
      Annemin memelerinden süt emmiş.
      Dışarıda görünce öperdim seni,
      Kimse de kınamazdı beni.
   
8:2 Önüne düşer,
      Beni e
ğiten
      Annemin evine götürürdüm seni;
      Sana baharatlı şarapla
      Kendi narlarımın suyundan içirirdim.
   
8:3 Sol eli başımın altında,
      Sağ eli sarsın beni.
   
8:4 Ant içiriyorum size, ey Yeruşalim kızları!
      Aşkımı ayıltmayasınız, uyandırmayasınız diye,
      Gönlü hoş olana dek.

Kızın Arkadaşları



   
8:5 Kim bu,
      Sevgilisine yaslanarak çölden ç
ıkan?

Kız



    Elma a
ğacı altında uyandırdım seni,
      Orada doğum sancıları çekti annen,
      Orada doğum sancıları çekip doğurdu seni.
   
8:6 Beni yüreğinin üzerine bir mühür gibi,
      Kolunun üzerine bir mühür gibi yerleştir.
      Çünkü sevgi ölüm kadar güçlü,
      Tutku ölüler diyarı kadar katıdır.
      Alev alev yanar,
      Yakıp bitiren ateş gibi.
   
8:7 Sevgiyi engin sular söndüremez,
      Irmaklar süpürüp götüremez.
     
İnsan varını yoğunu sevgi uğruna verse bile,
      Yine de hor görülür!

Kızın Arkadaşları



   
8:8 Küçük bir kızkardeşimiz var,
      Daha memeleri çıkmadı.
      Ne yapacağız kızkardeşimiz için,
      Söz kesileceği gün?
   
8:9 Eğer o bir sursa,
      Üzerine gümüş mazgallı siper yaparız;
      Eğer bir kapıysa,
      Sedir tahtalarıyla onu kaplarız.

Kız



   
8:10 Ben bir surum, memelerim de kuleler gibi,
      Böylece hoşnut eden biri oldum onun gözünde.
   
8:11 Süleyman'ın bağı vardı Baal-Hamon'da,
      Kiraya verdi bağını;
      Her biri bin gümüş öderdi ürünü için.
   
8:12 Benim bağım kendi emrimde,
      Bin gümüş senin olsun, ey Süleyman,
      İki yüz gümüş de ürününe bakan kiracıların.

Erkek



   
8:13 Ey sen, bahçelerde oturan kadın,
      Arkadaşlar kulak veriyor sesine,
      Bana da duyur onu.

Kız



   
8:14 Koş, sevgilim,
      Mis kokulu da
ğların üzerinde bir ceylan gibi,
      Geyik yavrusu gibi ol!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

52

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
 
  Bugün 29 ziyaretçi (42 klik) buradaydı  



   

Selam Dünya !..gurup vakti bir aile sitesidir. çorbada tuzu olsun isteyenler, tenkit ve tavsiyeleri için (alt1946@windowslive.com) veya ( mim.sait@hotmail.com ) adreslerine e posta gönderebilirler !.. gurup vakti -Ailenizin Sitesi








Diese Webseite wurde kostenlos mit Homepage-Baukasten.de erstellt. Willst du auch eine eigene Webseite?
Gratis anmelden