"üç kur’a çıkınca ardı ardına
efendisinden kaçan köle yunusu
nuh azgın denize attı" diyorlar
vah vah
"dinsin diye fırtına"
ilan olunur
"her daim rahmandır uluların ulusu
bir balık yunusu yuttu" diyorlar
ninovaya duyurula 
demektir ki
musanın sepeti firavun elinde
gözü aydın köle kavim israilin
akıbeti hayrola


"ha gemisinde nuh
ha sepetinde musa
ha balık karnında yunus
bir de halil ibrahim var mancınık sırtında
zorların zoruna çattı" diyorlar
ilan olunur

havas diyor ki "gerçek çok farklı
göz bakar çevrede   nakışı görür
gönül bilir  içinde bir sevda saklı
avamın dünyaya bakışı bunlar
yunusun kıymetini bilen bulunur
vuslat yolunun yokuşu bunlar"
ya bismillah tezgahında
insanın ilmik ilmik yeniden örülüşü bu
beklendiğini bilenin düşler yurdunda
her yokuş başında dirilişi bu
ilan olunur

eyvah
ayın yıldızların ve iblisin olmadığı bir gece
vuslat sarhoşluğuyla sayıklamışsa yunus
"la mevcude illalah
"bir ben vardır bende benden içeri" 
havas bilir bu avama bilmece
denizin damlaya uzanışı bu
ya Allah bismillah
veya ademin esma ile bezenişi bu 
tamam da
yunus-
-yaşlandın artık gözlerin artık iyi seçmiyor-
diyorsun ki -aydınlanmada dünya-
vakit seher vaktidir -tan
-tamam olmasına  tamam da
 güneş değil ki bu doğan
değil yunus
nemrut ateşinin alazı anadoluyu aydınlatan 
dumanı ruhları karartan hastalık
nefislerini ilah edinmiş insanlar
"ben var ya ben biz varya biz"
gemisini kurtaran kaptan
veya yan gider batan balık
neden kokuyor demesene deniz
bunda anlşılmayan ne var
üstelik toplumda tek ortak soru
"altmış altıya nasıl bağlanır yarınlar"
hiç bir kimse umursamıyor ötesini
herkes gününü gün etme derdinde
sen de mi görmüyorsun yunus

mil çekilsin görmeyen gözlere
islamın bu kadim bu kutlu yurdunda
sen de mi duymuyorsun mancınık sesini
duymayan kulaklara kurşun dökülsün
beri bak beri

bırak kaypaklığın "ama" "fakat" "lakin" "ancak" 

kabilinden bahanesini

bir de halil ibrahim var mancınık sırtında
duymuyor musun mancınık sesini